Gülmeyi unutmuþ bir adamýn görüntüsü çýplak aðaçlara benzer...
Seni unutmayý istemek su bozulmasýn diyedir Tin ve zeytin bozulmasýn diye Razý olmak istediðimdendir Ýsmail gibi býçaðýn ucunda bekleyen kaderime
Seni unutmak biliyorum bir þiiri bileklerime sürtmekle olacak iþ deðildi -ama ne olursa olsun unutmak gerekir bazen Aslý biraz da Kerem ile tanýmlamýyorsa kendisini- ki ben bir de ezbere biliyordum sesinin tonundaki uçurumlarýn hepsini ve yüreðinde sakladýðýn yüzleþilmemiþ tarihi
Bu yüzden ilk merhabayý söyleyemeyen bir adam olsam da unutmayý becerebilirim diye düþündüm Deðil mi ki memeden ayrýldýðýmýzý unuttuk Baþarabilirim
Ýlk iþ gittiðin günü canýmý acýtýp durmasýn diye küsülmüþ bir kitabýn içine gömdüm Sonra her gün 336 kere Ya Musavvir çekmeye baþladým bazen yanýna Ya Þâfi ekledim Brahma tiþörtü ile semaya gittim Eðri bir çiviydim ve kendimi anýlardan kanýrtarak sökmeye gücüm yoktu Önce Mustafa oðlu Celil gibi giyotine gülümsemeyi öðrenmeliydim Gittim teneþire yattým Her gün aynadaki yüzüme düello teklif ettim -öðrendim sonunda giyotine gülümsemeyi- Anlamýný bozamadýðýn birkaç kelime buldum ve onlarý kullanarak kendimi baþlangýç ve son arasýnda baðlaç olmaktan kurtardým (Yahya yaþasaydý gidip garanti olsun diye kendimi vaftiz ettirirdim ama açmazdým avuçlarýmý Ýsa gibi çivilerin için)
Senin yüzünden Tanrý yüzüme bakmýyordu cümlesini mantra gibi tekrarladým Sözlerime inansýn diye Tanrý kendime afili mezar taþlarý baktým Þaman olma tekniklerini öðreten kitaplar satýn aldým Okumadýðým zamanlarda koynuna almayacaðýn þiirler yazdým O ara –unutmayý kolaylaþtýrýr diye- at yarýþlarýna merak sardým -aslýnda bu fikri Bukowski’den çaldým- Atlarýn isimlerini öðrendim yedi nesil sülalelerini… Baktým tüm atlara isminle sesleniyorum vazgeçtim
Tek baþýma aðlamak istemedim Mevlana ile tanýþtým Heidegger ile Jane Austen ile ve el Kindi Onlar da bilerek aklýmý karýþtýrdý ýskaladým bu yüzden çoðu aðlama vakitlerini
Bazen o yayý geren parmaklarýný öpmek istedim evet Evet bazen sen kahve yaparken falý deðil iç çamaþýrlarýnýn rengini düþündüðüm anlar geldi aklýma Ama hemen gidip bir pencere açtým canhýraþ bir sokak dolusu gürültü dolsun diye odama Ýþe yaramasaydý bi koþu çocuklarýn oyunlarýna girerdim Onlar deðil ama ben biliyor olurdum sebebi iç çamaþýrlarýnýn rengidir buz gibi golü iptal ettirmeye çalýþan mýzýkçý sesimin
Bilmiyorsun seni unutmak için bazen gemilere çarpýp kaldýrýmlara düþen martý çýðlýklarýný toplamaya gittim Ýzinsiz aklýma gelip uzun boylu oturma diye kanun maddesi yazanlarýn günlük hayatta nasýl konuþtuðunu düþünerek aklýmý meþgul ettim Gider defteri tuttum harcamalarýmý abartarak yazýp çizdim Israrla o lacivert terliði giyerek saatlerce pozisyon tartýþmalarýný izledim King oynadým ha bire Rýfkýnýn ikisini de yemek için çabaladým hatta hep elimdeki en az kaðýdý koz yaptým Oyunun mantýðýna ters dediler Unutmak da mantýða ters dedim risk almazsan baþaramazsýn ………..
Özgür SARAÇ / Râzý
Sosyal Medyada Paylaşın:
Râzı. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.