Var-oluşum
hayat akyokuþ’tan bisikletle inmeye benziyor
hýz aþýrý ve aþýndýrýyor ürpertiler yaþantýmýzý.
ürperiyoruz.
selemizde dengemizi bozan dertlerden
önümüze çýkan umut heyelanlarýndan
daha hýzlý pedal çevirmemize neden olan seraplardan
çýkmaza mý gidiyoruz düþüncesinden…
bir þeylere inandýðýmýz için hala yaþýyoruz.
yaþatýldýðýmýz için hala bir þeylere inanýyoruz
týpký pazarda çürük karpuzlarý toplayan,
balýk artýklarýný poþetine dolduran çocuðun,
karpuzun çürümemiþ bir tarafý olduðuna inandýðý gibi.
topladýðý balýk artýklarýndan,
annesinin güzel bir tat çýkaracaðýna inandýðý gibi
bizler de inanýyoruz
henüz baþaramadýk ama
bir gün baþaracaðýz.
hüzün mevsimi terk ettiðin de gönül bahçemizi.
rengarenk boyadýðýmýz düþlerimizin
sergisini açacaðýz
bir mutlu sonlar galerisinde
bizler mutluluk dilenenlerin avuçlarýna
sahip olamadýklarýmýzýn listesini býrakarak
mutlu olmalarýný saðladýk onlarýn
“neden benim” diye baþlayan yokluklar
musluk altýna býrakýlmýþ bir sabun gibi
ortasýndan eritiyor insaný
bu yüzden biz
“çünkü benim” diye baþlayan
varlýklarýmýza sýðýnýp avunmalýyýz
daha fazlasýna gücümüz yeterse
neden olmasýn?
neden?
bu hayat
yokluklarýndan varlýk türetenlerin diriliþine þahit olmuþtur.
bu hayat yokluklarýný yok sayanlarýn gülüþüne þahit olmuþtur
bir gün
beyaz bir vahi güvercini konacak penceremize
sað ayaðýnda ufak bir kaðýt
içinde yaþadýklarýndan artýk azatsýn notu
sol ayaðýnda bir anahtar
ve gagalarýyla bir kapý çizecek önümüze.
açýp geçeceðiz o kapýdan
sonra kendimizden
sonra dünümüzden,yarýnýmýzdan.
ve iþte hepsi orada olacak
kaybettiklerimiz
aradýklarýmýz
sustuklarýmýz
haykýrdýklarýmýz
içinde düþtüklerimiz
dýþýnda kaldýklarýmýz.
mavilerimiz
yeþillerimiz
beyazlarýmýz…
daha önceki yalancý gülüþlere hiç benzemeyen
asil bir gülüþ oturacak yerli yerinde yüzümüze
gözümüze inen parlaklýk
tarifi mümkünsüz ufuklarý aydýnlatacak
iþte o zaman
yorgan altý acýlarýmýzý
ve geçmiþe süpürdüðümüz
kalp kýrýklýklarýmýzý
sarmalayýp çýrpacaðýz
bizim için esmeye hazýr rüzgarýn dudaklarýna
ama þimdi
seferi gelmemiþ yolcular bekleme salonunda otursak da
zamaný içine tuz atýlmýþ bir çay gibi içimiz acýyarak içsek de
metanet bir mezar taþý gibi dik tutsa da hala bizi
yinede çýkmalý dudaklarýmýzdan
henüz kurumamýþ bir yaþ elhamdülillah…
13.08.2008
Mustafa Durukan
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mustafa Durukan Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.