düþman kalabalýkmýþ olsun
kuvvetliymiþ, ne çýkar
yiðit her þeye raðmen kendi vazifesini yapacaktýr
yiðitlik, verilen vazifeyi
hakkýyla yerine getirmek deðil de nedir
hem þehit olsa neyi kaybedecektir
dünya hayatýný mý
olsun, ebedi bir hayat var ya
dünya hayatýný verip
ebedi hayatta imrenilecek mertebeleri kazanmak
az þey mi
bir elinde beyaz sancak
düþmanla göðüs göðüse kahramanca çarpýþan
büyük kumandan hz. zeyd
bizanslýlarýn mýzrak darbelerine maruz kaldý
vücudu delik deþik oldu
kanlarý etrafa sýçrýyordu
ayakta duracak gücü kaybeden bu büyük insan
mukaddes gayesine
kendisini seve seve feda etmenin
manevi haz ve huzuru içinde
yere düþüp þahadet mertebesine ulaþtý
sancak, sahibini bekliyordu
hz. zeyd’in þehid olduðunu gören
hz. resulullahýn talimatý gereði
sancaðýn yeni sahibi
yeni kumandan hz. cafer
bir ok süratinde sýçrayarak
o mübarek ak sancaðý kaptýðý gibi omuzladý
düþman kalabalýðýný ve kudurgan saldýrýþýný
hiçe sayarak saflarý arasýna
elde ak sancak, cesur ve yiðitçe daldý
zeyd’in þanlý, þerefli akýbetine uðrayacaðýný bile bile
kýlýç sallamaya devam etti
kumandan hz. cafer gibi
her mücahit ayný duygu
ayný heyecan ve ayný kudsi gaye ile
düþman ordusuna saldýrýyordu
islam ordusunda kartal cesareti
düþman askerinde karga ürkekliði vardý
dost gözler yanýnda düþman gözler de
yeni kahraman kumandanýn üzerinden ayrýlmýyordu
bu ürkek ve mütereddit gözler
bu kahramanýn cesaretli saldýrýþýna
önüne geleni biçmesine
karþýsýna çýkaný kýrýp geçirmesine
hayret ve þaþkýnlýkla bakýyordu
ne var ki
hz. cafer’in de mukadder akýbeti yaklaþýyordu
inen hain bir kýlýç darbesi
sað kolunu bileðinden kesti
bu sefer þanlý sancaðý, sol eline aldý
fazla sürmeden bu kolu da kesildi
büyük kahramanýn i’lay-ý kelimetullah uðrunda
gösterdiði gayret hayranlýk vericiydi
bu eþsiz kahraman
resuller resulünün teslim ettiði
islamýn izzetini, ordunun þerefini temsil eden
mübarek sancaðý yere düþürmemek için
bileklerinden aþaðýsý yere düþmüþ kollarý ile
sancaða sarýldý
artýk düþman saldýrýsýna karþý koyacak durumu yoktu
o anda tek gayesi
o þanlý ve þerefli bayraðý yere düþürmeden
üçüncü ele teslim etmekti
Ýlahi Yarabbi
bu ne haþmetli iman
bu ne büyük bir ideal
bu ne kutsi gaye
bu ne ulvi gayret ve hamiyet
havsalaya sýðmayan hadiseyi
hz. cfer (r.a.) bizzat yaþýyordu
bu haþmetli manzara fazla devam etmedi
düþmandan gelen kýlýç darbeleri
hz. cafer’i de
hz. zeyd’in kavuþtuðu þehitlik mertebesine çýkardý
henüz o sýra 41 yaþýnda bulunan
bu islam kahramanýnýn vücudunda
doksandan ziyade mýzrak, ok ve kýlýç yarasý vardý
kumandanlýk sýrasý
abdullah bin ravaha hazretlerine gelmiþti
atýnýn üzerinde, ak sancak omzunda
düþmana karþý ilerledi
hz. abdullah, iki düþman arasýnda kalmýþtý
biri bizans askerleri
diðeri hiçbir zaman yanýndan ayrýlmayan nefsi
ama o, bu iki düþmana karþý da
gereði gibi mücadele veriyordu
bir taraftan düþmana saldýrýrken
diðer taraftan
en büyük düþmaný olan nefsine þöyle diyordu
ey nefsim
ben, seni kendime boyun eðdireceðim diye yemin ettim
sen, buna ya kendiliðinden razý olursun
ya da bunu sana zorla kabul ettiririm
anladýðým kadarýyla, sen
pek cennetten hoþlanmamýþ görünüyorsun
yýllardýr, hala itminana ermemiþsin
ey nefsim
sen þimdi öldürülmezsen
sanki hiç ölmeyecek misin
iþte ölüm gelip çattý
þehitliði tercih edersen
en isabetli kararý vermiþ olursun
eðer, gecikirsen, bedbaht olursun
nefsini maðlup eden hz. abdullah
kahramanca bir çarpýþma gösteriyordu
düþman saflarýna doðru bir arslan gibi daldý
Kalbini kaplayan iman feyz ve cesareti
adeta vücudunda
aðrý, sýzý ve acýma namýna ne varsa
hepsini alýp götürmüþtü
çarpýþma neticesinde hz. abdullah da
arzuladýðý makamlarýn en yücesine
þehitlik makamýna eriþti
üst üste üç kahraman kumandanýný þehit veren
baþsýz kalan islam ordusu
düþman karþýsýnda daðýldý
bütün bunlara raðmen
hz. resulullahýn aziz sancaðý yere düþmüþ deðildi
onu,sabit bin akrem alýr almaz
ordunun önüne koþmuþ
bayraðý yere dikerek
müslümanlarý bir araya toplamaya çaðýrmýþtý
mücahidlerin her biri bir taraftan gelerek
bu merkez etrafýnda toplanýyorlardý.
