bu kitap ki
yoktan Yaratan’a özge bir sanattý o
hiçbir kelam
hiçbir söz, eþ olmaz bir harfine
övgüsüne aciz kalýr þiirler bile
öyle ya
karýnca süleyman ile nasýl bahsedebilsin
hikayeler hakikate nasýl dönüþebilsin
bu kitap ki
rumun elbette maðlup olduðunu da
lokman’ýn secde ederek hitmetle dolduðunu da
ordularýn ahvalini de
sebe kentinin halini de
bize dosdoðru anlattý o
öyle ya
and olsun
saf saf duranlar aþkýna
bölük bölük cennete sevk edilmiþlere
göðsünde imaný
nefsinde gümaný olanlara
namazý dosdoðru kýlanlara
zifiri gölgeli alev saçan dumanlara
diz çökenlere
vuruþarak koþanlara
ve sad aþkýna
kum tepeleri’nce zulümlere batanlara
yolundan döndürülenlere
fethi müjdelenenlere
altýndan ýrmaklar akan
saraylar müjdelenenlere
and olsun
tur daðýndan yýldýz doðar
ay çýkar
kýyamet çýkar
daðlar pamuk pamuk atýldýðý vakit
demirleri eriten mücadeleler çatýlýr
bir toplanýþla toplanýldýðýnda
saf tutmak üzere toplananlar adýna
and olsun
bilecekler elbet
bilecekler ebet
efendimizin adýný
dönecekler mülkün Sahibine
bir kitap ki
hani yazan kalem
yazacak ya hakikati yeniden
yine o kalem ne güzel yazdý
yüksek makamlara peygamberlerin kaderini
nuh’u tufana yazdý
denizler yana yazdý
örtünüp bürüneni yazdý
gümüþ tepsilerden
saçýlacak cennet baharlarýný yazdý
vay haline
güneþ dürüldüðü
gök ayrýldýðý vakit
vay haline onlarýn sema yarýldýðý vakit
and olsun göðe
ve burçlara
ve gece yýldýzýna
Rabb’ýn pek yüce adýný anarak and olsun
and olsun
incire ve zeytine
O, insaný bir nan pýhtýsýndan yarattý
kadir gecesinde üstüne rahmet rahmet
açýk bir belge olan kitabý attý
artýk hýzlý koþanlara
artýk ,gözyaþlarý çokluklarýnýn boþaldýðý
yokluklara and olsun
ve and olsun
tanda sarýp bürüyen kýyamete
kutsal beldeleri kuþatan rahmete
güneþe de and olsun
geceye and olsun
ve kuþluk vaktine de
*
peygamber efendimizin veda haccýndan sonra
etraftan gelen müslümanlar memleketlerine dönmüþlerdi
aldýklarý talimatlarý memleketlerine görürmüþler
halka onlarý anlatmýþlardý
veda haccý esnasýnda inen
maide suresi 3 ayet-i kerime
dinin kemale erdiðini beyan ediyordu
resul-i kibriya efendimizin ayný zamanda
vefatýnýn da yaklaþtýðýnýn ifadesi oluyordu
bunu bir kýsým müslümanlar sezmiþti
veda haccýndan sonra efendimizin
hastalanmasý ise bunu kuvvetlendirmiþti
bu esnada araplardan bazý kimseler
peygamberlik davasýna kalkýþtý
bunlarýn ilki, beni ans kabilesinden
esvedi ansi diye tanýnan abhele bin ka’b idi
kahin ve hokkabaz bir adamdý
sözleriyle halký tesir altýna alýrdý
yemen’de ortaya çýkan bu adam
peygamber olduðunu
meleklerin kendisine vahiy getirdiðini söylüyordu
bir takým yalan, dolan ve hilelerle
yemen ahalisinden birçok kimseyi aldattý
necran halký da ona tabi oldu
daha sonra san’a’ya gidip orayý da zapt ederek
fesad ve irtidat dairesini geniþletti
yemen’de bulunan müslüman vali ve memurlar
orayý terk etmek durumunda kaldýlar
hz. muaz bin Cebel
ma’rib’de bulunan
ebu musa el-eþ’ari yanýna gitti
sonra ikisi oradan hadramut’a gittiler
resul-i kibriya durumu haber aldý
yemen’deki müslümanlara
her nasýl olursa olsun
abhele’nin hakkýndan geliniz diye
haber gönderdi
yemen’deki müslümanlar bu emir üzerine
derhal harekete geçtiler
sonunda onu evinde öldürdüler
esved’in öldürüldüðü haberi
medine’ye efendimizin vefatýndan bir gün önce
pazar günü ulaþtý
yalancý esved’in öldürülmesinden sonra
müslüman vali ve memurlar
yemen’e döndüler tekrar
yine hicretin onuncu senesinde
müseylime-i kezzab
yemame’de peygamberlik davasýna kalkýþtý
müseylime, daha önce
beni hanife temsilcileri ile görüþüp
müslüman olmuþtu
