melal içinde mütevazý bir lezzettir sevgi
huzura erdiren bir bakýþ gibi,
mescitlerin kubbelerine bir nakýþ gibi
tayy-i zamana çýkmýþ carý haller misali
eþref saate uðramýþ uðurlu anlar misali
mahyalardan yaðan tazarrularca
uzaklarý yakýn eden arzularca...
sevene kördür
buzlu mermerleri eritir heyecanlarý alev alev
tüllenen akþamlarýna gülümseyen yüzüdür hep
güllere renk,
varlýða ahenk diye alýnýr ve verilir
yaðmurlu kuþluklarda görülen hasret rüyalarý
hep sevginin habercisidir çünkü
bir gelinciðin alnýnda bahar sevinci
bir kýrýk kalpte nisan damlasýdýr sevgi
eylül düþüncelerinde söz
yaralýya bir nefes sýhhat olup yansýr
gurup eden hüzünlerin yeni dünyalarýný
sevgi deðil midir içimize yaðdýran
*
yesrib’de evden eve
kulaktan kulaða dolaþan
bir isimde müþahhaslaþan bir kuvve mevcut
rusulu ziþan efendimiz
hz.muhammed mustafa’nýn (s.a.v ) sevgisi
mekke’ye yaklaþtýkça hýzlanan adýmlar
sözleþilen güne kadar
kalan zamaný kýsaltmayacak olsa da
son bir yýlda yaþadýðý dönüþümün içinde
büyüttüðü derin hasretle atýyor kendini akabe’ye
bisetin on birinci yýlý
ilk görüþmelerinin üzerinden bir sene geçip
hac mevsimi gelince
içlerinde bir sene önce islamla þereflenen
altý kiþinin de bulunduðu
on iki kiþilik bir kafile
mekke’ye doðru yola çýkmýþ
akabe denen küçük ve dar vadide
bir gece vakti
gizlice resul-i ekremle buluþarak görüþtüler
geride býraktýklarý kendi içinde kavgalý þehir yesrib,
onlarýn hac için yola çýktýklarýný sanýyor
oysa insanlarý mekke’ye çeken baþka bir sevgi var
bundan bir yýl öncesine gidiyor
onun bu hasret dolu yolculuðuna vesile olan
tüm sebep ve olaylar geçiyor gözünün önünden tek tek
önce hazrec kabilesine mensup akrabalarýn
evs ile yaþadýklarý derin husumetin
yol açtýðý zaafiyete çare aramak için
mekke yollarýna düþüþlerini hatýrlýyor
ardýndan kendilerine yandaþ bulmak için
yola çýkan bu altý hazrecli’nin
yesrib’in kaderini deðiþtirecek
o büyük buluþmayý
insanlýðýn efendisi kutlu nebi’nin
dudaklarýndan dökülen kur’an ayetleri ile
yaþadýklarý sarsýntýyý anlattýklarý aný hatýrlýyor
mekke’den çýkan o kutlu nebi ile,
bir yýl sonra akabe’de buluþacaklarýný söylerken
yüzlerinden fýrlayan sevinç ve coþku ifadeleri
hiç silinmiyor hafýzasýndan
bu güzel buluþmanýn ortaðý olmaktan
büyük haz duyuyor
derin bir þükran ve minnet beslemeye baþlýyor
þimdi yanýnda duran o altý hazrecli’ye
heyecaný zirveleri zorluyor.
