Onu kendime düþman olarak görüyordum.
Misafir gelecekmiþ, eve þarap alýyoruz.
O salatayý yapacakmýþ, ben makarnayý.
Aþk maþk deðil yani bu, sanýrým o hýrs denilen þey.
Þuna bak...
Biraz çekilse de ben de görsem,
Bulutu,
Güneþi,
Tane tane yaðan yaðmuru,
Portakal aðaçlarý,
Ankara’yý...
Burada ölüp gitsem ne havalý olurum yalnýz var ya,
Göz göze geldik böyle,
Onun kalbinin bir pamuk þeker kadar tatlý ve pembe olduðuna inanýyordum.
"üzülme kýzým" diye beni teselli etmesini...
Eve geldiðimde ölmek istedim.
sahi seviyor muyum ben acaba diye.
Sevmesem neden affedeyim diyorum.
mesela kamýmýn içinde kelebekler var ama hepsi ölü.
En arka sýradan hep onu izliyorum böyle.
hayal kuruyorum la.
Saçlarýmý düzeltmeye çalýþýyorum.
Kýrmýzý rujumu sürüyorum.
Benimle belki uzun konuþur diye bekliyorum.
Kurduðum hayaller,
Oyunlar,
Bisikletim,
Muhabbet kuþum maviþ...
Sahi ona ne olmuþtu ?
Ölmüþtü galiba babam söyleyemedi bana...
çocukluk hatýrlarým yaðmurda kalan hastalýklý yavru kediler geliyor gözümün önüne.
Öyle bir þeyim ben de iþte.
Hakkari Çukurca 30