MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

kalbin sessiz deprenişleri
redfer

kalbin sessiz deprenişleri




tebessüm etmiþtir elçi
Allah’ýn haberini duyururken
o an fýrtýnaya tutulur hayaller
nefesler yarým kalýr, kesilir
yüzü çizilir huzurun
eteði tutuþur ümitlerin
sevdanýn avuçlarý kanar

göðüs aðrýsý baþlar zeminin
sabit bilinenler uçuþur
dayanaklar yýkýlýr
tebessümü donar sýð hazlarýn
ya sonra diyenlerin ömürlük kaygýlarý
anýn eþiðinde tuz buz olur

öncelikler sona kalýr
ertelenenler öne gelir
altý üstüne gelir kalbin
kalbin zelzelesini haber verir
ve kalbin zelzeleye tutulurken…

servetlerine yaslanýp
Allah’ýn ve elçisi’nin hatýrýný yok sayanlarýn
yüzündeki eriyiþi görüp de içi acýmýþ olabilir
itibarlarýný kalýcý sanýp
Allah’ýn sözüne baþkaldýranlarýn
günden güne tükeniþine baka kalýp da
kederlense de yeridir

*
peygamber efendimiz (sav),
hz. ebu bekir (ra)’in evine
her gün sabah veya akþam vakitlerinde uðrardý
hicret emrini aldýðý gün, öðle vakti sýcaðýnda
adeti olmadýðý bir saatte
hz. ebu bekir (ra)’in evine vardý

efendimizin (sav) geldiði haber verilince
hz. ebu bekir (ra) þaþýrdý
vallahi, resulullah bu saatte hiç gelmezdi
bu geliþinde mutlaka bir iþ var…diye konuþtu

efendimizi (sav) içeri alýp
minderinin üzerine oturttu
anam, babam sana feda olsun, ya resulallah
ne haber var.. diye sordu
peygamber efendimiz (sav),
Yüce Allah, bana mekke’den çýkmaya
medine’ye hicret etmeye izin verdi… buyurdu

hz.ebu bekir (ra) merakla
senin refakatýnla þereflenecek miyim, ya resulallah
peygamber efendimiz (sav), cevaben
evet... deyince
gönlüne sürur, gözlerine sevinç göz yaþlarý doldu
hz. aiþe (ra) bu aný þöyle anlatýr
o güne kadar, bir insanýn sevincinden
böylesine aðladýðýný görmemiþtim

resul-i ekrem (sav) ve hz. ebu bekir (ra),
medine’ye kadar kendilerine kýlavuzluk etmek üzere
henüz müþrik, fakat güvenilir, sözünde durmasýyla
tanýnmýþ biri olan abdullah bin ureykit’le anlaþtýlar
iki binit devesini kendisine teslim ettiler

üç gün sonra
sevr daðý eteðinde buluþmak üzere sözleþtiler
peygamber efendimiz (sav),
hz. ebu bekir (ra)’in yanýndan ayrýlarak
hane-i saadetine döndü

bu sýrada vahiy meleði cebrail (a.s.) gelip
peygamber efendimize (sav) müþriklerin kararýný bildirdi
baþvuracaðý tedbiri de þöyle açýkladý
þimdiye kadar yattýðýn yataðýnda, bu gece yatma
resul-i kibriya efendimiz (sav),
hz. ali (ra)’yi çaðýrdý

yataðýmda bu gece yat uyu,
þu yeþil, geniþ aba hýrkamý da üzerine ört
korkma…
sana hiç bir zarar eriþmeyecektir
ayrýca hz. ali (ra)’ye,
kendisine teslim edilen emanetleri
sahiplerine verinceye kadar da
mekke’de kalmasýný emretti

mekkeliler, muhammedü’l-emin lakabýný verdikleri
peygamber efendimize (sav) son derece güvenirler
en kýymetli eþyalarýný,
saklayamamaktan korktuklarý için
ona teslim ederlerdi