yemame’ye dönünce irtidad etti
irtidat ettikten sonra müseylime
peygamberimiz (s.a.v.)’e ortak olduðunu
iddia etmeye ve yaymaya baþladý
kýsa zamanda, hokkabazlýk ve sihirbazlýðýyla
neni hanif ve yemame halkýndan
birçok kimseyi kandýrýp etrafýna topladý
hatta
bir ara kur’an-ý kerim’i bile taklide kalkýþtý
bir takým gülünç sözler dizip
kur’an diye okurdu
uydurduðu laflardan bazýlarý þunlardý
ey kurbaða kýzý kurbaða
ne diye nak nak
ne diye vak vak edip duruyorsun
üstün suda, altýn balçýkta
sen, ne suyu bulandýrabilirsin
ne de içene mani olabilirsin
yarasa, sana ölüm haberini getirinceye kadar bekle…
efendimiz
necid diyarýnda bulunan müslümanlara da haber göndererek
müseylime-i kezzab’ýn hakkýndan gelmelerini emir buyurdu
resul-i kibriya’nýn ebediyyet alemine irtihalinden sonra
hz. ebu bekir, halid bin velid komutasýnda
müseylime’nin üzerine bir ordu gönderdi
vahþi bin harb
hz. hamza’yý þehit ettiði mýzraðýyla onu öldürdü
hicretin 11. senesi
sefer ayýnýn yirmi altýsý
pazartesi günü idi
resul-i kibriya’nýn hastalanmasýndan bir gün önceydi
buna raðmen o, yine
islamýn istikbal ve inkiþafýný ilgilendiren
tedbirler almak
gerekli teþebbüslerde bulunmakla meþguldü
bizans,
islâm devleti için her zaman
bir büyük tehlike hüviyetini koruyordu
o zamana kadar da gerekli dersi
tam manasýyla almýþ deðildi
efendimiz o tarafa büyük ehemmiyet veriyordu
pazartesi günü
ashab-ý kirama sefer için hazýrlanmalarýný emretti
hedef belli idi
bizanslýlarla, rumlarla muharebe
emri duyan müslümanlar evlerine daðýlýp
süratle hazýrlýða baþladýlar
ertesi gün
salý günü resul-i kibriya efendimiz
üsame bin zeyd hazretlerini huzuruna çaðýrttý
ona þu emri verdi
seni hazýrlanan ordunun baþýna
komutan tayin ediyorum
süratle harekete geç
babaný þehit edenler üzerine yürü
Allah, sana zafer ihsan ederse
orada fazla durma
geri dön…
bu emri veriþinden bir gün sonra
aniden hastalandý
cihat için yola çýkacak ordunun
hazýrlýðýndan vazgeçmedi
bir gün sonra, perþembe günü
hasta olduðu halde
bizzat kendi eliyle sancaðý hz. üsame’ye verdi
ey üsame
Allah yolunda
Allah’ýn ismiyle muharebeye çýk
Allah’ý inkar edenlerle çarpýþ buyurdu
mücahitlere hitaben de þöyle dedi
ahde vefasýzlýk etmeyiniz
küçük çocuklarý ve kadýnlarý öldürmeyiniz
düþmanla karþýlaþmayý arzu etmeyiniz
zira, ne olacaðýný bilemezsiniz
belki, onlar yüzünden
bela ve musibete uðrayabilirsiniz
Allah’ým imdadýmýza yetiþ
düþmanýmýzýn hakkýndan gel
bizi onlarýn zararýndan koru diye
dua ediniz
þunu da unutmayýnýz ki
cennet kýlýçlarýn parýltýsý altýndadýr…
hz. üsame sancaðý
büreyde bin husayb’a teslim ettikten sonra
aldýðý emir gereðince karargahýný cürüf’te kurdu
hazýrlýðýný bitiren müslüman oraya koþuyordu
hz. üsame, ordusunu hazýrlamakla meþguldü
müslümanlar da harbe katýlmak üzere
hazýrlýklarýný tamamlamaya çalýþýyorlardý
islam ordusunda
hz. ebu bekir,
hz. ömer,
hz. osman
hz. sa’d bin ebi vakkas
ebu ubeyde bin cerrah gibi
ashab-ý kiramýn ileri gelenlerinden
birçok kimse vardý
bunlarýn üzerine henüz yirmi yaþýna basmamýþ
hz. üsame kumandan tayin edilmiþti
bu durum
hoþa gitmeyen bazý sözlerin söylenmesine
sebep oldu
henüz yirmisine ayak basmamýþ bir delikanlý
kumandan tayin ediliyor
ashabýn ileri gelenlerinden birçok kimse
emri altýna veriliyor
bu nasýl olur
sanki bir anda hz. üsame’nin
resul-i kibriya efendimiz tarafýndan
tayin edildiði unutuluvermiþ gibi
bir sürü söz ve dedikodu çýkmýþtý
duruma hz. ömer (r.a.) muttali oldu
bu tarz sözleri sarf edenlere
gereken cevabý verdikten sonra
meseleyi gidip
hz. resulullaha (a.s.m.) intikal ettirdi
peygamberimiz (s.a.v.)