takvim saatlere devrediyor hasretini dindirme görevini
zira biliyor ki, davetini anlatmada
çetin zorluklar yaþayan peygamber
her yýl olduðu gibi yine
muhtelif bölgelerden gelen insanlarýn ruhlarýnda
birer kandil yakmak üzere
çoktan dayanmýþ akabe önlerine
haccetmek ve kurulan panayýrlara katýlmak amacýyla
bölgeye akan eden insan seline
ebedi davetin gür nefesini
býkmadan usanmadan üflemeye gelmekte akabe’ye
cebrail’le kurulan on bir yýllýk tanýþýklýðýn meyvelerini
mescid-i haram’a 3 km. uzaklýkta bulunan
bu vadiden sunmak üzere insanlýða
sözleþilen vakitte
sözleþilen yerde
aralarýna evs kabilesinden iki kiþiyi de alarak gelen
hazreclilerle buluþur akabe’de peygamber
tüm nurani varlýðý ile
burada teþkil eder müslüman medine’nin ilk nüvesini
hiçbir þeyi Allah’a ortak koþmayacaklarýna
hýrsýzlýk ve zina yapmayacaklarýna
çocuklarýný öldürmeyeceklerine
birbirine iftira etmeyeceklerine
emirlerine uyacaklarýna dair söz ister peygamber
etrafýný saran kalabalýklardan
bütün eller yarýþa girer adeta havada
insanlýk nuruna tutunmak
ebediyen düþmemek için
bu biattan sonra peygamber efendimiz
kendilerine hitaben þöyle konuþur
sizden, verdiði sözde duranýn
ücret ve mükafatýný Allah, tekeffül etmiþ,
onlara cenneti hazýrlamýþtýr
kim insanlýk icabý, bunlardan birini iþler de
ondan dolayý dünyada cezaya uðratýlýrsa,
bu ona kefaret olur
kim de yine bunlardan, insanlýk haliyle
birini irtikap eder de
iþlediði o þeyi Allah gizler, açýða vurmazsa
onun iþi de Allah’a kalýr
dilerse onu baðýþlar, dilerse azaba uðratýr
müslümanlar, resul-i ekremle aralarýnda
bir anlaþma akdettiler
gerek sýkýntý ve darlýkta ve
gerekse refah ve sevinç halinde
söz dinlemek ve itaat etmek baþta gelir
sen bizzat, bizim üstümüzde
bir tercihe sahip olacaksýn
senin hiçbir iyi hareketinde sana karþý
itaatsizlik etmeyeceðiz.
bir müddet sonra, medineli müslümanlar
resulullah’tan kendilerine
islam adab ve erkanýný öðretecek
bir kur’an muallimi gönderilmesini istediler
resul-i ekrem onlarýn bu tekliflerini
fýtraten oldukça nazik ve medeni
ayný zamanda güzel bir simaya sahip
kureyþin eþrafýndan, genç bir sahabi
mus’ab bin umeyr hazretlerini göndererek
derhal yerine getirdi
genç sahabi
kur’an muallimi mus’ab bin umeyr (r.a.)
bizzat resul-i kibriyadan dersini almýþtý
bütün gayret ve himmetini medine’de
islamýn yayýlmasýna hasretti
kabilelerin hatýrý sayýlýr kimseleriyle görüþüyor,
onlara islamý anlatýyordu
medine’de birçok kimse müslüman olmuþtu
kur’an’ýn eþsiz belagatý ve tatlý üslûbu karþýsýnda
artýk, mus’ab hazretleri medine’de
islamý teblið ve neþirde yalnýz deðildi
evs ve hazreç kabilelerinin reisleri de
yanýnda yer almýþlardý
islamý teblið ve neþir merkezi
es’ad bin zürare hazretlerinin evi idi
mus’ab ile sa’d bin muaz hazretleri el ele vererek
insanlarý hak dine davetle meþgul oluyorlardý
kýsa zamanda, islamiyet
medine’de büyük bir inkiþaf kaydetti
kur’an nuru ile aydýnlanmayan ev kalmadý
medine’de islamýn nuru parlamaya baþladý
akabe semalarý gönüllerin ellerle ittifakýna kilitlenir
tarih sayfalarýna akabe biatý düþer sessiz sedasýz
ancak tarihin akýþýný deðiþtirecek büyük harflerle
evs ve hazrec’in kadim husumeti
karanlýða mahkum olur bu aydýnlýk atmosferle
islam kalbinden yakarken medine’yi
medine kalbi olur islam’ýn
akabe’de gerçekleþen bu biatla
peygamber medineliler’den söz alýrken
karþýlýðýnda onlara
dünya ve ahiretlerini kurtarabilecekleri
bir din de armaðan etmiþ olur
*
bir mecnun’a leyla gibi
zemheride yolda kalanlarý yurduna kavuþturan meltem
ecelini ve ekmeðini paylaþan civanmertlerin töresi
sevinçten bir adým önceki
bir han-ý yaðmada bir gümüþ kaþýktýr sevgi
yuvasýna dönen kuþun çatlayan yumurtasý
ninnilerle uyutulup
türkülerle uyandýrýlan yavruda
nazar boncuðudur sevgi
basamaklarýn çýkamadýðý yerlere kanatlanýr sevgi
kah züleyha’nýn yusuf’a gülümsemesi
kah süleyman’ýn belkýs’ý çaðýran sesi olur
dudaklarý kanatan nefestir bazen
bazen asma bahçelerde renklenen çiçeklerdir
bazen ölüm bile bir sevgidir
kýymet bilene...
Rabb’ýn faziletindendir
yürekte damar damardýr
melal içinde beyazdan beyaz duygu olup akar
yaþamanýn ellerinden tutunup
beyaz mendillere çýkýnlanarak
yollanýr katarlarýn ardýndan sevgi
redfer