bugün menüde ne var garson
çek saðlamýndan bi acý daha, varalým yaþamýn tadýna
bu deðilmiþ
tam da buymuþ diyecektim ki
kursaðýma bir merdiven daha dayadý sevilmek adlý köle
bunca basamaða kalbim dayanmaz dedim, az ötede þiirleþin lütfen
kalbim bir türlü beceremedi gitti taþ duvar olmayý
oysa ben Ýstanbul’un minarelerine bir melek kuþu kondu sanmýþtým
bahçemde ortancalar, bahçemde gecesefalarý bile sevmiþti ellerini
bundan sonra sanmýþtým ki, bütün kalabalýklarý alt etmiþti seni sevmek
alt etmiþti nabzýmýn üzerinde koþturup duran o karanlýk atlýlarý
yeni týraþ olmuþ adamlar gibi gülümseyebilirim sanmýþtý yüzüm
sonra arýnmak suya karýþtý, içimin ýrmaklarý kuruyan ne varsa’ya
biliyordum dedim yeminle biliyordum
aþkýn; kavuþmanýn matematiðinde yeri hiç olmadý
gidenin ardýndaki o büyük bekleyiþ, o kocaman kayboluþtu
altý ömür geçse de, kelimelerden kuleler yaparak kalbinde yükseltmekti
kalbin ki; en güzel o bilir kime bercesteler dizeceðini
kimi hayranlýkla bekleyip "ya unutsaydým" korkusuyla yaþamayý
"ya unutsaydým hangi þiirime þaþkýn þaþkýn baktýðýný"
"hangi çikolatayý sevdiðini"
"hangi kitabý okuduðunu"
oysa "anýlar tazeliðini ilk gün ki gibi korur"
"ilk gün ki gibi gidiþine inanamamakla" geçer ömrün
ve ben ellerime nasýl anlatýrým bunu bilmiyorum
insan dedim! içinde ne çok ses biriktirip de
-bir nefeste bir hançere dönüþtürüp
bir gülün kalbine saplayabiliyormuþ
aklým dedim býrak artýk sarmaþýklarýn peþini
neredeyse, olmayan göðün, olmayan cam dallarýný saracaksýn
garson bey unut menüyü
bir büyük boy soda getir, dünyanýn masasýna
bizim kuyularda büyümüþ açlýðýmýz
maðaralarda avutulmuþ öfkemiz
ve çok hazýmsýz anýlarýmýz var
sanki midemde bir gül aðlýyor, yanýk yanýk...
tam da kollarýmda erimiþti zamanýn o ihtiþamlý gürültüsü
duvarlarý tül tuðlalar ile örülü bir aynanýn, dev odasýndan girip
cüce odasýndan çýkmanýn ta kendisiydi hayat
geliþi, öyle gidecekmiþ gibiydi ki
-sanki saçlarýný bir kelebeðin rüyasýyla örmüþtü
anladým, bir otobüs arkasýndan el sallamaktan daha büyüktü aþk
örneðin kabuðu düþmemiþ bir yaraydý, zamaný týrnaklarýyla kazýyan
tarihi seven, tarihi anlatan kelimeleri her an hafýzasýnda diri tutan
ateþin köze dönüþmesi kadar içten içe tüten hasret türküleri
kýs sesini garson, aþk þarkýlarý çalmasýn artýk
ben hep cüce kaldým, ne kollarým yetti, ne kalbim
fakat þapkam olsa çýkaracak kadar taktire þayan olurdu nezaketim
bütün cüceliðimle eðilerek
ah dedim kara buðdayým
ah dedim zeytin yarasý
-içimde kýrýlmayan taþ kaldý mý bilmiyorum
çok þanslýsýnýz garson bey
artýk insanlar birbirlerini size bahþiþ verir gibi seviyor