MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

beklenen kainatın efendisiydi
redfer

beklenen kainatın efendisiydi





tutulmuþ yollarda kararýp yitirilen rüyalar
suskunluklarýnýn yüzüne çarpýverir
ve son kapýda selvalar ve sisler
mahþer çývgýný ruhlara adalet daðýtýr
döngülerine söz geçiremeyen saatler
yüreklerin hüzünle en tanýþtýðý anda durur
çizgi çizgi çile okunan yüzler belirir
dolunay olur belki

içteki sefillikleri güden çobanlarýn
geçtiði kapýlar kapansýn bir bir
hüzne ne hacet
zeytine ant içerek
kevserlere not düþerek
bir tayy–i mekana dönecekse ahlar
adresler deniz olacaksa
varsýn gündüzler ýþýðýndan utansýn artýk

*
alemlerin efendisine
risalet vazifesi verilmeden önce
insanlýðýn ve dünyanýn manevi çehresi
nasýl tanýnmayacak vaziyetteydi
bilmek lazým

resulullah
nasýl ruhi bir karanlýk
sapýklýk içinden
kýsa zamanda insanlýðý
çekip çýkardýðýný
anlamak lazým

altýncý asýr sonlarý
insanlýk aleminin üzerine
küfür, dalalet ,ahlaksýzlýk kabusunun
olanca kesafetiyle çöktüðü
onu boðmaya var gücüyle çalýþtýðý
bir asýr

inançsýzlýðýn vicdan ýstýrabý içinde kývranan
zamanýn insanlarý
adeta çýlgýna dönmüþ
ne yaptýklarýný bilmeyen
azgýnlar durumuna gelmiþti

dünyada cereyan eden hadiselere
yüce Kudretin eseri olan eþyaya tapýlmakta idi
yýldýzlara, ateþe
kupkuru, ruhsuz taþ ve tahtalara
ilah diye secde ediyordu zavallý insan
tek Allah’a imandan yoksun ruh ve vicdanlar
karanlýða gömülüydü
adeta manasýz, abes ve gayesizdi

iman, irfan , basiretten mahrum zavallýlar
bir harfin
bir kelimenin
bir kitabýn
müellifsiz vücut bulmayacaðýný biliyorlardý da
içinde bin bir türlü esrar
bin bir türlü hikmeti barýndýran
kainat kitabýný
sahipsiz ve manasýz kabul edecek kadar düþüncesiz
bir periþanlýk içinde
kývranýp duruyordu

bu içler acýsý vaziyetiyle bütün dünya
tevhit inancýný
Allah`ýn varlýk ve birliðine inanmayý
insanlýða takdim edecek
gönülleri þirk
kalpleri küfür ve dalalet kirinden temizleyecek
bir peygamberi dört gözle bekliyordu

ilahi ölçüden yoksundu insanlar
zengin fakir, kuvvetli zayýf
avam havas, efendi köle diye
birçok sýnýflara ayrýlmýþtý
zengin ile fakir
halk ile devlet ricali arasýnda
korkunç bir kopukluk
dipsiz bir uçurum vardý

sýnýflar arasý hava oldukça gergindi
üst tabakadakilerin zulüm ve tahakkümü sebebiyle
alt sýnýflar her an patlamaya hazýr
bir barut fýçýsýný andýrýyordu.
bir çok iptidai kavimlerde olduðu gibi
birbirine tamamen zýt
bütünüyle kopmuþ
kastlara ayrýlmýþtý toplum

sözde halk denilen zümre
topraða baðlý esir ve kölelerden mürekkepti
vazifeleri
hiç bir mükafat ve ücret karþýlýðý olmaksýzýn
tarlalarda veya orduda çalýþmaktý

bunlar tamamýyla kendi hallerine terk edilmiþ
aþýlmaz manialarla ayrýlmýþ
mal ve mülkten serbestçe faydalanmayý
bir üst sýnýfa yükselmeyi ümit edemezlerdi

topraðý eken çiftçiler
saray halkýný doyuran ve giydiren
birer aletten baþka bir þey deðildi
belki tarihin hiç bir devrinde
ahlaký bu dereceye kadar bozulmuþ
bir cemiyet görülmemiþti

halk, aristokratlarýn, din adamlarýnýn zalim elinde
krallarýn, barbarlarýn þefkatsiz pençeleri arasýnda
ruhsuz bir eþyadan
dilsiz bir hayvandan farksýzdý
istenildiði zaman alýnýr
arzu edildiði zaman da satýlýrlardý

