Vera'ya Veda
Verâ’ya Vedâ
Bilal Yavuz
1
Vurulmak, kýrk vav mikdârý…
Tutulmak, yeni doðan bebelerin aksýrmasý, hýçkýrmasý kadar muhtâc. Demlemek geceyi, söylenemeyenlerin demliðinde. Abdestli yürekler menzilinde sâhibini bekleyen, kýnalýmendiller timsâli.
Nasýl da dirilmiþtik bizi Verâ. Adý bende mahfûzum.
Ýffetten titreyen sesin, ceylanlarýn yarasýný yalarken kuðular gibi boyun büküþüydü sanki…
Ayný ahþab odalarda yaþlanan, ayný makbere gömülü, ölene kadar deðil öldükten sonra da diyen, ukbâda beraber olmayý bekleyen sâdýk eþleri hatýrlar birden kalbim; tomruklar misâli çiçeðe dururken gamzelerin…
Birbirinin mürþidi, birbirinin mürîdi, birbirinin nâsihi, birbirinin teheccüd demlerine ve sabah namazlarýna kaldýrýcý yâreni, birbirinin hayra çaðýran müezzini Verâ, o kördüðümlüler ki onlar kadar birbirineiçtenlikle vâbeste, birbirini Allah için severek arþýn gölgesine þâyeste eþler yoktu.
Çünkü onlar kadar birbirinin iyiliðini düþünen, beraber Rahmân’ý râzý edip cennetlerinde sonsuza dek bir olmak isteyen zevçler belkiolmayacaktý…
Helâl dâiresindekýyýlan nikâhlarý, birbirlerine ne kadar deðer verdiklerinin en gökçek þâhidi deðil miydi.
Çevremizde hep hüsran doðuran nikâhsýz iliþkilerden görklü sevdâlarýn zinhâr doðmayýþý; hakîkî usûlü nasýl da azimkâr haykýrýyordu, duyabilen arayýþ ehline.
Rasûlullâh -s.a.v- efendimizin Hatîce vâlidemize olan sadâkatini örnek alarak,hanýmýný vefâyla sevmek; en hayýrlý sünnetlerden biri deðil de neydi?
Hançeremde bir yumruk, yutkunuyorum, inmiyor. Görünmüyor, kendini müdhiþ hissettiriyor, indiriyor ama inmiyor. Ýçimde, yalçýn kayalýklara dalgalar vuruyor.
Çocukluk yaþlarýmda, içimi içine hapseden Verâm, romanlar yazdýran, besteler üfleten ateþten kâðýtlara, kurþundan kalemleri cânýmýn cânýna saplatan.
Yolcuyken yollarda, gözleriyle yutacak gibi bakan þýpsevdiler arasýnda, zemîne mýhlý bakýþlarla yol almak.Ve asfalt þeritlerinde bile yâd etmek çehreni…
Kamerî eþkâlinden akan güneþ saçlarýnda,fanuslarda üþüyen alevler mavisi gözlerinin gökçedenizinde, handelerinin Ýstanbul boðazýnda, tesbihlerce dizmek ayrýlýðý, yokluðunun çetin halatýna. Oysa, uzak bir sinyal gibi düþmüþtünkapsama alanýma.
Þimdi sînem bir köþeye kývrýlarak sadrýmda, bekleyiþ trenimin menzilgâhýna vurgun hicretine sabretmektedir.Oysa Verâlar, bakýndýðý Vefâlarý ihtiras izdivâclarýnda bulamayacaktý asla. Sonrasý Vedâlar…
Karýncalar gibi tevâzûyla çalýþan, baþý dolu baþaklar misâli Hakk aþkýna bükük anadolu anneleri kokardýn, yaðmurdan sonra gelen iffetli toprak rayihasý sanki.
Ülkemin ülküsü gibi akça sokaklarýnda Diyarbekir, kanatlanýp yuvandan uçuþunu beklettirirdi sabahýn yedisinde; lacivert ceketimle, oniki yaþýmda.
Uðradý mý affetmez aþk, küçük bedenlerde dahî aniden yaþlandýrýr ruhlarý, olgun düþünceler vurmaya baþlar rýhtýmlarýna, kýtalar demir atar okyanuslarýna, yýldýzlar gümler kâinâtýnda, deþe deþile büyür içindeki karadelik.
