TİYATRO ŞİİRKAYELERİ (3)
ÝKÝNCÝ PERDE
Sahne; Asker Koðuþu,
dershane ve
sonra Subay Gazinosu
Yozgat’ta bir Gece;(*)
" Yazýcý kalk!"
" Ne var be!"
" Orgeneral gelmiþ!
"Eyvah,Tevtiþ!"
Alarm!
Dizildik,
Nizam!
Tevtiþ biter, herkes mutlu,
önce yemek masasý kuruldu
Subay Gazinosu’nda.
" Ýlkin þarkýlar ve fasýl."
" Sonra?"
" Sonrasý önemli asýl;
Horan tepsin uþaklar. Or General Sinop’lu.
Arkadan saz,
araya koyun Udu‘u
þarký söylesin avaz,
orkestra-arrajman
Ee! Hati’de hazýrlansýn aman,
oda Gazel atacak,
geceye renk katacak.“
Önce yemek;
" Komutan Yeþil Ay’cý eyvah,
kaldýr kadehleri, yok et!"
Allah-Allah,
birde istemezmi; "Harbiye"
" Repertuarýmýzda yok, çalamayýz demek"
Hele bir de, de!
Gidersin gümbürtüye.
Yok-yoktur askerlikte;
„ Harbiye bu, Harbiye!"
Albay kýzar. Emir!;
" Yapýn!"
" Yapalým. Emret Komutaným!"
Ali Baþçavuþ üzgün. Üç Subay; Saksafon, Klarnet ve elektro-Org izinde.
Bimez kimse;
„ Neyi ve kim yapacak olaný?"
" Öne alýn Horan’ý!“
Tüm çalgýcýlar dershaneye,
hemen arayýn-bakýn þu Doktor‘da nerde?“
„ Zil zurna sarhoþ!“
„ Kaldýr ulan, koþ!“
Ýþ yine düþtü baþa,
tangur-tungur prova.
Hati sakin;
" Okuyum mu Sure’yi?"
" Hadi oradan, deli !"
" Ya Gazel?"
" Komutan Yeþil Ay’cý birader!"
" Hangi þarkýyý ister, Kurban?"
" Þarký deðil bu be,
Marþ-be-marþ ulan!
Üstelik de Harbiye!
Terbiyesizliðimi hoþ gör Hati,
özür diliyorum bak.“
" Anlat!"
" Zaman kýsa þimdi."
" Bir söyle."
" Doktor’u uyandýralým, hele!"
Bir "Doktor" var Bando’da;
Kýsa boylu, þiþman ve muhallebi kývamýnda.
Gülesi gelir görenin,
baþ Kanuncu’su imiþ Zeki Müren’in.
Ona olan aþkýndan Týp okumayý býrakmýþ,
sarhoþ-sefil-periþan diyar-diyar dolaþmýþ;
"Klasik’ten-Çince’ye ne istersen o çalar,
çalarken içki içmez-içtimi üç gün yatar.
Doktor-Hati bir tümdür, bir-birini tamamlar;
Biri kýsa-yuvar, öbürü uzun-iri,
"Acemaþiran Kürd-i,
Küdi’li Hicazkar“
fasýl-güfte hep ezber.
anlamaz ton ve notayý,
Gazel’i güzel çeker,
birde Uzun Hava’yý.
Muðla’lý Klarnet Nuri,
Sulukule’li Dümbele K‘ali,
Bas; Keman-i Arabesk Kemal,
Bariton-Akerdeon Kafkas‘lý Kosak Hilmi.
Birde
ben
Anlamam ki muzikten,
tek bildiðim; Harbiye
Her söz
NAME.
Her name,
TON.
Her ton,
KORO.
Her koro,
KANON!
"Harbiye Marþý" kurtlar gibi aðzýmdan kapýlýr,
didiklenir-parçalanýr,
sonunda beste yapýlýr.
Doktor bu;
Geçiþlerde ustaca mandal çeker,
çalarken gerdirir-yada-kýsaltýr teli,
ayarlanýr Kanun‘un tonu.
