'derine'
uygarlýðýn geliþimi derinlerden baþlar
sözgelimi bir metro, metro deðildir sadece
Ulus þöyle aralar; metropolü, metro var kýlar
ruhu ise, var olmadan önce yaralar
yaralandým. bir þarký sözü olsaydý hayat
sirke gibi kokardý tenlerimiz
yine de bir þifa olduðunu unutup terime
terime kadar iliþiyorlar soysuz iftiralarla
kavram boðulduðu yerde açýklama geliyor
dost dediðinin dilinde kocaman bir iðne
batýrýp, çekiyor, çekip bir daha batýrýyor
sonra hiçbir þey olmamýþ gibi çekip gidiyor
giden gitsin, karacaoðlan’ý tüyüne kadar yolup
kýzýlýrmaðýn dibinde baðdaþ kurduðumuz gün
biz, mutlu birkaç genç idik paçalarý sývalý
anayollarýmýza kadar darmadaðýn etmiþler
soysuz bir adamýn üzerine takým elbise
þu yola çýkýlan üstgeçit kadar çirkin yakýþýr
yakýþýklýyým. gözlerimle görmediðim anlarda
aynada hep o istediðim adam geliyor
ayný þarkýya birkaç dilde konser veriyor
diþlerine kadar ýsýrýyorum aðzýmýn içini
utandýðým anlarda çocuk, çekiyor pantolonunu
cebinde bir milyon cips parasý
oturup, en acýsýndan bir çay içiyorum
derinden bir sýzý göðsümde
bir yudum daha katran
zifti paklanýyor nefesimin
uygarlýðýn en derinlerine
iz býrakýyor ellerim
þahsý namütenahi acýlar tadýyorum
kimliðini kaybetmiþ
yoldan gelmiþ yola giden
mecburi istikametler çizen
birden ve hayalen.
þuur altýna yatan dehliz
kahve aðzýyla kuþ tutuyor damda
her insan farksýz uygarlýðýn
yeraltý oyuncaðýndan
çýkarýp gözlerime iliþince
zevk veriyor topraðým, kazýyorum
derine, daha derine
anlýyorum
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.