Görmez misin,
Rabbin gölgeyi nasýl uzatýyor?
Dileseydi onu elbette hareketsiz kýlardý.
Sonra biz,
güneþi gölgenin varlýðýna bir delil yaptýk. (1)
Sonra güneþin yükselmesiyle
onu yavaþ yavaþ kendimize doðru çekip
ortadan kaldýrýrýz. (2)
Sizin için geceyi bir örtü,
uykuyu bir dinlenme,
gündüzü de yeniden hayata uyanýp çalýþmak üzere
yeryüzünde daðýlma vakti kýlan
O’dur. (3)
Rüzgârlarý
rahmetinin önünde müjdeleyici olarak gönderen de
O’dur.
Biz,
gökyüzünden tertemiz bir su indiririz. (4)
Rasûlüm! De ki:
“Düþünün bakalým,
eðer Allah kýyâmet gününe kadar
geceyi üzerinizde aralýksýz devam ettirse,
Allah’ýn dýþýnda,
size ýþýk getirebilecek bir ilâh kimdir?
Hâlâ gerçeðe kulak vermeyecek misiniz?” (5)
De ki:
“Düþünün bakalým,
eðer Allah kýyâmet gününe kadar
gündüzü üzerinizde fâsýlasýz devam ettirse,
Allah’ýn dýþýnda,
size içinde istirahat edeceðiniz geceyi getirecek
bir ilâh kimdir?
Hâlâ gerçeði görmeyecek misiniz?” (6)
Kullarýna olan merhametinden ötürü
Allah,
sizin için geceyi ve gündüzü yarattý ki,
geceleyin sükûnete erip dinlenesiniz,
gündüzün de
O’nun lutfundan
rýzkýnýzý arayýp þükredesiniz. (7)
O’nun varlýðýnýn delillerinden biri de,
rüzgârlarý müjdeciler olarak göndermesidir.
Böylece size rahmetini tattýrýr,
gemiler O’nun koyduðu ilâhî kanunlara göre
akýp gider
ve bu vesileyle siz de
O’nun lutfundan rýzkýnýzý ararsýnýz.
Umulur ki,
bütün bu nimetlere þükredersiniz. (8)
Görmez misiniz ki
Allah,
göklerde ne var
yerde ne varsa hepsini
hizmetinize vermiþ olup,
açýk ve gizli,
maddî-mânevî tüm nimetlerini
üzerinize yaðmur gibi yaðdýrmaktadýr?
Buna raðmen öyle insanlar var ki,
ne doðru bir bilgiye,
ne yol gösterici bir rehbere,
ne de aydýnlatýcý bir kitaba dayanmaksýzýn
Allah hakkýnda tartýþýp durur. (9)
Hiç görüp düþünmezler mi ki,
biz suyu kupkuru topraklara gönderiyoruz da,
onunla hem hayvanlarýnýn
hem de kendilerinin
yiyecekleri ekinler çýkarýyoruz.
Hâlâ
gözlerini açýp gerçeði görmeyecekler mi? (10)
Ölü toprak, onlara
Allah’ýn sonsuz kudretini
ve yeniden diriliþi ispatlayan muhteþem bir delildir.
Þöyle ki,
her bahar biz o topraða hayat veriyor
ve oradan canlýlarýn yiyip beslendikleri
çeþit çeþit ekinler,
ürünler çýkarýyoruz. (11)
Yine o yerde hurma bahçeleri,
üzüm baðlarý
var ediyor;
oradan pýnarlar,
gözeler fýþkýrtýyoruz. (12)
Görmezler mi ki,
bizzat ellerimizin yaptýklarýndan
onlar için nice hayvanlar yarattýk?
Kendileri de bu hayvanlara
kolayca sahip olmakta
ve onlarý diledikleri gibi kullanabilmektedirler (13)
Biz bunlarý
emirlerine boyun eðdirdik;
bir kýsmýna binerler,
bir kýsmýndan da yerler.
Bu hayvanlarda onlar için
nice faydalar
ve içecekleri sütler vardýr.
Hâlâ þükretmeyecekler mi? (15)
Geceyi huzur içinde dinlenmeniz için
sessiz ve karanlýk;
gündüzü de çalýþabilmeniz için
aydýnlýk kýlan
Allah’týr.
