Þu muhteþem kâinata kalp gözüyle baksa kul
Duyar elbet; solan yaprak, aðaran saç, an ne der
Say sayar hep o vuslata; bittiðinde bu okul
Kefen giyer haz alarak; baðrýný aç anne der
Cehli kavi cüretkâra ne söylesen etmez kâr
Nefse yârdýr nass’a ýrak; us, idrak, izan ne der
Tahta çýkar serde benlik, beynine olur hünkâr
Düþtüðü her dar çukuru kutlu Mîrâç zanneder
Gül var iken gülzârýna diken eken inattan
Bozuk ise tende týynet; mahþer ne, mizan ne der
Mel’un ile yol gitmeyi, incitmeyi sanattan
Kalpte kini kârlý ziynet, bir ihtiyaç zanneder
Can çekerken yataðýndan musallaya her salâ
Muhterisin dili hâlâ son ezan, hazan ne der
Þirkin þerli bataðýndan kir sýzar da, mesela
Benzetir bir Anzer bala; zehri ilaç zanneder
Düþünmeli, nedir sebep; gülmeye ehil kiþi
Bugünlerde pek muzdarip; bu garip ozan ne der
Sanmayýn ders vermek iþi; bilir ki; cahil kiþi
Kendisinden gayrýsýný akla muhtaç zanneder
Mecit Aktürk