Ayný seccâdelerde Rabbine secde eden, ayný takunyalarý aþýndýran, ayný testilerde abdestlerle arýnan, þakaklarýnda ayný secde izleri beliren, baraber dirsek çürtüen, diz buruþturan, saç aðartan delikanlý ihtiyarlar olabilme ihtimalimizi söküp attýn ya bizden…
Þimdi gönlüm, rýzkýný yitirmiþ bir yetîmpervâne kozasýnda.Hayýr, günahtan deðil sevaptan kaçar gibi gittin Verâ. Fýsýldanmýþtý; ürkütürsen kaçýrýrsýn, saflýðýný sýký tut.Tutmadýn iþte, tutamadýkça tutunamadýn.
Soba üstünde kaynayan dem buharý hüznün, yer rahlelerde ðarîb köy sofralarý gülüþün, sevinince aðlayýþýn, üzülünce gülüþün… Söyle nerdesin, nerde kimi piþman hislerin, hangidubleks avuntularýn omzunda tesellî aramakta hýrstan bitkin yüreðin?
2
Onbeþ sene evvel, dantel yakalý önlüðünden salýnan omuzlarýna kondurduðum omuzlar, gel de gör nasýl yorgun ilkyazým, alýnyazým, nasibim, kal saatim… Ýnþirâh mevsimleri þimdi nasýl da zemheri, bir zamanlar coþkudan terleyen avuçlara, uyku tutmaz qözlere.
Buðulu pencerem, cüz cüz sensizliði hýçkýrýyor. Þimdi yaralarýmý yaþýyorum kitâbeme, yaralýlar kendini bulsun diye, helâl etmiyorum þýmartýlmýþlara, kabul etmiyorum þehâdetlerini vakit geçsin diye.
Hazzýn hýz, hýzýn haz çaðýnda mâsum mâzim; daha fazla saklayamadýðým için taþýyorsun cümlelerime þimdi. Nice Verâlar, vebâsýna kitâbeler nakþedecek bir þâirin hasretiyle hebâ ederken ömrünü, kaçýrdýn derdim.
Hayýr. En çok neyi kaçýrdýk bilir misin Verâ? Kâfiyeleri deðil, efsâneleri deðil, iddialarý deðil.Dünya ve ahrette, iki sâdýk yolcu ama tekbir yololabilmeyi belki.
Oysa dünya/ahret acýmsýn þimdi…
Papatyalardan daha fazla benziyordun papatyalara sanki. Yanaklarýnda çocukluklar hiç sönmeyecek gibiydi. Gamzelerinde bahçeler, diþlerinde yumurcak hayretleri.
Gözyaþlarýyla buruþan kaðýtlarý, hangi unutuþ ütülüyebilirdi? Unutsan da, özlüyorsun bizi.
Öyle yürekler vardýr ki, saatli bomba gibi gümlemiþ de her bir et parçasý baþka bir iç organa yapýþmýþtýr sanki. Nice takvâlý kýzlarýn iffetten yere düþen bir bakýþý için, nice takvâlý erlerin nice dünyalarý yakacak kaynayan baðýrlarýný bilirim Verâ.
Eski sevgili koleksiyonlarýndan iðrenen, nezih kalmayý baþarabilen, bir kez sevdi mi pîr kez seven yiðitlerin hatrýna dönüyor biraz da, cihân dediðin…
Kýzýnca nasýl da karadeniz kesilirdin. Engin, görkemli, dalgalý ve bulutlu. Topraklarýmý verimli kýlardý, nâzenin tutumlarýn. Ýçimde, sert rüzgârlarýnda güçlenen köklü aðaçlar, gür ormanlar filizlenirdi; ciddî.
Mahfilinde, vakfýnda, partisinde, þirketinde pek az tanýdýðý insanlarýn fikirlerine dahî ehemmiyet verirken, yuvalarýnda yollarýný gözleyen hayat arkadaþlarýnýn düþüncelerine önem vermeyen benlikler hep hayrete düþürürdü kalbimi…
Verâm, biz böyle olmayacaktýk deðil mi? Önünde ceketimi iliklemem gereken biri olacaksa o sen olacaktýn deðil mi? Verâlar, niçin terkeder böyle kýymeti? Hangi lüks, hasbî bir seviden daha pahalý idi?
