NAZIM (4)
Eskiþehir Atatürk Lisesi emekli edebiyat öðretmeni
Muharrem Kadir Bey
heykelin ardýnda ayakta durmuþ,(*)
heykel oturmuþ
-uzun boyuna raðmen heykel ile ayný boyda-
gözlüksüz miyop gözleriyle,
boynunu yana kýrarak,
burnunu metne yaklaþtýrýp ters olarak
mermer sandýk üstünde duran,
mermer harflere gömülü,
heykelin ayak ucundan baþlayan
mermer sayfadaki þiiri
okumaya devam etti;
"Ýþte geldik gidiyoruz,
hoþçakal kardeþim deniz,
biraz çakýlýndan aldýk,
birazda masmavi suyundan,
sonsuzluðundan da biraz."
Emekli Muallim Muharrem Kadir;
Gözlüðünü takmýþ,
metinden uzaklaþmýþ
bir þekilde þimdi
mermer sayfadaki þiiri
merdivenleri yukarý çýkarak;
"Iþýðýndan birazcýk"
Diye okuyarak
bir merdiven geriledi;
"birazcýkta kederinden,
birþeyler anlattýn bize,”
Bir merdiven daha;
"biraz daha umutluyuz,
biraz daha adam olduk,
iþte geldik gidiyoruz,
hoþçakal kardeþim deniz.“
Dalgalý sayfanýn sonu;
"17. Eylül.1958"
Muharrem Kadir,
ayný zamanda þair;
-kendini oldum olasý öyle bilir-
"Acaba Nazým bu þiiri
Haydarpaþa Garý otel olacaðý içinmi,
-sanatçýnýn geniþtir hayali-
1958 yýlýnda, yurt dýþýnda, Pitsuna’da yazdý?"
Diye düþündü.“
Buna martýlar bile güldü;
" Bende gidebilmek için yurtdýþýna
acaba
Ýsmet Paþa’ya
„Diktator“ mü demeliydim,
hapse mi girmeliydim?"
Dedi.
Köy Enüstitüleri‘ni
baþýndan beri sevmezdi,
hele oradan gelenleri,
sonra çok parti,
nihayet Demokrasi.
Biri;
" Haydi Bey ileri,
kaçýracaðýz tireni!"
Diye onu öne itti,
Emekli Muallim Muharrem Kadir Efendi
çekildi yana
ama
mermer merdivende oturan,
tunçtan Nazým’a bakan
kýsýlmýþ miyop gözleri;
„Ben çoktan kaçýrdým o treni!“ dedi.
Tek arzusu Paris’e gitmekti;
„Herkes gitti,
bir ben,
neden?"
Sebebini bilmeden
birgün sýnýfta
öðrencilerin önünde
gözyaþlarýný tutamadý
ve
hüngür-hüngür aðladý.
Zengin bir aileye iç güveydi
Emekli Muallim Muharrem Kadir Bey;
Zeytinyaðlý, kuþ üzümlü, çam fýstýklý, dolma baharatlý
Ýç Pilav gibi bir þey.
Ýþaret parmaðýnýn kancasýyla, gevþetti gravatý;
„Medeniyet Yularý!“ derdi,
yinede giyerdi.
Beyaz gömleðinin kolalý yakasýný kollayan
sedef, mini, dört delikli düðmeyi çözdü,
sonra ceketinin üst cebindeki beyaz mendili
çekti-çýkardý,
gözyaþlarýný sildi,
mendil öðrencilerden utandý.
Çok þiir yazdý.
Hatta kendi parasýyla bir kitap bile çýkardý;
" Nazým’ý taklit etti!" denir,
baþarýsýzlýðýna hep onu sebep gösterir;
"Ne yapmak istediysem onu yazmýþ,
bana birþey kalmamýþ!"
der,
hem kýzar-hem beðenir,
hayat hikayesini ve þiirlerini ezbere bilir,
hem sever-hemde tenkit eder;
"Ne yazmýþsa benden almýþ, birader!"
Eli deðmez kaleme
ona göre
Nazým’ýn þiiri,
kendine özel bir gevelemedir.
"Niçin taklit edeyim,
kendimi tekrarlamak için mi?"
Bitirmeden bozar þiiri,
hatta baþlamaz bile.
Ulaþamadýðý ciðere;
" Mundar!" diyen kedi gibi
bilir,
yazacaðý þiir
ustanýn eseridir.
(*) NAZIM (3) þiirinin devamýdýr. Yana yatýk/içeri dizeleri Büyük Türk Þairi Nazým Hikmet sýlada yazmýþtýr.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Oğuz Can Hayali Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.