yakalandýðý hastalýðýn þiddetinden
yataðýnda yatmaktaydý
haberi alýr almaz
kýzgýnlýðýnýn ifadesi yüzünde belli oldu
sargýlý baþý ile yataðýndan kalktý
ashabýn yardýmýyla mescide giderek minbere çýktý
Allah’a hamt ve senada bulunduktan sonra
þöyle buyurdu
ey insanlar
üsame’yi kumandan tayin ettiðim için
bazýlarýnýzýn ileri geri konuþtuðunu duydum
benim üsame’yi
kumandan tayin etmeme itiraz ediyor gibisiniz
daha önce üsame’nin babasýný
kumandan tayin ettiðim zaman da
ayný þeyi yapmýþtýnýz
vallahi, nasýl babasý
kumandanlýða layýk olduðunu göstermiþse
üsame de babasýndan sonra
kumandanlýða layýk bir kimsedir
babasý nasýl en sevdiðim biri idiyse
üsame de en sevdiðim kimselerden biridir
o da, babasý da
her türlü hayrý iþleyebilecek
yaratýlýþa sahip kimselerdir
onlardan hayýrlý iþler bekleyiniz
muhakkak ki üsame
sizin hayýrlý olanlarýnýzdandýr
bu iþe ehliyetli birisidir
bu hitabesinden sonra minberden inip
hane-i saadetine girdi
islâm ordusuna katýlacak müslümanlar
birer ikiþer gelip kendisiyle vedalaþtýlar
efendimiz onlara
üsame’yi gönderme iþini ihmal etmeyiniz…
diyordu.
hatta
bir ara dadýsý ve hz. üsame’nin annesi
hz. ümmü eymen hane-i saadete gelip
ya resulallah üsame’yi
bir süre karargahýnda býraksan olmaz mý deyince
efendimiz ayný sözleri tekrarladý
üsame’yi gönderme iþini ihmal etmeyiniz
onu gönderiniz
bu kesin emir üzerine
müslümanlar karargaha gittiler
fahr-i alem efendimizin
bu fani dünyayý terk edeceði gün
saat be saat yaklaþýyordu
bir gece yarýsý ansýzýn
hane-i saadetinden çýktý
hz. aiþe validemiz
ya resulallah nereye gidiyorsunuz
diye sordu
resul-i ekrem
baki mezarlýðýnda medfun bulunan
ehlim için istiðfar etmek üzere emir aldým
oraya gidiyorum
diye cevap verdi
yanýnda azatlý kölelerinden
ebu rafi ve ebu müveyhib vardý
baki mezarlýðýnda kabirler arasýnda
uzun bir müddet durarak
dua ve istiðfarda bulundu
sonra ebu müveyhib’e dönerek
yakýnda ebedi aleme gideceðini
baki-i hakikinin cemaliyle müþerref olacaðýný
þöylece ifade buyurdu
ey ebu müveyhib
dünya hazinelerinin anahtarlarý ile
ahret nimetlerini seçme hususunda serbest býrakýldým
ben de ahret nimetlerini tercih ettim
bu sözleri duyan ebu müveyhib’in
birden nutku tutuldu
yalnýz gözü deðil
bütün duygularý, ruhu, kalbi
bir anda aðlamaya baþladý
bu manalý ziyaretten sonra resul-i kibriya
hane-i saadetine geri döndü
uhud þehidleri için de
dua ve istiðfarda bulunmasý
efendimize emredilmiþti
bu sebeple bir gün uhud’a gitti
orada þehit olan en güzide sahabileri için
uzun uzun dua etti
oradan döner dönmez
mescid-i saadete vardý
minbere çýktý
müslümanlara hitaben
ben, sizin
kevser havuzuna ilk kavuþanýnýz
ve sizi ilk karþýlayanýnýz olacaðým
ben, sizin hakkýnýzda
benden sonraki müþrikliðe
dönersiniz diye korkmuyorum
fakat ben
sizin hakkýnýzda dünyaya kapýlýr
onun için birbirinizi kýskanýr
birbirinizi öldürürsünüz
bunun neticesi olarak
sizden öncekilerin yok olup gittikleri gibi
siz de yok olup gidersiniz, diye korkuyorum…
resul-i ekrem adetleri gereði
hz. meymune’nin evinde bulunuyorlardý
hasta olmasýna raðmen
ailelerinin hakkýna son derece riayet ediyordu
burada efendimizin ateþi birden yükseldi
davet ettiði bütün hanýmlarý
etrafýnda mahzun ve kederli duruyorlardý
yarýn hanginizin evine gideyim diye sordu
bu sualini bir kaç kere tekrarladý
hiçbir hanýmýndan cevap gelmedi
bunu sormasýndaki maksat
hastalýk günlerini
hz. aiþe validemizin evinde geçirmeyi
arzu etmiþ olmasýndandý
peygamber efendimizin bu arzusunu
ezvac-ý tahirat ferasetleriyle anlamada gecikmediler
ittifakla hz. aiþe validemizin evinde
kalmasýný uygun buldular
peygamber efendimiz
hz. meymune’nin evinden çýkarak
bir eli hz. ali’nin
diðer bir eli hz. abbas’ýn omzunda
onlarýn yardýmý ile
hz. aiþe validemizin evine geldi
redfer