MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

KİRAZ AĞACI (18)
Oğuz Can Hayali

KİRAZ AĞACI (18)


Baharý müjdeleyen çiçeklerinin,
çiçeðini dölleyen arýn,
umut dolu yeþil yapraklarýn,
meyvandan damlayan balýn,
kurdun-böceðin nasýl dostumsa benim
bende Genco ERKAL’ý o denli severim.

Dile kolay deðil;
Bu bir aðaca,
-yani sana-
yazýlan 17’nci þiir!
Saðlam köklü güçlü gövdenle,
dallarýn iri ve diri,
küpeli meyvalarý tatlý,
yem-yeþil yapraklý,
canlý bir abidesin.
Sen hatýrlarýmý sana anlattýðým
dostlarým gibisin
Kiraz Aðacý’m.

Niçin mi yazdým tüm bunlarý sana yine?
Bir dinle hele
“Makinist Hidayet ile Torunu Aliye’nin” Hikayesini; (*)
anlayacaksýn gerisini;
“YER; Ýstanbul Kültür ve Sanayi Fuarý.
eskilerin Haydarpaþa Ana Garý
KONU; Masal Diyarý.
BÖLÜM; Aliye’nin Hikayesi.
Burasý bir zamanlarýn iþçi yatakhanesi.
Duþlarý, helalarý, küçük odalarý, çift katlý ranzalarý, yemek salonu, mutfak
deðiþmiþlerdir mutlak!
Yukarý doðru kývrýlarak
týrmanan bir merdiven boþluðu.
Üstü kirli-beyaz, yer-yer çatlak, aralarý sýva dolu, tozlu
bu duvarýn altý; Yarýsý yeþil safran boya, tavaný kireç-badana
-eskisi gibi hâlâ-

Sona
beþ basamak kala
loþ bir koridorun ucu doðdu,.
-dýþardaki aydýnlýða ne oldu?-
Sondan dördüncüde
koridorun tavanýnda göründü Lambalar.
Üçüncü basamakta
karþýlýklý odalar.
Son ikincide
belirdi geniþ çerçeveli, tahta yalýn kapýlar.
Son basamak ele verdi;
Sýrt duvarý isli-pisli,
dilim-dilim gri,
döküm kaloriferleri.
Yanýyor buharla,
sanki kýþ ortasý,
ya Hidayet terli,
ya sýcak burasý,
yada mevsim baþkasý,
biraz önce yaz deðilmiydi dýþarýsý?

" Dýrrr..." Diye zýylayan bir zille
Makinist Hidayet geldi kendine.
Koridorun dibinden birden
yeri yalayýp gelen
köpük uçlarý sarý, yeþil dalgacýklar belirdi,
noktacýklar sivrildikçe-sivrildi,
çalkalanarak birbirine çarptý,
kývýlcýmlar sýçrattý,
sýçradý tavana,
týrmanýverdi her-bir-yana.

Renk þöleni onlara yaklaþtýkça-yaklaþtý,
ayak Uçlarýna ulaþtý,
deðdiði herþeyi parlak
-Hidayet ve Aliye’yi bile-
sývayýp aydýnlatarak;
„Kenarlarý kalýn konturlu çizgi filimlerindeki gibi“
metal-yapay bir elbise giydirdi
yada Hidayet’e öyle geldi.
Þaþýrdý Hidayet;
" Dikkat et!" Diyerek
Aliye’yi gerisine aldý.

Karþýlýklý-yanlý açýldý tüm kapýlar,
cývýl-cývýl çocuklar dýþarý fýrladýlar,
ardýndan da MASALLAR;
Denizci Simbat 7 derya kaptaný
omuzunda papaðaný
baðcýklarý arkadan baðlý kara bir kapla,
bir gözü kapalý yarým görüyor.
takmýþ peþine çocuklarý
pupa-Yelken geliyor.
Önü açýk-yakasý kalkýk,
uzun kýrmýzý renkli altýn iþlemeli kadife kaftaný
yerlerde sürünüyor.

Bir çocuk onu eteðinden çekti,
o durdu-döndü,
çocuk elindeki kalemi
uzatý ve güldü.
Simbad çocuða baktý;
Bel kuþaðýndan
eðri saplý kamasýyla, kýrma tabancasý arasýndan
bir fotoðraf çýkararak imzaladý,
gülümseyerek kalem ve fotoðrafý
çocuða verdi.
Bilsen çocuk ne sevindi!
"Hayret!" Diye
þaþýrdý Makinist Hidayet;
"Dün akþam okumamýþmýydým bu masalý ben Aliye’ye,
iyi uyusun diye,
rüya görüyorum herhalde?"

Pamuk Prenses ile
el-ele tutuþmuþ 7 Cüce
karþýdan çýka-geldi.
Sinbad bir adým gerileyerek yana çekildi,
üstü uzun tüylü geniþ kenarlý
siyah gemici þapkasýný baþýndan çýkardý,
saygýyla öne eðilerek yere yelpazeledi
ve Pamuk Prenses‘i selamladý.
Aliye baðýrdý;
"Merhaba 7 Cüce!"
Çocuklar alkýþladý.