Kuruyan yürekler çölünde susuzluklar; ýrmaklarca iftarlar, vâdilerce ziyâfetlerdi sýrlarýn sýrdaþý olabilene.
Sana yanmalarýn þeddesi, cezm hâlinde þimdi. Ötrelerim karýþmýþ esrelerine. Kýrk vav mikdârý sükût içerim, kýrk vav mikdârý sükûn, kýrk vav mikdârý sürgülerce çekilen; içten sürmeli gözlerin.
Ýçindeki o tamtakýr kavanozun kapaðýný bir sýyýr da gör, içerden göklere kanatlanan ne kelebekler keþfedeceksin…
Kalanlarý kavursa da gidiþler Verâ, acýyý tatmasýný bilen yürekler, ardýnda bir damak zevki bulabiliyordu. Kalmalarýn gitmekler olduðu sahrâlardaysa, acýlarýn tadýlabilecek bir yönü bir yöresi yoktu.
Büyüyünce bile çocuk yüzlü sabî gülüþlü kalman, mâsumiyetinin tecellîsi miydi? Bilirdim, mecnûn û leylâlarýn öyküsünde, haram þehvetlere yer yoktu. Helâline dahî kýyamamak, kýrma telâþiyle titremekti aþk.
Sana helâlim diyecektim, diyemedim. Bilmem, görünmez bozguncular mý engeldi bu visâle? Bildiðim, hebâ oluþu Verâm, mücevherin lâyýk olduðu kýymeti göremeyiþindeki o tüm seyircileri hüzne boðan sahne.
“Bir kez içeriyi daðýtýp gidenlerin;
bir ömür ardýný toplar kalanlar…
Bazý sözler öyle derin ki,
asýrlar alýr vurmasý kýyýlara.”
3
Þu doðayý, tefekkürü unutmuþ muhteris kentlerde deðil de, yaylalarýn meþe odunlu kulübesinde gelseydik yüzyüze, belki hazîn bir sonla bitmeyecekti bu film…
Eylül bakýþlarýn, nerde kimi yaprak döküyor þimdi? Sözde mantýk evliliklerinin nasýl da bir bir yýkýlýp gittiðini benden iyi biliyorsun aslýnda.
Nasibse Rahmân’ýn cennetlerinde sonsuza kadar komþu kalabileceði müslüman kardeþlerine þu yarým günlük dünyada eziyet eden dindaþlar yaralýyordu en çok da.
Ya sen de bizi mahvettiysen Verâ? Ya zâlimiysen mazlûm bir aþkýn hiç düþledin mi? Vebâl Verâ, vebâl ne aðýr sözcük þu sözlükte.
Vurgun kalblerin erteleyiþleriyle erirken yeryüzü, içlerde boþalýrken söylenemeyenlerin kum saati, geç kalýþlar koleksiyonu insanlýðýn en hazîn birikimiydi belki.
Hazân diyordu Verâ;kavuþanlarýn güz günleri.
Hazân diyorum þimdi; ilkyazýymýþ bilâllerin...
Aþkýn müezzini taþtý yine. Sadýrlarda buruk harfler coþtu yine. Kalbimin aklý, aklýmýn kalbini aþtý yine. Aslýnda ne sen gittin, ne ben kaldým; ortada sadece bir yarým…
Nice gelinlikler nice erlerin kefeniyken, nice kefenler gelinliðiyken nice nâzeninlerin, þu mutsuz sonlar bilyesinde helâlim diyememek sana, belki…
Hayýr, hiçbir avuntu emziremiyor bu kalemleri.
Ýnsanýn insana tere yaðýndan kýl çeker gibi kýydýðý bir çaðda,bakmaya kýyamayýþlarýn nesli tükenirken hýzla, baðýrmak isteyip de baðýramamak Verâm, son nefesini vermeye çalýþan bir tavþan gibi aslanlarýn aðzýnda.
