ellerin þüpheli paket gibi duruyordu masanýn üzerinde
ve zaman daralýyordu giderek
dakikalar geçtikçe
dokunmak kýrmýzý
düþünmek siyah kabloyu kesmek gibiydi o an
gözlerine bakýp yardým istedim
renk verir diye belki
belki bir iþaret
-parmaðýndan
ve sen çay söylüyordun garsona
içelim diye sanki
kýyametim
kopmadan
parmaklarýn oy birliðiyle kapandý
bir sýrrý saklar gibi avucun
kablolar dolaþmýþ beynimde
vakit üç
iki
bir
kýrmýzý mý siyah mý diyorum o an
çabuk ol hangisi söyle
yüzün kýzarýyor birden
garson
býyýk altý gülmekte..