hazýrlýk/ sana
aþk sana önce rengini verdi yolculuðun
zemheri öpüþünle geçti uçuk
uçuk kaçýk bir bakýþ yakaladý
bende hümayý
fikrim yazýlmýþ geceden koynuna
acýlarýmda buharlý tren sesi
ne vakit geçsen aklýmdan
yanlýþ istasyonda iniyor gururum
yolculuk/bana
hani yarýn olur ya akþamdan sonra
güneþin kýzýllýðý aldatýr o an seni
ayýp bir þeyler yapýyormuþ gibi
yakalanýverirsin
korkularýna
bir boþluk tamamlar içini o zaman
yolculuðun baþladýðýný sanýrsýn
aldanýrsýn
taþ atan çocuklarýn
içindeki gerçek olmak istersin
cama yasladýðýn baþýn
taþlaþan kalbini teselli ederken
birileri türküsünü yakar hasretin
oysa benim senin gurbetin
-yaksana bana bir cigara-
yüksek sesle baðýrmaya baþlayýnca
annesinin elinden kurtulmuþ sapanlý çocuk
çok sonra Basmane garýnda
kýrmýzý bavulunda aþk yazýlý kýza
yazarken aþkýný
öldüðünü hatýrlayacaksýn
bu yolculukta uzak bir kasaba gibiydi adým
zulmü ilan edilmiþ aþk’tý adýn
varýþ/bize
tam bitmesin diye beklerken
birden karþýma çýkýyorsun
kenar mahalle istasyonunda
kaçmak için yer arandýðýmda
ellerin anlamsýzca yer arýyor kendine
-sarýlacaksýn ya/ neden geldin diye-
varmak gibi oluyor yaþým sana
ilmek gibi boynuna
inmek oluyor yaþam bana
dizmek kimi zaman koynuna baharý
düþmek gibi yakana
aþklara her defasýnda kana kana
varmak gibi oluyoruz
masalýn sonuna
uykuya dalmak gibi olmalý
aynada ki kendimize
ölmek gibi olmalý varýþ
bitsin artýk bu arayýþ…