KİRAZ AĞACI (28)
„Sana uzun zamandýr yazamadým,(*)
bahçemdeki Kiraz Aðacý’ým.
Ýþlerimin çokluðundan deðil!
Yazmak istediðim þiir
henüz kývamýna varmadýðýndan,
ülkemde olanlara bir türlü aklýmýn almadýðýndan,
Ýnsan oðlunun bu derece gamsýz ve gaddar
bu derece bencil, sahtekar, kindar,
dindar-mý-dindar,
yardakçýlarýna güvenmiþ,
kendini beðenmiþ,
yalancý, yaðmacý, talancý
olmasý
inanki benim acým
Kiraz Aðacý’m.
Oysa ki sen ne gamsýzsýn ne gaddar,
ne de yalancý-kindar yada sahtekar!
Paylaþýrsýn her þeyini sonuna kadar herkesle;
hiçbir karþýlýk beklemeden,
Karýnca ile, kuþ ile kelebeklerle,
kurt, arý ve böceklerle
“Ýtibardan tasarruf olmaz!” bile demeden.
Ama
“Aðaç olmak” zor gelir biz insanlara;
Mecazi anlamý ise “ekilmek” tir,
yani biri tarafýndan atlatýlmak-bekletilmek demektir.
Hele-hele birine;
“Kalas, kütük, odun, kereste, moloz!” falan deme,
küfür sanar,
kýzar insanlar.“
Bilirsin,
en can dert ortaðýmsýn benim.
Sana her þiirimde
tanýdýk dostlarýmdan
vede
yaþadýðým gerçek anýlarýmdan
bahsettim.
Bu günki konuðun ise,
henüz tandýmadýðým
bir kimse
Kiraz Aðacý’m.
“Tanýmýyorsan, nasýl anlatýrsýn!”
Deme bak,
oda seni tanýmýyor fakat,
benim kadar sen onada yakýnsýn.
Hiçbir yeþil bana
turuncu görülmez,
siyah karanlýksa,
ýþýða bürünmez,
virajýn doðrusu,
yokuþun düzü,
ateþin soðuðu,
havanýn közü,
Adalet‘in haksýzý,
Hak‘ýn hýrsýzý,
yoktur, olmaz,
olmayacaktýr ve olamaz!
Bil ki;
Demokrat hiçbir milletvekili,
hakim, savcý yada avukat,
kanunsuzluðu savunamaz,
savundurulmayacaktýr mutlak!
Kiraz aðacýndan
armut yada kavun beklenemiyeceði gibi;
Gazeteci, yani doðru haberci,
onurlu bir insandan;
Yukarýdaki delik ile,
-baðýþla muzur benzetmemi-
karýþtýrmasý aþþaðýdakini
beklenemez.
Alttaki mutluluk ile üstüne
rahat otursun diye,
yukarýdakinden dýþký çýkmasý öngörülemez!
Dal, daldýr,
kök ve yaprak aðaç olduðun için vardýr.
Topraktan, havadan, güneþten, sudan
özümlediðin meyvan;
Kýrmýzý, parlak, tatlý ve yuvarlak…
Yani „Kiraz“ denince akla yalnýzca
bunlar gelir ancak.
„Hak“ denilenin
Büyük Millet Meclisi ve mahkemeleri varsa,
ceza yada hak verenin
yeri kanunlarsa,
hakký inceleyenin
hakim, savcý, avukat gibi onuru ismi varsa,
ve „Hak edenin“
özgürlüðünü hapis kýsýtlarsa
bunun adý „Adil Demokrasi“dir
vede „Herkes kanun önünde eþittir!“ denir.
Ama hakký yenenin,
haksýz yargýlanýn,
hapse konanýn,
çýkan afdan yaranmasý engellenenin;
sabýra dayanýklýðý gittikçe zedelenir,
öte yandan
kendine kýzdýkça-kýzar ve öfkelenir,
özgür parmaklarý
demir parmaklýklarý
sýka-sýka sallar,
kalýnlaþýr avuç içi nasýrlar.(**)
Ben hiç hapse girmedim,
ama mahpusluðun ne olduðunu iyi bilirim,
50 yýllýk sýlanýn acýsý;
Bunun ne duvarý vardýr nede kapýsý,
önü tek düze karanlýk
-sýnýr denilen bir parmaklýk-
kadardýr,
ve içi dardýr.
Hýrsýz, dolandýrýcý ve Mafia üyesini affa kat,
cezasý baþlamadan yada bitmeden
dýþarý çýkart hemen,
kurbanýný tecavüzcünün insafýna býrak,
uyuþturucu madde üret ve sat,
af gelir, çýkarsýn dýþarý mutlak!
Hýrsýzlýk ve dolandýrýcýlýktan
kýsa bir süre hapis yatan pisikopat,
kadýn satan, sübyancý, sapýk,
niçin korksun kanundan artýk?
Ýstismarcý, rüþvetçi, sahtekar, cani
-sosyal barýþý bozanlar yani-
af ile mükafatlandýrýlýrsa,
suça teþfiktir böyle bir yasa!
Ama doðruyu yazan,
yolsuzluklarý ortaya çýkaran
gazeteci göz altýna alýnýr,
haksýz olarak yargýlanýr,
vede temel haklarý hiçe sayýlýrsa,
gelde bu haksýzlýða karþý çýkma!
Her ne olursa-olsun biz
daima doðruyu ve gerçeði söyleyeceðiz,
yapmayacaðýz ayýrým-kayýrým vede hata,
affetmeyeceðiz asla;
Ergen olmadan,
ehliyetsiz araba kullanan,
bir „Büyük Belediye Baþkaný“ nýn oðlunu
ve yaya geçidinde
çiðnediði kadýn öldüðü halde,
olmayacak ölen suçlu!
Yahu nasýl bir Hukuk, nasýl bir Adalet‘tir bu?
Ýnanki
Barýþ içeri girdiðinden beri
týkanýk soluyorum,
içinde yaþadýðým odayý, kendimi ve doðayý
tüm haksýzlýklardan dolayý
sorumlu buluyorum.
Kapaðýný açtýðýmda
buzdolabýmýn yada
Içi yiyecek dolu tenceremin,
utancýmdan sanki ölüyorum;
Dar bir koðuþta,
özgürlüðe açýk bir pencerenin,
ardýnda doðruyu yazmaktan
nasýr tutmuþ iki el görüyorum.
(*) Yana yatýk/içeri dizeler 29.5. 2022 tarihinde yazdýðým KÝRAZ AÐACI (24) þiirine aittir.
(**) “Hiç canýný sýkma kardeþim, yine baþtan yazarýz.” Diye baþlayan bu cümle; Barýþ Pehlivan‘ýn Cezaevine girmeden bir gün önce, 16 Aðustos Çarþamba günü Cumuhuriyet Gazetesi’nde yayýnladýðý „PARMAÐIMDAKÝ NASIR“ adlý yazýsýndan esinlenmedir. Okumanýzý öneririm.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Oğuz Can Hayali Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.