Beyaz kaðýttan
bir uçurtma olsam,
-dik baþlý-
baðrýma bassam rüzgarý,
ipimi tutsa biri
çocuk gibi.
Selam verip-takla atýp
titretsem kuyruðumu
sýnýrsýz düþlerde,
sizlere
tepeden bakýp
anýmsasam çocukluðu.
Yel yetmediði zaman
alçalacaðým aman!
Geriye dönerek
koþacak öne çocuk,
ip gerecek,
yükseleceðim yine,
her ikimizde
çocukça mutluluk!
„Hani biz seninle
Çav Bell’yý söyleyecektik
bem-beyaz Barýþ Giysileir giyip
senin ile
caným kardeþim?
"Al kalbini gel!" dedin,
geldim bak
mýzýkçýlýk etme gayri kalk!
"...Ellerin ile topraðýma güneþ doðacak açacak çiçek,
çav bella, çav bella, çav bella çav, çav, çav."
Cümlesinde
-biliyorum farketmiþsindir elbette-
"sen gömmelisin beni ellerin ile..."deki
-bu ilk 5 kelimeyi-
bilerek atladým ve söylemedim bak.
Çünki ellerinle gömebilmen için beni,
yaþamalýsýn mutlak!
Gelip geçenler diyecek;
„Merhaba,
merhaba ey güzel çiçek…“
Bir sabah uyandýðýmda,
seninle Selin Bölek.
Ama
ne ellerin baðlý senin,
nede ben uykudayým;
"Gel!" dedin,
geldim bak
vede buradayým.
Mýzýkçýlýk etme söz verdin,
haydi gayri kalk
davran,
geç olmadan yataktan. „