Biri somurtkan, biri sevimli,
en uzunu bilgiç, diðeri saf-iri,
en zayýfý çocuk, en þiþmaný aþýk olaný,
en küçüðü akýllý
hepsi beyaz Sakallý,
hepsi Yerden bitme,
Hepsi yeþil-kýrma uzun Küllahlý
ve hepsinde ayný Elbise
7 Cüce Aliye’yi selamladý.
Neþeyle birkaç çocuklar
bu guruba katýldýlar

Koridorun öbür ucundan
uçup gaklayýp-guklayan
Zümrüt-ü-Anka kuþu geldi.
Baþ-kanat-kuyruk tüylerindeki güneþin 7 rengi
deðdiði herþeyi boyayýp-aydýnlattýðýnda;
Tavandan yeþil sarmaþýklar dolana
damla-damla sarktý aþþaðýya,
aðaç dallarý duvarlarý deldi,
masal yeri vahþi bir orman oluverdi;
"Rüyanýnda böylesi!"
„ Efendim?" Dedi
Aliye dedesine bakarak.
Hidayet masaldan kurtaramýyordu ki kendini;
cevap versn;
"Ben birþey demedim!"
Oldu cevap.

Kýrmýzý Çizmeli Kedi çýkarmýþ çizmelerini
eþþek-köpek-horoz üçlüsü Bremen Mýzýkacýlarý‘na
yalýn Ayak,
kedi olarak
eþlik ediyor.
Fareli Köyün Kavalcýsý takmýþ peþine çocuklarý,
kaval çalýp, dans edip geliyor.
Aliye’de birden o yana seyirtti,
Hidayet onu kolundan çekti,
býraksaydý
belkide torununu kaybedecekti.

Dev Hagrit’in önünde
Hary Porter, Roy, ve Harmine
kol-kola girmiþ seke-seke neþeyle yürüyor.
-Ýlk filimlerindeki gibi yaþlanmamýþ hepsi-
hâlâ çocukça gülüyor.
Üç sihirli sopa;
"- Sim, sala bim!" Diye ateþlendi,
bu kývýlcýmlarýn ýþýðýnda
Ezop, La Fontaine, Dede Korkut ve Nasrettin Hoca
sahneye geldi.

Eþþek anrdý ahýrdan,
kaplumbaða üzerinde yan-gelip-yatmýþ tavþan,
yarýþta hedefi gözlüyor,
Ayak uçlarý unlu Yaþlý Kurt dadýlýk ediyor 7 keçi yavrusuna,
Çalýþkan Karýnca kararýnca Cýr-Cýr Böceði ile þarký söyleyip dans ediyor,
Aptal Tilki paylaþýyor peyniri, Kurnaz Karga‘nýn samimiyetine katýk,
Ali Baba kardeþi Kasým’a terazi ile ekonomi dersi veriyor,,
40 Haramiler alýn terini keþfetmiþ, haydut deðiller artýk,

Kýrmýzý Þapkalý Kýz itiyor tekerlekli sandlyesini Yalancý Kurt‘un.
aðzý kocaman, gözleri büyük, kulaklarý uzun,
Alis sohpet ediyor Harikalar Diyarý‘ndan çýka-gelmiþ hayvanlarýyla,
maceracý Gülüver karýnca boylu düþmanlarýyla haþýr-neþir çekiþiyor hâlâ.
Keloðlan, Kör-Dadal-Malkoç Oðullarý ile Tarkan omuz-omuza veriyor,
reklam panosu önünde çocuklarla poz verip fotoðraf çektiriyor,

Masalýmýzýn sonunda;
Uçan halý üstünde
4 Kiþi daha geliyor salona;
Alaadin elinde sihirli lambasý ile,
yanýnda lambanýn devi Daðduman,
mahalle köpeðim Duman
ve Peter Pan.

"Daðn!" Diye vuran bir çan sesiyle
karþýlýklý kapýlar açýldý birden-bire
Ýstanbul Kültür ve Sanayi Fuarý’nýn ikinci katý;
Eskinin iþçi yatakhanesi;
içeri girdi masallar
herkes yerli-yerine,
üçüncü kata seðirtti çocuklar
El Sanatlarý hüner atolyelerini görmeye.

Tahtadan kol ve bacaklarý,
meþin mentþeli eklemleri
ve yalan söyemekten uzamýþ yuvarlak-sivri burnuyla
koridorda
sadece
Pinokyo kaldý.
Bu yalancý Kukla
Hidayet ve Aliy’ye yaklaþtý;
"Bitti!" Dedi;
"Biten ne?" Diye Hidayet usulca soruncaý;
"MASAL DÝYARI" Oldu cevap.
Sonra döndü sýrtýný onlara
gýcýrdayan eklemleri üzerinde yalpalayarak
son kapýyý açtý, ardýnda kaybolup-gitti
ve böylece masalýmýz da burada bitti.“

Olacaklardan habersiz ben
1965 yýlýnda Bursa Erkek Lisesi’nde okurken,
Teyyare Sinamasý’nda,
2 saat tek baþýna
Usta Genco Erkal; Sergilediði
„Bir delinin hatýra defteri“ oyununda
benide olayýn içine kattý…
Sanki bu „Makinist Hidayet“ hikayesini
ben ilk olarak orada
yaþadým
Kiraz Aðacý’m.

„Deli“ yi övmenin saçmalýðý gibi.
„Dahi“ yi yermenin de imkansýz olduðu bilinir.
Bu bir kedinin eriþemeiði ciðere „Mundar“ demesi gibidir.
Eðer bugün biri;
„Bana hakaret etti!“ diye
Genco Erkal‘ýn 5 yýl 4 ay hapsini isterse…
Yetmez bu saçmalýða ne mantýðým-nede dilim,
ben ona nasýl iltifat edeceðimi gayet iyi bilirim!
Bu yüzden bende yukarýdaki masallarý yardýma çaðýrdým,
Kiraz Aðacý’m.

(*) MASAL DÝYARI dizeleri; Tamamý 12 adet olacak olan(=Sonuncusu henüz taslak halinde) HAYDARPAÞA GAR OTELÝ ÞÝÝRKAYESÝ (9) dan aynen alýnmýþtýr.

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.