Bilmiyorum yaþýný; azami yirmi varsýn
Talih neymiþ -kaþýný- çattýðýnda anlarsýn
Yüz versen hergeleye, döndürür bir köleye
Her fýrsatta çileye, sattýðýnda anlarsýn
Þahsa özeldir, fakaat, sadakat yönü sakat
Tam gülümserken tokat attýðýnda anlarsýn
Gâh yaver gâhi kene, gam taþýr sol bölgene
Gücün bir tek gölgene, yettiðinde anlarsýn
Peþin alýr mehrini, sona saklar kahrýný
Boþanýrken zehrini, tattýðýnda anlarsýn
Haz denilen gýdýmlýk, ömür üç-beþ adýmlýk
Nevbahar, yaz tadýmlýk; bittiðinde anlarsýn
Ömrüne varsa ati, kýþ devralýr nöbeti
Gençliði kum saati, yuttuðunda anlarsýn
Özenip horozlara gir istersen pozlara
Ecel, düþü tozlara kattýðýnda anlarsýn
Geçilmiyor cakandan, ne kalýr fiyakandan
Nasýl olsa yakandan, tuttuðunda anlarsýn.
Deyip de "ecel de ne?, safa yatmayý dene
Yuvandan alýp, sine, ittiðinde anlarsýn
Her yol çýkar Fizan’a, ukbâ deriz biz ona
Mahþer günü mizana, gittiðinde anlarsýn
Ne servet ne de þöhret, dostluk en büyük nîmet
Dostun birgün ihanet, ettiðinde anlarsýn
Dense de mikrop kirde, kebairi kibirde
En geç "o gün" kabirde, yattýðýnda anlarsýn.
Mecit Aktürk