Mýzrap vurur deðiþtirir güfteyi,
kayar sürter parmaklar,
kaydýrýr üç-beþ telli
yada týnlar tek-tek Notalar.
" Sen uzat!
Dalgalamayý sen býrak!
Sen Koro’ya eþlik et!
Dur, Hati biraz sabret!
Kafkas’lý Kosak Hilmi !
Kazaska’na baþlatma,
bölme bre nameyi!"
Doktor coþkusundan;
Koþar-fýrlar, kollar-toplar, hýrlar-havlar,
sanki çoban köpeði;
Bu Sürü’de herkes Koyun-ben Çoban.
Makam, usul, kâfiye;
YAÞA, VAROL HARBÝYE!
Ansýzýn Doktor durdu;
„ Allah-Allah ne oldu?"
El çýrpar o;
„Flamingo!“
Der;
„Þaka-da þak-þak!“
titrer kastaniyetler;
„ Tam-tara tam-tam!“
Matadorlar tepindiði zaman
aðaç döþemeye topuk vura-vura
dersane olur Arena;
" Oley!"
" Yapmayýn Uþaklar hey,
iþ ciddi!"
" Haydin sahne’ye yavþaklar
Horan bitti!"
Salon sesiz,
biz sahnedeyiz;
17 Kiþi, Horan dahil herkes orada.
Benim parmaklarým Havada;
"Ararým, sorarým Ton’u her yerde;
" Oohmm..." der
Doktor sakince girer,
sala-sallaya konuya,
"HARBÝYE" yi mýzraplar,
koro uðultu gayrý,
üç Oktavdan ap-ayrý
kanon-kanon Uþaklar.
" Dur!" demeye
kalmaz zaman,
Hati baþlar marþýn ortasýndan,
tiz ince sesiyle pip’ler;
"TÜRK VATANI ÜSTÜNDE"
"DEEE" yi de gerdikçe-gerer-çeker,
uzatýr aman-aman!
Þükür, yetiþti keman,
hemen onu yakalar, yaya-daðýta toplar.
tekrar koro’ya sokar.
Sýra-sýra girerler;
Bas, bariton, klarnet.
davul, zurna, dümbelek
her-bir yeri yararlar,
Doktor Ton’unu bulur,
marþ-temposu, ayaklar.
Uðultu "Çýðlýk" olur;
" YAÞA, VAR OL, HARBÝYE!"
Gök Gürültüsü name;
koro hâlâ yavaþtan
iki oktav alçaktan;
" YIKILMAZ SATVETÝNLE!"de
yaylandýkça-yaylanýr;
"- HARBÝYE-DE-HARBÝYE!"
Sallandýkça-sallanýr!
Hati’de bir de;
" EEE!" de takýldý kaldý,
Doktor ise daðýttý,
tempoyu yavaþlattý
derin, uzun ve kat-kat;
" Yetti Doktor! Gir gayrý,
düþtüm ocaðýna imdat!“
Duymuþ gibi o girer;
" GÖKLERDEN GELEN BÝR SES"
Ama nasýl bir nefes,
anlatamaz kalemler.
Koro-Muzik katlanýr
kanatlanýr-þahlanýr;
" SANA NE DÝYOR DÝNLE?"
Sorusu ortaya çýkar,
Gök gürler-þimþek çakar;
" TÜRK VATANI ÜSTÜNDE."
Koro çýktýkça-tize-çýktý;
" EEE" yi de sakýz gibi süne-süne uzattý.
Bas ise lokomatif sanki;
"- E’VATANI ÜSTÜND, E’VATANI ÜSTÜND, E’VATANI ÜSTÜND" de
diyerek seke-seke
plak takýldý
kaldý.
„HEY! HEY! HEY!“ diye
sýçrar birden;
" SÖNMEZ BÝR GÜNEÞSÝN SEN“
in son iki Hecesi; "SÝN-SEN“, SÝN-SEN!“ile
Kafkas Gurubu sahneye.