kureyþ ileri gelenlerinin, hakkýnda
ölüm kararý aldýklarý sýrada
kendilerinde emanet olarak bir çok kýymetli eþya vardý
ancak o, bu karara raðmen,
emanetlerin sahiplerine verilmesini
hz. ali (ra)’ye emretmekle
bir kere daha büyüklüðünü
ortaya koyuyordu emanete sadakatini

plan gereði her kabileden seçilmiþ eli kýlýçlý
iki yüze yakýn müþrik,
gecenin üçte biri geçince,
resul-i kibriya efendimizin (sav) evinin önündeydiler
içlerinde ebu cehil, ebu leheb,ümeyye bin halef gibi
azýlýlarý ve elebaþlarý da vardý

katiller sürüsü, gecenin geçmesini,
aydýnlýðýn etrafý sarmasýný
fahr-i alem’in evinden çýkmasýný bekliyorlardý
zira, adetlerine göre,
bir adamý evinin içinde katletmek
korkaklýðýn en adisi sayýlýrdý

resul-i kibriya efendimiz (sav), eli kýlýçlý katillerin
hane-i saadetinin etrafýný sardýklarý sýrada
evinden çýktý.
yerden aldýðý bir avuç topraðý baþlarýna attý
yasin sresinin ilk sekiz ayetini okudu
içlerinden hiç biri onu görmedi
çýkýp gitti.

bir müddet sonra
yanlarýna bir hemþerileri uðradý
burada ne bekleyip duruyorsunuz…diye sordu
muhammed’i bekliyoruz… dediklerinde
muhammed, sizin baþýnýza toprak saçýp
içinizden çýkýp gideli hayli vakit oldu
hele bir kere üstünüze baþýnýza bakýn.
gözü dönmüþ katillerle adeta alay etti

birbirlerine baktýlar
üzerlerinin toz toprak içinde kalmýþ olduðunu gördüler
þaþýrýp kaldýlar
derhal hane-i saadetin içerisine baktýlar
içerde birinin abaya sarýnýp bürünerek yattýðýný görünce,
iþte, muhammed yatýyor…diyerek
beklemeye devam ettiler
ta ortalýk aðarýncaya kadar

sabahleyin resul-i kibriya efendimiz (sav) yerine
hz. ali (ra)’nin yataktan doðrulup kalktýðýný görünce
bütün bütün þaþýrdýlar
vallahi, bize söylenen doðru imiþ…dediler
sonra da hz. ali (ra)’ye
muhammed nerede… diye sordular

hz. ali (ra), bilmem..." deyince
hayrette kalýp ne yapacaklarýný þaþýrdýlar
Cenab-ý Hak, bu münasebetle
indirdiði ayet-i celilede þöyle buyurdu,

‘hani kafirler,
bir zaman seni yakalamak,
öldürmek ,
ve yurdundan çýkarmak için
bir tuzak kurmaya kalkmýþlardý.
onlar tuzak kurar,
Allah da tuzaklarýný baþlarýna geçirir.
Allah, hileyi hile ile cezalandýranlarýn en hayýrlýsýdýr.’

hane-i saadetinden çýkan resul-i ekrem efendimiz,
doðruca hz. ebu bekir’in evine vardý
kendileri için acele sefer malzemesi hazýrlandý
bir daðarcýða bir miktar azýk kondu
resul-i ekrem efendimizle hzz. ebu bekir
evin arkasýndaki küçük kapýdan çýktýlar

mekke’nin aþaðýsýndaki güneybatýsýna düþen,
þehre üç mil takriben bir saat uzaklýkta bulunan
sevr daðýna doðru yol aldýlar
hz. ebu bekir, resul-i kibriya efendimizin
kah önüne geçerek yürüyor,
kah arkasýnda kalarak yol alýyordu.

efendimiz,
ya eba Bekir .
miçin böyle yapýyorsun
hz. ebu bekir,
önünüzü arkanýzý gözetlemek,
sizi korumak için ya resulallah diye cevap verdi.

