Açlýktan ölen varmýþ; kâbus doldu rüyama
Edirne’den Kars’a dek aradým adým adým
Obezlik illetinden can veren gördüm amma
Açlýktan inleyerek ölene rastlamadým
Makul cevap ararken çekilen her belaya
Nice sebepler gördüm kalplerde Kerbelâya
Gassallara danýþtým, kulak verdim salâya
Musallaya açlýktan gelene rastlamadým
Abartý olsa dahi almadým âhý ti’ye
Manzarayý "zum"ladým can geldi görüntüye
Ýbret-i alem için aþ uzattým pintiye
Yanýna muhtaç koydum; bölene rastlamadým
Ne Ýblis ne de nefis iþini aksatýyor
Ýzlerinden gidenin kem dili ok s/atýyor
Tamahkârlýk revaçta nankörlük yok satýyor
Nimetin kýymetini bilene rastlamadým
Açlýk yok mu? Var elbet; lakin eksik aþ deðil
Ne sebze ne de meyve; kuru deðil... yaþ deðil
Açlýk kalpte; sevgiye! Yeri elbet boþ deðil
Nefretle kinle dolu; þölene rastlamadým
Bu öyle bir kindi ki bulup da þayet fýrsat
Temizlemeye kalksa aciz kalýrdý Fýrat
Zehrini zerk ettikçe asýlsa dahi surat
Kalbinden söküp sele, salana rastlamadým
Oysa insan düþünse gitmez nefsin izinde
Kaybolmaz kýyl ü kalin karanlýk dehlizinde
Açlýktan dem vurana çare aþk denizinde
Lakin herkes izinde(!); dalana rastlamadým
Mülayým çatsýn diye kine satmýþ kaþýný
Zan ile gýybet tutmuþ dilde köþe baþýný
Kýrk müslüman taþýrken zalimin naaþýný
Mazlumun gözyaþýný silene rastlamadým
Belli ki öfkeyi çok aþký noksan eyledik
Belli ki kem kelamý dile aksan eyledik
Yazýk ki nice kalbi yerle yeksan eyledik
Devr-i Nemrut’ta böyle talana rastlamadým
Bin þükürü beklerken her nimet her bir ânâ
Heba oldu ömürler yaklaþmadan Kur’an’a
Zatýndan þeref alýp, ezelde Yaradana
Verdiði söze sadýk kalana rastlamadým
Çözmeye çalýþýrken insanýn yapýsýný
Çamurlu halde buldum "þerefli" takýsýný
Belli ki almýþ herkes cennetin tapusunu
Tövbenin kapýsýný çalana rastlamadým
Niyeti kirli kiþi nasihattan haz etse
Kelam çiçek açardý kalemin gücü yetse...
Derde deva meramýn muhtevasý ibretse
Bedava olsa dahi alana rastlamadým
Mecit Aktürk