Gerçekten Allah
insanlara karþý
pek büyük lutuf sahibidir;
ne var ki insanlarýn çoðu
þükretmez. (16)
O Allah ki,
yeryüzünü sizin için
yaþamaya müsait bir mekan,
göðü de emniyet kalkaný gibi
bir kubbe yaptý.
Size sûret verdi,
sûretlerinizi de en güzel þekle koydu.
Sizi temiz ve helâl nimetlerle
rýzýklandýrdý.
Ýþte
Rabbiniz olan Allah budur.
Âlemlerin Rabbi olan Allah
yüceler yücesidir,
bütün nimet, feyiz ve bereketlerin kaynaðýdýr.(17)
Bir kýsmýna binesiniz,
bir kýsmýnýn etinden de yiyesiniz diye
hayvanlarý sizin için var eden
Allah’týr (18)
Onlarda
sizin için daha nice menfaatler vardýr.
Gönüllerinizdeki bir arzuya
onlara binerek ulaþýrsýnýz.
Hem onlara
hem de gemilere biner,
yüklerinizi taþýrsýnýz. (19)
O Allah ki,
yeryüzünü sizin için bir beþik kýldý;
gideceðiniz yere þaþmadan
varasýnýz diye
orada sizin için yollar, geçitler
ve türlü türlü ulaþým imkânlarý var etti. (20)
Gökten suyu
belli bir ölçüye göre indiren de
O’dur.
Biz onunla ölü bir beldeye
yeniden hayat veririz.
Ýþte siz de,
bitkilerin her bahar yeniden dirilmesi gibi
diriltilip kabirlerden çýkarýlacaksýnýz. (21)
Bütün varlýk türlerini
çift çift yaratan,
sizin için
gemilerden ve hayvanlardan
bineceðiniz þeyler var eden de
O’dur. (22)
O Allah ki,
içinde gemiler
O’nun koyduðu kanunlara göre akýp gitsin
ve siz de
O’nun lutfundan
nasibinizi arayasýnýz diye
denizleri sizin hizmetinize verdi.
Umulur ki þükredersiniz. (23)
Ayrýca O,
göklerde ve yerde ne varsa hepsini
kendi tarafýndan bir lutuf olarak
sizin hizmetinize verdi.
Bütün bunlarda düþünen bir toplum için
elbette nice dersler ve ibretler vardýr. (24)
Peki onlar,
üzerlerinde yükselip giden göðü
nasýl mükemmel bir nizam içinde binâ ettiðimize,
onu yýldýzlarla nasýl süslediðimize
ve onda en küçük bir çatlaðýn,
kusur ve düzensizliðin olmadýðýna
ibretle bakmazlar mý? (25)
Biz
gökten bereketli bir su indirmekte,
onunla meyve dolu baðlar bahçeler,
tahýl ürünü olarak
biçilecek taneler bitirmekteyiz. (26)
Biz ona sizden daha yakýnýzdýr,
fakat siz göremezsiniz. (27)
Ýnsan,
yediði yiyecekleri
Allah’ýn nasýl yaratmakta olduðunu
bir düþünsün! (28)
Biz
yaðmuru þarýl þarýl akýtýyoruz. (29)
Sonra topraðý uygun þekilde yarýyoruz. (30)
Böylece orada yetiþtiriyoruz ekinler, dâneler, (31)
1) Furkan / 45. Ayet 2) Furkan / 46. Ayet 3) Furkan / 47. Ayet
4) Furkan / 48. Ayet 5) Kasas / 71. Ayet 6) Kasas / 72. Ayet
7) Kasas / 73. Ayet 8) Rûm / 46. Ayet 9) Lokman / 20. Ayet
10) Secde / 27. Ayet 11) Yâsin / 33. Ayet 12) Yâsin / 34. Ayet
13) Yâsin / 71. Ayet 14) Yâsin / 72. Ayet 15) Yâsin / 73. Ayet
16) Mü’min / 61. Ayet 17) Mü’min / 64. Ayet 18) Mü’min / 79. Ayet
19) Mü’min / 80. Ayet 20) Zuhruf / 10. Ayet 21) Zuhruf / 11. Ayet
22) Zuhruf / 12. Ayet 23) Câsiye / 12. Ayet 24) Câsiye / 13. Ayet
25) Kaf / 6. Ayet 26) Kaf / 9. Ayet 27) Vâkýa / 85. Ayet
28) Abese / 24. Ayet 29) Abese / 25. Ayet 30) Abese / 26. Ayet
31) Abese / 27. Ayet