Nûriye Hsbk Akyl

VEBÂL


VEBÂL

Nefis kul hakkını sarmış sırtına
Gönül zindanında voltalıyoruz
Ömür binmiş gider, zaman atına
Kaçtı elimizden tutamıyoruz.

İftira edene şahit istemez
Doğru mu, yanlış mı? acaba demez
Gıybet eder ammâ kul hakkı yemez
Çiğnediğimizi yutamıyoruz...

Dilimizde saçma sapan türküler
Aklımızda döner durur tilkiler
Beynimize hasar verir belkiler
Haset kapısını örtemiyoruz

Nefsimize ne hoş gelir övünmek
İçi ayrı, dışı ayrı görünmek.
Zor gelir hakkını, haklıya vermek
Haramı geriye itemiyoruz.

Ak diyor karayı kabullenerek
Yalan, piyasaya sürülen gerçek
Dayımızın arkasında gözü pek
Düşmana yüz yüze çatamıyoruz.

Şeytanın mü’mine çok davetleri
Gittikçe sıklaştı ziyaretleri
Tükenmiyor nefs’in şikayetleri
Eğriyi doğruyu tartamıyoruz.

Mahremiyet üryan, halkın içinde
İlişkiler gayrı meşru biçimde
Insanlık sallanır ipin ucunda
Kucaklayıp omuz atamıyoruz.

Hasta bekler, sağlar alır sırayı
Saramam der, tabip gelir yarayı
Yüklüyoruz karşı cebe darayı
Malı helâl yoldan satamıyoruz.

Suyun rengi var mı, yok mu, bize ne
Ödül mü verirler bunu çözene?
Ayak uydurarak çağdaş düzene
Kendi kökümüzü baltalıyoruz.

Akılda, fikirde çok hurda hile
Dünyalık sevdalar düşmüş gönüle
Ameller gelince sorguda dile
Kabrimizde rahat yatamıyoruz.

Yinede kıyamam, benim özümsün
Âmâ bile olsan iki gözümsün.
İçten içe yanan ateşim sönsün
Duman içimizde tütemiyoruz..

Ah Hicranî çoktur kulun vebali
Kötülerin belli, sonu ahvali?
Bile bile nâr’a düşer ahali
Gün gün eksiliyor, artamıyoruz.

Nûriye Akyol/ 1/13/2021

Görsel alıntıdır
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.