Yemin olsun
güneþin yükselip en parlak hâlini aldýðý
kuþluk vaktine, (6)
Karanlýðý koyulaþýp
sükûnete erdiði zaman
geceye ki: (7)
Rasûlüm!
Rabbin seni ne terk etti
ne de sana darýldý. (8)
Senin için sonsuza dek
bir sonraki an,
bir önceki andan,
âhiret de dünyadan
daha hayýrlý olacaktýr. (9)
Rabbin
sana istediklerini verecek,
sen de râzý olacaksýn. (10)
O,
seni bir yetîm olarak bulup da
barýndýrmadý mý? (11)
Seni
dinî hükümlerden habersiz bulup
vahyederek
dosdoðru yola eriþtirmedi mi?(12)
Seni
yoksul bulup zengin etmedi mi? (13)
Ýbrâhim’e en yakýn insanlar,
zamanýnda ona tâbi olanlarla
þu Peygamber ve ona iman edenlerdir.
Allah da mü’minlerin dostudur. (1)
Allah yolunda gerektiði þekilde cihâd edin.
O sizi bunun için seçti
ve dîni yaþama konusunda
üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi.
Haydin,
atanýz Ýbrâhim’in dinine uyun.
Allah,
önceki kitaplarda da,
Kur’an’da da
sizi “müslümanlar” olarak isimlendirdi.
Tâ ki,
Ýslâm’a baðlýlýðýnýz hususunda
Peygamber size þâhit olsun,
siz de diðer insanlara þâhit olasýnýz.
Öyleyse
namazý dosdoðru kýlýn,
zekâtý verin
ve Allah’ýn dinine sarýlýn.
O sizin Mevlânýzdýr.
O ne güzel Mevlâ,
ne güzel yardýmcýdýr! (2)
Onlar
Allah’ýn nûrunu
aðýzlarýyla üfleyip söndürmek istiyorlar.
Allah ise,
kâfirler hiçbir zaman hoþlanmasa da,
nûrunu mutlaka tamamlamak istiyor. (3)
Bu sebepledir ki onlar
yükselip yüce melekler meclisini dinleyemezler.
Her ne zaman dinlemeye kalkýþsalar,
her taraftan alevli yýldýzlarla taþlanýrlar. (4)
Biz
vaktiyle peygamberlerden
dîni teblið ve tatbik edeceklerine dâir
saðlam söz almýþtýk:
Senden,
Nûh’tan,
Ýbrâhim’den,
Mûsâ’dan
ve Meryem oðlu Ýsa’dan.
Evet biz
onlardan
gerçekten çok aðýr
ve saðlam bir söz aldýk. (5)
Rasûlüm!
Biz senin göðsünü açýp geniþletmedik mi? (14)
Üzerinden kaldýrýp atmadýk mý
o çok aðýr yükünü: (15)
Senin ismini ve þânýný
yüceltmedik mi? (16)
Her zorlukla beraber
elbette bir kolaylýk vardýr. (17)
Evet,
her zorlukla beraber
elbet bir kolaylýk vardýr. (18)
O halde
mühim bir iþi bitirdiðinde
hemen baþka bir mühim iþe sarýl. (19)
Dua ve niyazla
yalnýzca Rabbine yönelip yalvar! (20)
Rasûlüm!
Öyleyse,
sakýn Allah’ýn peygamberlerine
verdiði sözden cayacaðýný sanma!
Çünkü Allah,
karþý konulamaz kudret sahibidir
ve inkârcýlardan intikam alandýr. (21)
Rasûlüm!
Onlar senden tehdit edildikleri azabý
hemen getirivermeni istiyorlar.
Þunu bilsinler ki
Allah verdiði sözden asla dönmez.
Bununla beraber
Rabbinin katýnda öyle bir gün vardýr ki,
sizin hesabýnýza göre bin yýl gibidir. (22)
Bu, Allah’ýn verdiði sözdür.
Allah sözünden asla dönmez
ve onu yerine getirmede kusur etmez.
Fakat insanlarýn çoðu bunu bilmezler. (23)
Görmez misin ki,
göklerde ne var,
yerde ne varsa
hepsini Allah bilir?
Üç kiþi gizli bir görüþme için
bir araya gelecek olsa
veya fýsýldaþsa
mutlaka dördüncüleri Allah’týr.
Beþ kiþi bir araya gelse
veya fýsýldaþsa
altýncýlarý mutlaka Allah’týr
.
Bundan daha az
veya daha çok sayýda kiþi
her nerede bir araya gelirse gelsin,
ne fýsýldaþýrsa fýsýldaþsýn
Allah mutlaka yanlarýndadýr.
Sonra da Allah onlara yaptýklarýný
kýyâmet gününde tek tek bildirecektir.
Doðrusu Allah,
her þeyi hakkiyle bilir. (24)
1) Âl-i Ýmrân / 68. Ayet 2) Hac / 78. Ayet 3) Tevbe / 32. Ayet
4) Sâffât / 8. Ayet 5) Ahzâb / 7. Ayet 6) Duhâ / 1. Ayet
7) Duhâ / 2. Ayet 8) Duhâ / 3. Ayet 9) Duhâ / 4. Ayet
10) Duhâ / 5. Ayet 11) Duhâ / 6. Ayet 12) Duhâ / 7. Ayet
13) Duhâ / 8. Ayet 14) Ýnþirâh / 1. Ayet 15) Ýnþirâh / 2. Ayet
16) Ýnþirâh / 4. Ayet 17) Ýnþirâh / 5. Ayet 18) Ýnþirâh / 6. Ayet
19) Ýnþirâh / 7. Ayet 20) Ýnþirâh / 8. Ayet 21) Ýbrahim / 47. Ayet
22) Hac / 47. Ayet 23) Rûm / 6. Ayet 24) Mücâdele / 7. Ayet