Çöl ve Cehennem İçimde Ses Ağıtları 7
Güney
Çöl ve Cehennem İçimde Ses Ağıtları 7
-Kum Tufaný-
10
Ey adem, ey aziz!
Ey Kâf kâmili
Ey Ýbrahimi
Bilirsen, ahir zamanýn bu son dramýnda kendi k/aybýndýr Kün fe Yekün inkârý
Görüyor musun, bu zül kimin?
Judaean ve Negev’in yakýcý bakýþlarýnda dökülüyor üstüme Tûr Daðý
Yaðýyor üstüme Büyük Kýzýl Su
Çöl yansýsýna dikenli yýldýzlar düþüyor gökten
Gözlerimde kum, bakýþlarým çöl
Feryatlara çekiliyor imtihanlar
Onlarýn gözleri mil, onlarýn gözleri suç!
Bu benim, bu senin, bu tam eksik, bu dosdoðru eðri, bu yok bizim.
Bu ýslak su, bu tozlu kum, kumlu çöl, bu kayadan taþlar, taþtan da taþ kalpler
-Söyle, gördün mü ey aziz?!
O diþil yüzlerdeki eril iblisi
O ferfecir körlüðü
O beyaz çoðrafyanýn kapkara ýþýklarýný
-Söyle, ey aziz?!
Bu tezatlar çoðulunda artýyor dillerde kâfiri izler
–en çok- kimin bu pak günahlar?..
-Gördüm ben, ben çocukken, çok çocukken daha
Daha o zaman
Dahadan da önce
1. Ýntifada
Kâbusuma döndü Hanoc’un apokrif hikâyesi;
Vuruyordu Nefilim ellerinde silah ile
Vuruyorlardý hep birlikte
Vuruyordu hepsi acýmasýzca, hýnçla ve zalimce
Ýçlerinden biri, ellinde keskin bir taþ ile vuruyordu
Vuruyorlardý -kinle!-
-Gördüm ey adem
Sýrtýna doðru dal gibi burkarak incecik bir kolu, vuruyordu bileklerine
Vuruyordu
-acýmasýzca!-
Kýrýldý taþlarýn kollarý!
Kýrýldý’m
Kýrýldý umutlarým ben daha çocukken...
-Gördün mü ey adem?!
Vuran o Ýblisleri.
Ýblisten de dahasýný, dahadan da daha...
-Gördün mü ey adem?!
-Gördüm -Kendimi!-
Bendim, kollarýnda taþ kýrýlan
Vuruldu kollarýma taþlar
Kýrýldý kollarým
Sonra her sabah öldüm, her seste, çýðlýkta öldüm, çocuklarýn bakýþlarýnda
öldüm.
Ýçimde’n öldüm, sessizce, çokça ve çoðalarak, çocukça öldüm, hep öldüm.
Her gün yeniden…
Kýrýldý kollarým
Kýrýldým dünyaya… -*‘Yaþamak isterken delice…’-
Sonra içimde büyüyemedi o çocuklar ve hiçbir çocuk...
-Gördün mü ey adem!
-Gördüm, görüyorum!
Vuruyor ceset yüzlü zalimler
Vuruyorlar yine
-hýnçla!!!-
Çýðlýklar ýslýk ýslýk çarpýyor yüzüme
Çarpýyor güneþin arþýna
Ah bu kin nasýl da bulaþtý ruhlara
Ah bu ecel, kaç kez –daha- öleceðiz böyle!?..
Çok yorulduk, üzüldük, çok vurulduk, çok öldük.
Durmadýlar.
Durmadan yine vurdular, yorulmadan, utanmadan, korkakça vurdular!
Vurulduk yine, tekrar ile, defa ile, öl ile…
Ah nasýl böyle büyüdü þer, kötülük, bu kin?
Tamamlanmaz oldu hiçbir noksan
Kaçtýr bekleniyor ebabil, kanadý yok
Çizilir taþlara g/izler
Düþer taþlara kum kum sesler
Duyan yok, iþiten yok!
Kalýr taþlarda kollarýmýn izi...
Herkes çöl…
Hey adem hey, hey bab’aziz!
Bu haham ve papaz diftongu
Nu tapýnak muadili
Bu sebep ile bu sonuç ile
Duymaz mýsýn dünya çýðlýðýný?
Kefenler düþüyor bedenlere, bedenlere ölüm
Düþüyor beþiklere analarýn sesleri
Gök mavi düþüyor seslere, düþüyor seslere çöl.
Seslerde arabi eyvah’lar…
Ey sevgili Tanrým!
Unutmadým o acýyý!..
Unutturmayacaðým!..
Ey sevgili Tanrým!
Olacaksa bu son olmuyor!
Sürüyor, bitmiyor bu zulüm
Gayrý kopacaksa kopuyor Gazze’de kýyamet…
Ey sevgili Tanrým!
Bu kul mahþerine öfke ile dertteyim, kahýrdayým.
O kum, o taþ, o Kerbela çöl ile!
-Ýsyan deðil baðýþla-
Bu, bu mevsim o çocuklar sana k ü s...
!
!
!
*Nevzat Çelik-Þafak Türküsü
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.