itiraza hiç bir haklarý yoktu
satýlanlar köle durumuna girerdi
köle olmasa bile
efendisinin dizi dibinden ayrýlmayan
güç ve kuvveti bulunmayan
birer hizmetçi olurlardý ancak

hiç kimse efendisini
beðenmemek hakkýna sahip olamadýðý gibi
efendisini seçmek yetkisine de malik deðildi
bazý barbar memleketlerde hizmetçi
ilk efendisine muayyen bir kurtuluþ akçesi vermek suretiyle
bir baþka kapýya kendisini atabiliyordu
bu onlar için
haliyle büyük bir lütuftu

hülasa,
insanlar birbirlerine kinle, nefretle bakan
kastlara ayrýlmýþlardý
periþan durumda bulunan insanýn yeryüzünde
Allah`ýn en kýymetli mahluku olduðunu
insanlarýn tek babadan geldiklerini unutmuþlardý

bir taraðýn diþleri gibi
hepsinin belli haklara
ayný nispette sahip olma hürriyetini
doðuþtan beraberinde getirdiðini ilan edecek
insanlar arasýndaki kin, nefret ve düþmanlýðý
sevgiye, saygýya ve dostluða döndürecek
büyük bir peygambere ihtiyacý vardý
acilen

hal diliyle adeta bu büyük peygamberin
bir an evvel gelmesi için
yalvarýyor, yakarýyordu insanlar
insan, mükerrem ve muhteremdi.
bunu takdir edebilmek ise
ancak gerçek bir iman sayesinde mümkündü

gönülleri bu inancýn þerefinden mahrum bulunan
o devrin insanlarý
elbette …insana hürmetin
insanýn yeryüzünde en kutsal varlýk olduðunun þuurundan
uzak bulunacaklardý
hemcinslerini para ile alýp satabilecek kadar
vahþileþeceklerdi

köle diye adlandýrýlan zavallý insanlar
pazarlarda basit bir mal alýp satmak gibi
açýk artýrma ile satýlýrdý
efendi, kölesine
her türlü hakareti
her türlü zulmü yapma
her türlü iþte çalýþtýrma yetkisine
eksiksiz sahipti

bu derin vahþete ve kadirbilmezliðe
son verecek birine
dünyanýn þiddetle ihtiyacý vardý
bir güneþ gibi
þefkat ýþýðýný hiç kimseden esirgemeyecek
bir rehbere muhtaçtý insanlýk

hýristiyan devletlerde
hz. isa’nýn teblið ve telkin ettiði
tevhit akidesi
yerini batýl teslis inancýna býrakmýþtý
papazlar…
hz. isa`nýn teblið ve telkin ettiði din yerine
apayrý bir din uydurmuþlardý

hususen
din adýna akýl almaz zulüm
ve iþkencelere baþvuruyorlardý
hýristiyanlýða zorla döndürülmekten kurtulmak için
kendisini zehirleyen ,öldürenler oldu
ibret nazarýna sunulacak
çok vahim olaylar yaþanýyordu

dininden dönenler
veya dine ihanet edenler
ölüm cezasýna çarptýrýlýyordu merhametsizce
göz çýkarma, çarmýha germe, taþa gömme
aç susuz býrakarak ölüme terk etme
alýþýla gelmiþ
ölüm þekilleri arasýnda yer alýyordu

saadet güneþinin parlamasý arefesinde
en karýþýk günlerin içindeydi dünya
kardeþ kavgalarý dönmek bilmez bir hal almýþtý
kan davalarý
mezhep ayrýlýklarý yüzünden
halk birbiriyle boðaz boðaza gelmiþti
islamýn zuhurundan evvel
için için kaynýyordu alem

ahlaksýzlýk kol gezmekteydi
Allah’a imanýn verdiði haya ve korkudan mahrumiyet
faziletten nasipsizlik
her türlü ahlak dýþý davranýþlar
haysiyet ve namuslarý ayaklar altýna alýcý
en adi hareketler serbesti

kumar, içki, zevk ve sefa alemleri
sýradanlaþmýþtý
ardý arkasý kesilmeyen
öldürme, zina, gasp ve baskýn olaylarý
insanlýk denilen kutsi ve ulvi manayý
adeta yeryüzünden silip süpürmüþtü
ahlak öylesine silinmiþ
öylesine ölü bir unsur haline gelmiþti ki
alýnýp satýlan kadýn
basit bir metadan öteye geçmiyordu

