"Dün(*)
þu Ormanýn Kýralý Aslan vardý ya,
-hani bugün kuyruðuna teneke taktýðýmýz meydanlarda-
gençliði geldi aklýna,
kükredi;
" Ne kadarda hýzlý geçiyor dünya!"
Dedi.
Onca Yýldýr, 80 bin küsür gündür
yönetirdi Orman‘ý gümbür-gümbür.
Sayýsý kat-be-kat artan
orman halký korkmuyordu artýk ondan.
Saygýmý kalmamýþtý ne?
"Ayartýlmýþ" mýy-mýydýlar belkide!
Oysa ki
Orman Kanunu idi bu,
Aslan biliyordu iyi;
GÜÇLÜ HER ZAMAN YENERDÝ ZORU!
Enerji üretip refaha kavuþacaðým diye,
kontrolsuzca büyüdü kitle.
Sorumsuz ve hür
kesilip-küçüldü Orman.
Atom gibi gümbür-gümbür
bilinçsizce üredi insan!
Sonunda
atom insanýn elinde
oluverdi bomba;
Hiroþima, Nagazaki’de patladý.
insanlýðý hakladý
ve Çernobil’de oldu zehir!
Çöpünü sokacaðý yeri deðil,
n’deceðini bilmeden bile
ulaþmak için hedefe
sorumsuz, kontrolsuz ve Hür
gümbür-gümbür
doðayý yoketti daha,
suçu attý sokaða.
Ama sýðmadýlar,
pislik caddelere taþtý,
öbek-öbek sorunlar
ormanlara ulaþtý.
Dün
gençliði gelmiþti Aslan‘ýn aklýna,
salladý yelesini kükredi.
Hiçkimse artýk inanmýytordu ona,
hani
"Þu Ormanýn Kýralý" Aslan vardý ya...
Televizyonda farelerden yardým istedi."