cum’a gecesi sevr maðarasýna vardýlar
maðara oldukça ýssýzdý
önce hz. ebu bekir içeri girdi
yeri temizleyip düzeltti
maðaradaki delikleri elbisesini yýrtarak týkadý
yetmeyince, geriye kalan bir deliðe de ayaðýný dayadý
sonra fahr-i alem efendimizi içeri davet etti

resul-i ekrem içeri girdi ve mübarek baþýný
sýddýk-ý ekber’in dizini dayayarak uyudu
biraz sonra, hz. ebu bekir
deliðe dayadýðý ayaðýnda
müthiþ bir acý hissetti
yýlan ýsýrmasý olduðunu anladý
fakat, delikten ayaðýný çekmedi
hatta, kinatýn efendisi uykudan uyanabilir diye
yerinden bile kýmýldanmadý.

caný öylesine acýdý ki,
gözlerinden ister istemez yaþ aktý
akan gözyaþlarýnýn bir kaç damlasý
mübarek yüzlerine damlayýnca
resul-i Kibriya efendimiz uyandý
ne var, ya eba bekir diye sordu

sadakat timsali hz. ebu bekir
ya resulallah
ayaðýmý bir þey soktu
ama mühim deðil
anam babam sana feda olsun…
diye cevap verdi

resul-i kibriya, yýlanýn soktuðu yeri
mübarek tükürüðü ile meshetti
Allah’ýn lütfü ile
acý derhal kayboldu
sýddýk-ý ekber þifa buldu

o anda Allah’ýn emriyle bir örümcek gelip
maðaranýn aðzýna aðýný gerdi
bir çift güvercin ise gelip yuva kurdu
hayvanlar, resul-i Kibriya, hz. ebu bekir’i
bütün kureyþ’e karþý korumak için
nöbettarlýk etmeye baþlýyorlardý

resul-i kibriya efendimizi
hane-i saadetinde bulamayan müþrikler
fazlasýyla sýkýlýp üzüldüler
derhal mekke’nin her tarafýný
didik didik aramaya koyuldular
hz. ebu bekir’in evine vardýlar
onu da bulamayýnca büsbütün öfkelendiler

mekke’de resul-i kibriya efendimizi (a.s.m.) bulamayýnca
bu sefer tellal çaðýrttýlar
muhammed’i ve ebu bekir’i bulup getirene
veya öldürene yüz deve vereceðiz duyurusu yaptýlar

içlerinde ne kadar
hýrsýz, cani ve gözü dönmüþ var ise,
bu ilaný duyunca,
kimi eline kýlýç,
kimi de sopalar alarak
mekke’nin dýþýna çýktýlar
etrafta koþuþturmaya baþladýlar.

arayýcýlar, yanlarýna
müdlicoðullarýndan iki iz takip edici de almýþlardý
resul-i ekrem efendimizle,
hz. ebu bekir’in izlerini buldular
takip ede ede gelip
sevr daðýnýn eteklerine dayandýlar

*
kalbinin deprem haberi diye
göðsüne koyulduðunu bilir elçi
duyar kalbin sessiz depreniþlerini
herkesten çok duyar
geceyi ayaða kaldýrýr bu yüzden
sessizliðin nabzýný tutar

yine de tebessüm etmesi daha yakýþýk alýr
baþkalarýný ölesiye korkutan ölümlerin sonuna
müjde ekleyene tebessüm yakýþýr
baþkalarýný titreten, yerle bir eden
her an yakýp yýkan, kavuran tükeniþlerin arasýndan
yok oluþlarýn yýrtýðýndan
sonsuzluðun ýþýðýný keþfedenin gözlerine gülücük yakýþýr

belli ki Allah’ýn elçisi insana gurbetini hatýrlatýyor
zaman fýrtýnalarýnýn baþlattýðý tükeniþten söz açýyor
Allah, kalbimizi bu dünyadan almadan
dünyayý kalbimizden alsýn diye duaya duruyor
her birimizi, kýyametin bile yýkamayacaðý
bir kýyam sütunu etmek için çabalýyor

sesini duyurmak için
hiç usanmadan dudaðýna taþýrýr kalbini
o mahcup tebessüm,
belli ki sadece onun dudaðýnda kalýr
onun dudaðýndan yayýlýr
susmayý öðreten söz gibi
yalnýzlýðý sevdiren kardelen gibi
o lerzan gönüllerin elçisi

redfer

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.