sancaðý elinde tutan sabit bin akrem
toplananlara þöyle seslendi
ey mücahitler topluluðu
aranýzdan birini kendinize kumandan seçiniz
onun etrafýnda toplanýnýz
mücahitler biz, seni kumandan seçtik
biz sana razýyýz
ne var ki,
sabit hazretlerinin gözü
yeni müslümanlardan halid bin velid’deydi
ey ebu süleyman
gelip al þu sancaðý diye seslendi
sonra da müslümanlara dönerek
halid’i kumandan seçmek hususunda
görüþ ve söz birliði ediyor musunuz
diye seslendi
mücahitler, hep bir aðýzdan
evet dediler
bunun üzerine de hz. halid
hz. resulullahýn sancaðýný eline alýp
büyük bir hürmetle öptü
ve atýna atlayarak
yüzünü düþmana doðru çevirdi
artýk islam ordusunun kumandaný
hz. halid’di
medine neresi
mü’te neresi
aradaki mesafe bin kilometreden fazla
ama bu uzun mesafe
resul-i kibriy için kýsaldý
adeta harp gözlerinin önünde
cereyan ediyormuþçasýna
çarpýþmanýn safahatýný
ashabýna teessür içinde teker teker anlattý
zeyd bin harise sancaðý eline aldý ve þehit oldu
onun için Allah’tan af dileyiniz
sonra sancaðý cafer aldý oda þehit oldu
onun için de Allah’tan af dileyiniz
sonra sancaðý abdullah bin ravaha aldý
o da þehit oldu
bu kardeþiniz için de Allah’tan af dileyiniz
sonra da mübarek gözyaþlarý arasýnda
sözlerine þöyle devam etti
abdullah bir ravaha’dan sonra
sancaðý Allah’ýn kýlýçlarýndan bir kýlýç aldý
iþte þimdi harp kýzýþtý
Allah’ým
Sen ona yardým et…
yeni kumandan hz. halid
cesaretle atýný mahmuzlayýp düþman üzerine yürüdü
kendisini yayýndan kopmuþ oklar halinde
mücahitler takip ettiler
müslümanlarýn saldýrýþý
öylesine cesurca ve kahramanca idi ki
düþman bir anda þaþýrdý
neye uðradýðýnýn farkýna varýncaya kadar da
bir çok askerini yerde serili gördü
akþama yakýn cereyan eden bu çarpýþmada
düþman topluluklarýndan bazýlarý bozguna uðradý
ne var ki,
kendini toparlayan düþman
hava kararmaya baþladýðý sýrada
toptan hücuma geçince
bu sefer müslümanlar
geri çekilmek zorunda kaldýlar
hz. halid kumandanlýðý akþama yakýn almýþtý
bir iki taarruzdan sonra da hava kararmýþ
iki taraf ordugahýna çekilmiþti
hz. halid, büyük bir kahraman olduðu kadar
harp sanatýnda
düþmaný þaþýrtýcý taktikler uygulamakta
son derece mahirdi
gün doðuþuyla birlikte islam ordusu da
yeni bir tertip ve düzenle düþman karþýsýna dikildi
bunu gören düþman
hem hayrete kapýldý
hem de ürkek bir tavra girdi
ve o zaman,
gece islam ordusu safýnda duyduklarý gürültülerin
türlü hareket seslerinin manasýný anlýyorlardý
demek ki müslümanlara bu gece
çok sayýda yardýmcý kuvvetler gelmiþti
baksanýza þu sað kanatta görünenler
þimdiye kadar görülmemiþ askerlerdi
bu deðiþiklik karþýsýnda
bütün bütün korkuya ve endiþeye kapýlýyor
birbirlerine manalý bakýþlarla bakýyorlardý
o gece
hz. halid, akýllýca bir taktik uygulamýþtý
müslüman bölüklerin yerini deðiþtirmiþ
saðdakileri sola, soldakileri saða
öndekileri arkaya, arkadakileri de öne almýþtý
düþman birlikleri ise karþýlarýnda