evet
milattan sonra altýncý asýr sonlarý
yedinci asrýn baþlarý iþte böylesine
bir vahþet
bir inkar, þirk, cehalet
bir zulüm asrý durumundaydý

her türlü anarþi, inançsýzlýk, sapýk inanç çeþitleri
sefahatin her türlüsü
en yoðun bir tarzda
bu asýrda hükmünü icra ediyordu

insanlýðýn yaratýlýþýndan bu yana
dünya belki böylesine
bir sapýklýða,
bir ahlaksýzlýða
bir vahþete,dehþete …
þahit ve sahne olmamýþtý

manevi rehberden mahrum insanlýk
avare su gibi taþtan taþa
baþýný vuruyor
her vuruþta
kalp, ruh, vicdan ve haysiyetinden
bir þeyler kaybediyordu
çalýnan bütün beþeri kapýlar
derdine çare olamayacaklarýný söylüyor
ve yüzüne kapatýlýyordu

gerçek yaratýcý yüce Allah`ý
bilmemiþ, tanýmamýþ
Onun peygamberleri vasýtasýyla çizdiði
asli gayeyi bulamamýþ yeryüzü insanlarý
adeta birer canavar hüviyetine bürünmüþlerdi

her an baþkasýný yutmaya hazýr canavarlar misali
yeryüzünü saldýrganlýklarýyla
zalimlikleri, vurup öldürmeleriyle
kana bulamýþ
anarþi ve huzursuzluk rüzgarýný estiriyorlardý
her memlekette

insanlýk yetim kalmýþtý
dünya yaslýydý
yeryüzü bir matem meydanýný andýrýyordu
herkes birbirine düþman
her þey manasýz
her þey ruhsuz
her þey gayesizdi

gerçek rehberinden yoksun beþerin
vaveylalarý arþý çýnlatýyor
alem her zerresiyle
yýldýzý,ayý,güneþiyle
gecesi,gündüzüyle
bu acý haline adeta aðlýyordu
velhasýl
bütün dünyayý kesif bir þirk
zulüm ve ahlaksýzlýk
cehil bir küfür bulutu kaplamýþ bulunuyordu

gözleri, ruhlarý, vicdanlarý kamaþtýran
taptaze bir manevi güneþin
eþsiz ýþýklarýyla
bir kere daha aydýnlýða kavuþmasý gerekiyordu

o saadet güneþi
bütün haþmetiyle
insanlýk ufkunda doðmalýydý ki
insanlýðýn yüzü gülsün
alem her zerresiyle
güneþiyle, daðýyla, taþýyla
insanýyla ,mevcudatýyla manasýzlýktan
abes ve gayesizlikten kurtulsun

her þeyin yazýlmýþ
ibret nazarlarýna arz edilmiþ
Allah`ýn birer mektubu olduðu bilinsin
idrak edilsin

inançsýzlýðýn yerini tertemiz iman
zulmün yerini gecikmeyen adalet
huzursuzluðun yerini salt bir mutluluk
cehaletin yerini faydalý bir ilim
ýstýrabýn yerini ebedi saadet alsýn

inanan herkes dost ve kardeþ olsun
kainatýn hiddeti sevince dönsün
yýldýzlar gülsün
zerreler cezbeye tutulmuþ
bir mevlevi gibi raksa kalksýn
güneþle ay
yerle gök aþk ve þevk içinde
dönmeye devam etsin

insan da …
yaratýlýþýnýn yokluk karanlýklarýndan
varlýk alemine misafir edilmiþ olmanýn
asýl hikmet ve gayesi içinde
Cenab-ý Hakký tanýmak
O’na iman edip
ibadet etmek olduðunu bilsin böylece
hakiki huzura kavuþsun
gerçek saadete ersin böylece

*
belki göklerin ufak
dünyanýn uzak kaldýðý hüzünlerin panzehiri
belki üþüten fýrtýnalarýn dertlerini
bölen çarpan sevinçlerin iksiri
gýrtlaklarda düðüm düðüm hecelerin
yüreklerde boðum boðum gecelerin
aynalý beþiklerde uykuya dalmýþ
ilmek ilmek hýçkýrýðý
yumak yumak ayrýlýðý
adý alemlerin efendisi
belki

zembilde kurutulmuþ güllerin
sergende saklanan sünbüllerin
kar vakti yalýnayak bir yetimin dizlerinde derman
ninelerin ürkütülmüþ sevecenliðinde ferman
buhur-ý meryem kokan ellerin
hüsn-i yusuf söyleyen dillerin
hasret kokan duasýydý beklenen
kainatýn efendisiydi

redfer


Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.