susma konuþ ey çok bilmiþ rüzgâr
gece gündüz örüyorum
yalnýzlýðýn duvarlarýný
patikalara çýkýþ diye sarýlýyorum
kevgire dönmüþ yüreðime
kanýyor ömrüm tutamýyorum
susma konuþ ey çok bilmiþ rüzgâr
asýrlardýr nerden gelir
nereye gidersin
yolculuklar sabýr iþidir
bitmek bilmeyen bu yollarý
tüketmeden kendini nasýl asarþýn
bu yolun sonunda birisi
uyandýracak düþlerimden
gülen gözleriyle beni
masumiyetin oklarýyla vuracak
dinecek acýlarým
sabahý görüyorum
ne kuþlar onun kadar anlayýþlý,
ne de sular
kaç yalnýzý korkuttun
nasýl doldun bu odaya
ey rüzgâr
üzerine yapýþýr acý
öz malýndýr ve üstünde kalýr
yalnýz adam yalnýzdýr
o ev
bu oda
þu duvardaki direniþ marþlarý
haykýran çatlaklar
yüzüne çarpan kapý gibi
bu yalnýzlýk nasýl son bulur
susma konuþ ey çok bilmiþ rüzgâr