yeni simalar, yeni kýyafetler görünce
müslümanlara taze kuvvet gelmiþ olduðu
zannýna kapýlmýþlar
korku ve telaþ havasýna girmiþlerdi
hz. kalid bu taktiðiyle
düþmanýn manen sarsýldýðýný fark edince
vakit kaybetmeden mücahitlere hücum emri verdi
yeniden harbe girmiþçesine
þiddetli hücuma geçen mücahitler,
düþman ordusunu bir anda darmadaðýn ettiler
i’lay-ý kelimetullah uðruna sýyrýlan kýlýçlar
olanca kuvvetle küffar ordusunun üzerine iniyordu
o görünüþte azametli, haþmetli düþman ordusu
çareyi kaçmakta buldu
sanki çil yavrularýnýn üzerine kartal çullanmýþtý
Allah’ýn, Müslümanlarý
nusretiyle sevindirdiði bu parlak günde
kahraman kumandan hz. halid’in elinde
tam yedi kýlýç parçalandý
yedi kýlýç parçalanýrken
kim bilir kaç kafiri kýrýp geçirmiþti
mücahitlerin cesaret ve kahramanlýðýnýn
uyguladýðý taktikle birleþmesi sonucu
elde edilen parlak zaferden dolayý hz. halid
yüce Allah’a hamdetti
hz. halid’in uyguladýðý taktik
baþarýyla neticelenmiþ
mücahitler, kendilerinin kýrk elli misli kadar olan
düþman ordusunu sindirmiþti
hz. halid
planýnýn ikinci kýsmýný uygulamaya koydu
o günün gecesi
islamýn izzetini, þerefini, þanýný koruyarak
ordusunu kaldýrýp güneye doðru süzüldü
düþman üst üste yediði darbelerden sersemleþmiþti
bu gidiþe sadece seyirci kaldý
belki de sevindi
yedi gün devam eden çarpýþmalarda
islam ordusu sadece
15 kadar þehit vermiþti
hz. halid,
Allah’ýn yardýmýyla
medine’ye doðru yola koyuldu
düþman ise, þaþkýn þaþkýn seyretmekle yetiniyordu
sanki olduklarý yerde çivilenmiþlerdi
islam ordusunu takip etme cesaretini bulamamalarý
elbette kendileri hesabýna büyük bir hezimetti
mücahitler
medine’ye parlak bir zafer kazanmanýn
vakar ve haþmetiyle yaklaþýyorlardý
resul-i kibriya efendimiz
hz. cafer’in kesilen iki eline karþýlýk,
Cenab-ý Hakk’ýn ona iki kanat verdiðini
cennette, onunla istediði gibi
uçup durduðunu haber vermiþtir.
bu sebeple ona
caferi tayyar denilmiþtir
henüz islam ordusu
mü’te’den medine’ye dönmemiþti
oldukça sýcak bir gündü.
hz. resulullahýn ak sancaðýnýn medine ufuklarýnda
parlamaya baþladýðý görüldü
gelen artýk zeyd ordusu deðil
seyfullahi’s-sarim
Allah’ýn keskin kýlýcý ünvanýnýn sahibi
hz. halid bin velid ordusu idi
tecessüm etmiþ ruh ve cesaret abidesi mücahitler
üç kumandan dahil
on beþ kadar mücahidi kaybetmiþ olmanýn derin hüznü
islama parlak bir zafer kazandýrmanýn
vakar ve sevinci içinde medine’ye
semada süzülen parlak yýldýzlar misali akýyorlardý
resul-i ekrem, ashab-ý kirama
toplanýnýz da kardeþlerinizi karþýlayalým buyurdu
müslümanlar, derhal bu emre itaat edip
mücahitleri karþýlamak üzere
adeta medine’yi tamamen boþalttýlar
kainatýn efendisi
mücahitleri karþýlamaya çýkýyordu
onlara hoþ geldiniz demeye gidiyordu
çoluk çocuk herkes onun etrafýný sarmýþtý
ulvi bir manzara teþkil etmiþti
medine’nin cürüf mevkiinde
mücahitlerle birbirlerine kavuþtular
sarýlýp kucaklaþtýlar
redfer