Hayýr, kimsesiz sokaklarýn öksüz sokak çocuklarý gibi diz kapaklarýnýn kabuðunu kaldýrsa da kalbim, sensizliðin sokak lambalarý yâren, banklarýysa kan kardeþidir. Çünkü bilirim, Hakk gönlü buruklarla beraberdir. Hû dost oldu mu, âlemler dost olur kalbe.
Takvânýn azýnlýk olduðu müslüman ülkelerde, Ýslâmýn ðarîb kaldýðý Ýslâm beldelerinde, mecnûnlarýn leylâsýný þýmartýlmýþ sosyetiklere kaptýrdýðý bir çýkar küresinde; temiz kalmaya, yýkmamaya, incitmemeye çalýþmanýn asýl uyanýklýk olduðunu bilenler, helâl yalnýzlýðý haram sosyalliðe tercih eden paydaþ erenlerdi.
Kýrýk çay bardaklarýnda eðri çay kaþýklarýydý berraklýðýn. Bizde flört yoktur Verâ, helâlinin ahretliði olmak vardýr.Karanlýk güllerin gece yüzlü bülbülleri þimdi gidiþin. Þimdi yokluðun; çokça ney çokça rebâb çokça diken çokça cân çekiþmesi...
Kýz Kulesi, Kýz Kulesi olalý böyle mahpus görmemiþtir. Diyarbekir kalesi, Diyarbekir kalesi olalý böyle zindan…
Þimdi belki çoktan serilmiþtir bir cennet ayaklarýnýn altýna. Kuzularýn olmuþtur, bilmem mutlu mu mutsuz mu bir yuvan. Sen göçeli beri kentimden, kuþlar haber alamýyor artýk pencerelerinden.
Dokunduðu çiçeði kurutan adamlar arasýnda günden güne solmak. Seni sensizlikte bulmak. Hasretlerinin gurbetlerinde, Kays gibi Hakk’a giden yolu bulmak.Mahzenler haznesinde güneþsiz serpilen ayçiçekleri göðnüm. Verâ diyor baþka bir þeyh demiyor. Mahrem çekilen çorak zikri firâkýn, alevleri ateþlere yangýn yangýn dikiyor.
Arýnmak birbirimizde günahlardan. Irmaklarýn arýttýkça arýndýrtan sýrrýna varmak birlikte. Ýki ten ama tek cân emsâli geçmek içiçe. Ve -kývranmayan açmaz- esrârýna varmak goncelerin. Nerede, kimi buz tutuyorsun þimdi?
Elvedâ Verâ, elverâ. Yaþanamayanlara…
Oysa aþk, daðýldýkça kuvvetlenirdi. Darmadaðýnýklarýn yorgunluklarla doðru orantýsý hiç mi þaþmayacaktý?
Doðruyu bulunca tâkât getirememek, eski yalnýþlarýn piþmanlýðý neden hep öyle günlere ayarlý idi?Sûreti sîret, sîreti sûret adamlar ýssýz deðildi. Boyuna savrulmuþlar aslýnda onlarsýzdý.
4
Ýsrâf edilmiþ gönüller körfezini boylamaklar ne hazîn.
Sakallarý þiirle karýþýk adamlar için Verâm, yüreði Rabbiyle barýþýk hanýmlar için gökyüzüydü; þatolar, mücevherler, jetler, gösteriþ gemileri…
Hakîkîler için bu umde; köþklerde yahut kovuklarda, deðiþmezdi.Vakfelerim, vakfýna hasret çocuksu süt diþlerinin. Þehirler, kýtalar deðil Verâm o kadar ucuz deðil, upucuz… Þimdi koca bir yaþam girdi aramýza. Gayrý nasýl buluþabilirmüddetlerimiz? Neresinden tutuþabilir ömürlerimiz? Ölümlerimiz…
Oysa ne bekleyiþler beklemiþti, bekleyiþlerimizi.
Fýrat ile dicleyi, tunalarla nilleri dökseler tepesine, karacadaðlarýn, kýrklar daðýmýn yalazlarý sönebilir mi?
Bu cennetin cehennemi þu cehennemin cennetine kavuþabilir mi? Ýçi içini yiyen içler, durulabilir mi?
