İSTANBUL PEMBE (41)
Masalýn içi yalan,
dýþýysa kalbur-saman;
Develerin tellak olduðu bir ormanda(*)
kýral olan bir arslan varmýþ,
pirelerin berberlik yaptýðý zamanda
oda yalancýlýk yaparmýþ.
Can sýkýntýsýndan bu aslan;
„Avcý geliyor ormana, düzenimizi bozmaya!“
Diye baðýrýrmýþ yalandan.
Yada;
„Ben gidersem terör gelir!“ Dermiþ,
orman halkýný huzursuz edermiþ.
Neyse lafý uzatmayalým;
Orman halký ne yapsýn?
Kýral bu daima uyulacak,
kaçarlarmýþ köþe-bucak!
Aslan ise gülermiþ;
„Korkunun ecele faydasý çok!“ dermiþ.
Ýtibardan tasarrufsuz olan,
bu yalan hastasý aslan,
bakmýþ;
„Ýtibar“ dediði
ve onunla hükmettiði,
þey azaldýkça-azalmýþ,
geriye ona
yalnýzca
„yalan söyleme“ kalmýþ.
„Avcý geliyor ormana, hepinizi vurmaya
etinizi yiyecek,
sonunuz kötü bitecek!“
diye baþlamýþ yine halký korkutmaya;
„Et mi kaldý gövdemizde?
Deri, kemik her yanýmýz,
bir çýkmadýk var canýmýz!
Korkup-kaçacak olan,
Sen yalancý semiz aslan!”
Diye orman halký karþý koymuþlar
ve aslaný ormandan kovmuþlar.
Onlar ermiþ muradýna,
ulaþarak güzel günlere,
biz çýkalým kerevetine.
Özgür ve saðlýklý bu ormanda;
Kýralsýz, avsýz, avcýsýz ve yalansýz
herkes mutlu kalmýþ.
(*) Tüm ÝSTANBUL PEMBE þiirleri hayvanlar için yazýlmýþtýr. Ýnsanlarýn alýnmaya asla ve asla haklarý yoktur.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Oğuz Can Hayali Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.