KÖYÜM KARAYUSUFLU
KÖYÜM KARAYUSUFLU
Karayusuflu’m belenler iki yanda,
Karadað’a da sýrtýný yaslayanda,
Gediklerden havalar da puslayanda,
Yýrtýcýlar durmaz düzlüðe inerdi.
Aç kurtlar pusarak avýna sinerdi…
Mart gelende, doða canlanýp açanda,
Menengiçler türlü kokular saçanda,
Anam, sakýz burcu*yla ekmek açanda,
Sýcak bazlamalar dürüm edilirdi.
Isýrýp, oðlak ardýndan gidilirdi…
Ala yoncalar belenleri bezeyende,
Deve Yataðý’nda develer gezende,
Ikýnýp yattýkça otlarý ezende,
Kaçak Höbürü**nde taþlara çýkýlýrdý.
Batýya, Kýnýk Gediði’ne bakýlýrdý…
Nergizlinin Yüzü’nde nergiz yolanda,
Purlak’tan böðütlere sular dolanda,
Güz gelende, otlar sararýp solanda,
Kara eþekler otlarý kemirirdi.
Su seðirtmiþ gövdeleri semirirdi…
Dað Baþý’na sürüler dolup, taþanda,
Yazlarý, çalý aðýllarda yaþayanda,
Azýkçýlar Çetik Kuyak’tan aþanda,
Keçi sütünden de teleme çalýnýrdý.
Kabýn dibi parmaðýmýzla yalanýrdý…
Karadað’ýn kör yýlaný çok olanda,
Kör de olsa, aðusundan korkulanda,
Yüzünü görenin içi burkulanda,
O belenler dere, tepe gezilirdi.
Nice yýlanlarýn baþý ezilirdi…
Karac’oðlan’dan sert rüzgar esende,
Adamý yýkýp, iflahýný kesende,
Nice davar koyun yerlere serende,
Orada nereye baksak görünürdü.
Sonra, yöreb aþaðý köye yürünürdü…
Huðlu’dan Büyükdere’ye varýlanda,
Sakýzlarýn gövdeleri yarýlanda,
Ýçine çelik*** konulup, sarýlanda,
Haziranda yarma aþýsý yapýlýrdý.
Sýcaða karþý da dallarla kapanýrdý…
Kaplan Deresi’nde kaplan varmýþ denilende,
Gaklarýndan yaðmur sularý içilende,
Geceleri uðramadan geçilende,
Buraya üç harfli býrakýlmýþ denilirdi.
Köylülere nice korkular verilirdi…
Temmuzken Yazý’da ekin biçilende,
Tuluklardan soðuk sular içilende,
Firezden köye, biçine geçilende,
Saplar da harman yerine serilirdi.
Üzerinde, cercer ve düven sürülürdü…
Eylül girdiðinde fýstýk sýyrýlanda,
Ben**** olanlarý bozdan ayrýlanda,
Ýþin doðrusu, çalýþan kayrýlanda,
Deðirmen misali fýstýk çýtlatýlýrdý.
Hasýlat çok gelir, düþman çatlatýlýrdý…
Ýmececiler sýraya düzülende,
Rençber, günlükçüler bir bir süzülende,
Bazýlarý seçilemez, üzülende,
Adatepe’de baðda üzüm kesilirdi.
Sepetlerle, fýrtýna gibi esilirdi…
Gemrik baðlarýnda hönüsü***** olanda,
Koyu kýzýl, biraz morumsu olanda,
Tükenmesi de zemheriyi bulanda,
Kara kýþlarda kurusu yenilirdi.
Keþke bu üzüm yýl boyu sürse denilirdi…
NAFÝZ TANÇAÐLAR
20 Nisan 2023 Perþ. 12.23
Y.Ova /K.Çekmece_Ýstanbul
* Sakýz burcu ; Antep fýstýðýnýn aþýlanmamýþ haline, yöresel olarak sakýz denir. Bu sakýzýn verdiði meyvenin ilk haline sakýz burç olup, çok güzel kokar.
** Höbür ; Çok büyük kara taþlardan oluþan yýðýn. Küçük bir tepe.
*** Çelik ; Sakýzý aðacýný aþýlamak için, fýstýk aðacýndan alýnan parçanýn adýdýr.
**** Ben ; Olgunlaþmýþ Antep fýstýðýdýr.
****** Hönüsü ; Gaziantep yöresinde yetiþen bir üzüm türü.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Nafiz Tançağlar Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.