Helâl -bir- aþk, sadâkat demekti. Mukaddese önyargýlý insanlarýn dahî doðasý gereði gizliden gizliye aðlayarak aradýðý o düþlenen deðer... Ukbâda Rabbi onlardan, onlar Rabbinden râzý, hayýrlý eþler olarak.
Rahmân’ýn sonsuz cennetlerinde usanýlmaz bir sevdânýn zirvesinde dolaþmak…Birbirini Allah için sevmek, burada ve orada; sonuna/sonsuza kadar…
Demini almýþ sevdâlarýn harcýdýr ancak bu.
Ya tek taraflý kebir özlemlerin yalnýzlýða demir almýþ payýna ne düþer þu ýssýz mahþerin çilehânesinde?
Yaðmurlardan sonra yerden göðe yaðan toðraðýn öze aslýný hatýrltan kokusunu çekmek içmize, ayrý kentlerde, ayný demlerde. Denizi olmayan þehirlerin denizi gökyüzüdür. Hiç deniz görememiþ ðarîbler iyi bilir arþýn dalgalarýný. Ýþte böyle sevmiþtim bizi…
Hazret-i muhabbettir, Hakk’ýn dostlarýna sevgisi. Tetiði çeker gibi çekip gitsen de bizden Verâ, umarým Rahmân sevdiklerinden eyler kalbini.
Hiç görmediðini hep özlemek nasýl da müdhiþ bir mûcize Verâ. Rahmân’ýn rasûlünü -s.a.v- sevdirmesi milyarlarca nakýþlý kalbe. Âh diyorum, âh; iþte helâl sevdâlarý bahçesinde yetiþtiren devâsa sevgi…
Yâr, yardýlaný Yaradandan ötürü seven yaralarýn yarýnlarýna bir haber býrak.Cenâze defnedilir gibi gömülen þu tohumlardan bir demet bulacaksýn belki;onyedi sene evvel ilk kez baktýðýn o mekteb sýralarýnda.
Dosdoðru sevenler Verâm, topraðýn yedi kat dibinde çatlayacaðý zamaný bilen tohumlar gibi… Onlara kaybetmeklerden örülme bir fetih vardýr, belki ancak hemhâllerinin görebildiði…
Kalbini arýyorsun, meþgul çalýyor. Bir yetîme sýðýnak, yaraya merhem, derde devâ, hüzne tebessüm olamayan baþkasýnýn hayatýna anlam olamaz, biliyorsun.
Edebli bir kimsesizlik diyordun, cümle edebsiz sosyalliklerden hayýrlýdýr…
En büyük cesaret, merhamettir.
Kuðu güllerinin bükün boynundan yavrusuymuþ gibi okþayan hacýlar… Görsen sevmeye kýyamaz kalbin… Bir nefeste yarýlanýr kimsesiz kederin…
Anladým ki Verâ; þu hayatta nefret kolay, muhabbet zor, þefkat asýl kahramanlýk, zulüm asýl kokraklýk, her nefes mucize ve her dem imthan, prangalardan kurtul diyor kalbim, kanatlanmaya bak…
Vatan en mübârek anaydý Verâm, anneler günü kutlanmasý en çok gereken. Ona hayýrlý evlâd olmamýz elzem olan. Sen bana en çok vatanýmý hatýrlatýyodun.
Ýffetli hanýmlarýn en þýmarýðýnda bile þýpsevdi bir heriften daha fazla sadâkat ve muhabbet vardý.
Ve sen muhabbetin pîriydin, talebe yüreðime…
Uzaktan seyretmek kalbini; yaþama tutunmaya çalýþan yavru bir ceylan gibi... Annesini yutan kaplanlar tarafýndan -cýlýzlýðýndan ötürü- yutulmamasýyla hayatta kalmýþçsýna, avazý çýktýðý kadar susma hissi…
5
Cennetimin cehennemi yüreðin… Bizi ölmen sevmekse bu sevmek sevmemektir sevgisizgilim…
Yüzüne okuyamadýðým þiirleri yýllarca tekrarlamak içimin dudaklarýndan.