Diz çöküp-ayak atýp „Kasaska“ yý söylerler,
el çýrparak dönerler,
Bölük-pörçük heceler iç-içe konur
tüm kafiye gizlice
CARMÝNA BURANA olur;
Dört laz uþaðý gele;
" KEMENÇEMUN SAPUNÝ, GÜL’LE DONATACAGUM,
GÜL’LE DONATACAGUM!"
diye-diye, halay çeke
Tschaikowsky’nin Kuðu Bale müziði ile
el-bel-ele, ayak parmak üstünde.
"Dört-Kuðu-Ayaklamasý“ yapýlýr.
Kemençeci’ye kafa-göz-kaþ çata
" KARTAL YUVALARINDA"
çapraz bacak atýlýr
" AMA NÝÝÝÝN, AMANÝN HEY!“
Çýðlýk-çýðlýða bir þey;
„GÝDÝYOM-GÝDEMÝYOM“ der,
kalça vura, davul-zurna dönerler
" SÝLÝFKE’NÝN YOÐURDU"
Þakýr-þakýr oynarlar
" SENÝ KÝMLER DOÐURDU?"
Diye sorarlar.
Dururmu çingene;
Muðlalý Klarnet Nuri,
Sulukule Dümbele K’ali
bu Þöleni görünce?
" ANA, ANA!“
Derler;
NÝYE VERDÝN BENÝ KALAYCIYA?"
Zillerler;
" KAP-KA
LAY-LA MIYOR,
YAMA-YAMI-YOR
VAY!-VAY!"
Diye-diye
inlerler.
Bando coþar sel gibi,
arka-arkaya durur;
Fasýl, Klasik, Þarký,
buyurulur-sunulur
Türkü, Arabesk, Saz,
Orkestra, Arrajman, Caz
sýra-sýra el-ele
salon çýnlar þelale.
Veee,
Kanun’un eþliðindeee
nihayeeet
gazel geliyor elbet!
Doktor Kanunu ile,
"MEVLANA"ya yol açar.
Hati baþlar Gazel’e;
" KAÞLAR KARA, GÖZLER KARA" ya kaçar,
her "KARA" da bir Koro;
" KÝM KARA SEVDA NA’VURULMAZ GÖRSE DÝDAR’IM SENÝ?"
Koro "KARA"’lamaya devam eder.
tüm Guruplar Semavi
huþu-Ýbret dönerler.
Doktor bir „Geçiþ“ ile ara Name’ye geçti;
" TAM-TARA, RAM TAM. TARA-TARA TAM!"
Ûsulca deðiþir makam,
herkes sahneye geri
kapalý aðýzla hýmmm‘lanýr,
anýmsatarak HARBÝYE‘yi
uðuldayýp-sallanýr.
Ansýzýn General yerinden,
hiddetle ayaða kalktý.
Hissetim bunu birden,
çeviremem kafamý
soðuk terler ensemde;
" ÞÝMDÝ KURÞUNU YEDÝM!"
Sarýlýrsa Beylik’e;
"- PARMAK-TETÝK, BEN BÝTTÝM!"
Koro mutlu karþýmda sýrýtýyor tüm neþe.
bekliyorlar infazý coþku-merak içinde;
Duyuluverdi birden
yeri-göðü inleten;
" KARTAL YUVALARINDA…“ sesi,
bu sesde kimdan geldi?
HüRDÜR MÝLLET SENÝNLE!"
diye
bin deryaya seslenen bu tenorda kim ki?
GENERALÝN KENDÝSÝ!
Dünyaca ünlü denen;
Ne Chopin, ne Bach, ne Mozrat, ne Beethoven
nede Vivaldi
HARBÝYE-HARBÝYE olalý böyle tenor görmedi.
(*) Benim 20.06.2009 tarihinde yazdýðým ÇOBANOÐLU HATÝ (5) þiiri buraya ORATORYA olarak aynen aktarýlmýþtýr. Üçüncü ve son perde olacak olan „AZRA BACI’YA MEKTUPLAR“’ýn iki örneðini ise (4) ve (7) Çobanoðlu Hati þiirlerinde bulabilirsiniz.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Oğuz Can Hayali Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.