„Kara kargalar(*)
komþu ormandan kaçýp, bize sýðýnmýþlar,
yani misafir olup dize-dize;
„Bizimde malýmýz bu orman,
yaþasýn yeni vatan!“
Diye
baþ kaldýrýp, gösteri yapmýþlar.
Bilgiç Uhu;
"Siz ne göçmen nede yabancý iþçisiniz yahu,
alt tarafý misafirsiniz,
haddinizi bilin hu-hu!"
"Sus be terbiyesiz!" demiþ küstah karga;
"Gök sýnýrsýz-milletsiz!"
Özgür Atmaca;
"Ya orman?"
diye onun sözünü kesmiþ o zaman;
"Sen doðduðun yeri mahvettin,
þimdi geldin bizimkine göz diktin!"
Kap-kara düþünmüþ bu sefer kara karga;
"Bende senin gibi kuþum,
gurbet ele kovulmuþum, buraya konmuþum.
Bak benimde kanatlarým var,
bu orman ise bana atalarýmdan yadigar.
Zaten onu bize söz verdi aslan,
defol git sen, haydi oradan yaylan!"
Diye baþlamýþmý terbiyesiz karga
atmacayý kovmaya?
"Misafirsen-misafir,
haddini bil sen sefil!"
Diye birlik olarak kuþlar
bu haksýzlýða karþý çýkýnca,
baþlamýþ ormanda bir kargaþa.
Hepsi Aslan’a gitmiþler;
"Kýralým!" demiþler,
-tabiki sayýn-
neyse uzatmayalým;
„Bak þu kara kargalar
kovuyorlar bizi,
yurdumuza sahip çýkacaklar,
ülkelerindeki gibi
ormanýn içine sýçacaklar!“
Sayýn kýral son seçimden dolayý yaralý,
vekilleri idare ediyormuþ zaten þimdi sarayý,
Babacan Tilki diye biri yeni parti kurunca
ve eski Baþ Çakal‘i Davutoðlu 6’lý ittifaka üye olunca
baþlamýþ mý aslan salya-sümük aðlamaya.
Sonunda ne mi olmuþ?
Aslan ormandan kovulmuþ,
kargalar belasýný bulmuþ
orman ise kurtulmuþ.“