Tadýmlýktý dünya, asýl ziyâfet âhirette. Refah çoðaldýkça azalan huzur. Ve cennetlerin cenneti rýzâsýdýr Rahmân’ýn… Beraber kazanabilmek hoþnutluðunu Hakk’ýn, birbirini Allah için seven eþler olarak.
Biri diðerinin aynýsý olmayan milyarlarca rengin olduðu bir gökkuþaðu kaydýraðýnda kaymak seninle.
Gökyüzünden örülme berrak bir okyanus evreninde ýþýk hýzýnda yüzmek el ele, gönül gönüle.
Gönlü güzel Verâma gönülden merhaba…
Yaþamýn en güzel sahne performansýydý rol yapmamak, hasbî olmak sevdiklerine. Bir vakit arzýn kuþlarý gibi uçuþan küheylanlar misâl.
Rableri için birbirine vefâsýný ömürleriyle gün gün, nakýþ nakýþ kanýtlayan eþler, sonsuza dek beraber olmakta cennete en yakýþan yoldaþlardý.
Bakýþmalar, mezarlýklardan gelen kemik çýtýrtýlarý.
Ne afili denizleri var bu kentin ne yýldýzlar görünüyor þu naylon ýþýklardan. Bu þehir göðü deniz eyleyip yeri çadýr belletir kalbimize, hû Verâ hû…
Baklaçiçeði tavanlarýn karanlýðý; doðarken ilk, ölmeden son duyduðu nesneyken bakýþlarýnýn…
Ölmeden ölen seher yürekli erlerin, dirilmeden diriliþleri sanki… Kader derdin, iççekerek þükürle, iç içe geçerdi içtenliklerimiz…
Eli pas ve ekmeði bayat ama emeði körpe; göðün gürlüyor, karýncalanmasý gibi en derinin…
Ýlk nefesini alýr gibi verdiðin son nefesinde, can kýyamýyor çýkmaya ve býçaklar yeþeriyor içinde…
Yaðmurlardan sonra gelen o toprak kokusunu içine çek; topraðýna yakýn olmak kibri önler, kalender bir bilgeye dönüþtürür kalbini…
Susmak, susmak sensizliði…Enseyi alan berberin usturasýndaki sükunet… Elde avuçta gidiþin…
Damar damar ýrmaklar kabarýyor derinde,geriliyor bozkýrlar ilkbaharlarca, sonbaharlarca…
Mutluluðun sahibini mutlu edemeyen mutlu olabilir mi hiç? Fotoðraflarda gülümseyen saf çocukluðumdan eser yok þimdi. Belki cennet, en çok da masumluðunu
geri alabildiðin için cennet...
Ne kadar uzaklara dalabilirse o denli derinleþebilir sanki insanýn içi. Saygý duymayýp saygý bekleme ezikliðinden ötede bir yaylada.
Ama itiraf et Verâ… O fotoðraflarda gülümseyen berrak çocukluðumuzdan eser yok þimdi deðil mi…
Belki de cennet, en fazla maslumluðunu geri alabildiðin için cennet…
Deðer veriyorsam verdiðim deðer lütuf deðildir, vazgeçilmez hiç deðilimdir. Ancak haddimi bildiðim ölçüde deðerim yükselir çünkü tek üstün O’dur.
Gözlerimize hayýrlý cumalar, rahmetin gazabýný aþmalý gibi bir gün… Göðe bak; her zerre her nefes her bakýþ her nakýþ her akýþ mucize, her an her zan her can her þan imtihan ve tek fýrsatýn var…
Ve sen "kalbim dayanmýyor onca kötülüðü izlemeye" derdin; ve ben "biz Allah’ýn yaralý kuþlarýyýz, tevekkülden baþka hiramýz yok" derdim, dinerdin…
Ýyi bayramlarýn bize dargýn milyonlarca mazlumun gönlünü aldýðýmýz gün olabileceðini haykýrýrdý kalbimiz.
Güzel yorgunluðun gölgesinde Verâ, bitme…
Adâlet isteyen yüreklerin cennetidir cehennem…
Hakettiðini bu dünyada çekmeyen acýmasýzlarý Hakk aþkýyla yana yana beklemektedir…
Dünyanýn en görkemli güzelliðiberrak bir kalbin karþýlýksýz iyiliðidir.Dünyayý deðildünyaný iyilik kurtaracak!
6
Ölünce belki þunu yazacaklar; bilâl hayatýný kaybetti.
Hayatsa bilâli çoktan kaybetmiþti…
Belki evren dar geldi bize Verâ, beraber sýðamadýk gitti.
Ýþte hayatýn, kaybetmiþ seni.
Âh þiþlerinde kebâb yürekler… Çöl denizinde yüzen gök kuþlarý gözyaþlarýn… Uçuþu iptal edilmiþ güvercinler…
Öyle aydýnlýk ki ürkek bakýþlarýn; bir an, karanlýðý unutturur sanmýþtým… Yanýlmýþým…
Gül kokulu yasinler, sararmýþ çocuksu elifbâlar hâtýran.
Þimdi kabrine ibrikle su taþýyor çocuklar bu hikâyenin.
Bir ateþ yakmaktýr karanlýða, marþlar tüttürmek…
Gözlerinden gözyaþlarým bir fýrtýnadýr kopuyor. Kalbin göðünde dans eden renkler ve seviþen sesler yer kabuðunda. Ve uçmak havada yüzmek ve yüzmek ummânda uçmak ve toprak ki durgun ummân ve ummân ki akan toprak sevgisizgilim… Umutma…
Var edilmeden sonsuz var kalmayý ancak var edilmemiþ -Mutlak Var; Hû- bilebilir. Yaradýlan yaradýlmamayý anlayamaz. Sýnýrsýz sudan ancak kendi kabýmýzcaydý güzel mütevâzý nasîbimiz…
Çiçek açmýþ dallarýnda kumrular… Saçlarýndan damlamakta akasya… Daðlarýnda öz gürlüðün marþlarý… Ülkende farkedilmez doðulu, batýlý. Yaþam gibi gülüyorsun manolya… Aðzý var diliyok baðrýn… Alma birini vurma ötekine mahcûb gözlerin…
Ürperir sazlýklarda balerin kuðular… Astarý yüzünden pahalý umutlar… Tesellî et hüznünü baþkalarýnýn mutluluðuyla… Sýnýrlarý file yapan çocuklar karþýlýklý voleybol oynayýþýnda… Tel örgüler kanatlanýp uçuþunca Verâ… Bayramlarýn çörek kokusu yeniden… Çocuklar sevindiren delikanlý dedeler aþkýna…
Cânýnda deprem; nefsinin altýnda kalmýþsýn, sesini duyan var mý. Annesizliði, babasýzlýðý, çocukluðunu yaþamamayý en iyi bilen Âdem Havvâ deðil mi…
Dibinde yer, üstünde gök, karþýnda su, saçlarýnda rüzgar, içinde ateþ denizi…
Bazý geceler bazý ruhlarý kemirmek için gibi bir vakit… Bazen öyle bir demde dertlenirsin ki, bin dostun olsa dertleþemezsin Verâm… Asýl erkek adam aðlar, aðlamayý bilmeyen babalýðýöðrenemez…
Mazlûmun birleþtiði gün zâlimin zulmüne kýyâmet günüdür Verâ… Sýð ihtilaflardan sýyrýl, cevherinin farkýna var, rûhunu özgür býrak...
Oysa ufacýk mutluluklar yetiyordu muhteþem huzurlara... Âh almanýn, hayat karartmanýn hobi olduðu çaða veyl olsun... Hürmetin, muhabbetin, uhuvvetin fobi olduðu bir çaða da veyl ola... Baþkasýnýn yangýnýyla; yemeðini piþirip yavrusunu doyuranýn vay haline...
Yeryüzünde milyarlarca kötülüðe en iyi cevap; kardeþliðimizi pekiþtirmekti. Kalbin aklý almýyor, iyiliðin güzelliði varken neden kötülüðün çirkinliði...
Güneþ tutulup ateþten bir çember olunca; Yusuf’un kuyusunu hatýrla… Baþkalarýný sevindirmekle moral ver keder kuþlarýna…
Uzaklarda yanýp sönen yýldýzlar gibi baðrýmýzý zorlayan boþluk...Yaklaþtýkça uzaklaþan; git git bitmiyor içimiz...
Dünyanýn en hazin korkaklýðýyken; kadýnlara erkeklik taslayarak þiddet... Þimdi nasýl da üþüyor þiddetle dünya.
En güzel cennet nimeti; yeniden masum olmak... Öksüz bülbül, minnettardý gül aðacýna; oysa maharet topraktaydý...Ýçinde bir anne kalbi taþýyan fedakar adamlarýüzmemeli obez diþilikler…
Alnýnda bir baba onuru taþýyan hanýmlarý da üzmeyin...
Yumurcak serçeler konsun kuðumsu dallarýna Verâ…
Hüznün en fazla yakýþtýðý gönüldür, mahþer yeri.
Hüznün en fazla yakýþtýðý gönüldür, mahþer yeri.
7
Dostumu sergilediði yanýndan deðil, göstermediði yanýndan ancak tanýyabilirdim. Naylon canlýsý renkler, parlak vitrinler, fantezi ýþýklar hep anlamsýzlarýn karanlýðý. Fosilli sýkma kehribar tesbihler gibi mahzun güzellikler miydi yaþadýklarýmýz?
Bir þiir koca bir cinayeti önleyebilir. Kendini anlatmakta zorlanýp þiddete baþvuranlarýn ellerine sanat aþýlamak çok þeyi önleyebilir. Cennet ehli, Hakk’ýn sonsuz çeþit kitabýný sonsuzh hazla sonsuza dek okuyacakken…
Dünyada nice algýyý ve olguyu birer kitap gibi okuyorken kitaplarý hafife almak nedendi Verâ…
Dýþarda hiç tanýmadýðým aksakallý dedeleri görünce sarýlýp aðlayasým geliyor. Henüz keþfedemedim ama sýrlarýn olduðunu biliyorum. Ve merhametli dedelerimizin çoðu çözdü sýrlarý hissediyorum…
Katillerin gözlerine bak, çoðu sevdiklerine seviyorum diyememiþlerdir. Her koca ömür, kendi ölüm saatinde tadacaðý acýnýn meraklý endiþesiyle kül...
Bazý yürekler bazý göðüs kafeslerinde zindan, inanmýyorsa yoklasýn… Bazý göðüs kafeslerinde yürek deðil kemiktir, taþtýr, çukurdur atan…
Ruhumda kanatlý ceylanlar, yüzgeçli kuðularla dans ediyordu. Hasretiyle tutuþa tutuþa uçuþan günlerimizin kül koleksiyoncusuyuz Verâm…
Yüreðimin atasözü vicdanýma; geceye yeterince alýþýrsan, karanlýkta görmeye baþlarsýn…
Sabahýn ayazýnda ferah kuþ sesleri için pencereyi açmak da sevdaya dahildir… Ve þýmarýktan eþ ya da dost çýkmaz çünkü çabuk vazgeçer, kolay sýkýlýr hep haklýdýr.
Arýyoruz, arayýþlarýmýz burada bulamayacaðýmýzý baðýrýyor. Bulamýyoruz çünkü burada bulamayýþlarýmýz orada bulabileceðimizi haykýrýyor…
Ciðerdir yanar, yürektir türer, anlayamaz dilsiz þeytanlar… Gýybet yerine soylu sükûtu tercih eden zarif asosyallere selâm olsun…
Ýyiler dýþýnda herkes örgütleniyorsa, iyiler örgütlenmeyi ahrete saklýyordur. Çünkü yeryüzünün bütün çiçeklerini kýrýp geçirecek gibi maðrurdur bazýlarý her dem…
Bir zalimi ne ceddi ne yurdu ne milleti ne devleti ne ecdâdý ne sülâlesi kurtaramayacaktýr mahþerde…
Hüzünlendiðimizde sýðýndýðýmýz Hira maðaramýz kim?
Ýþte mesele bu Verâ…Kalbi aðlarken bile yüzü gülen yakýnlarýmýz, dünyanýn en fedakar insanlarý...
Ve kimsesizler mezarlýðý gibiyiz bazen, hayýr severlerin bile uðramadýðý o tenhâ…
Ýçindeki uçurumlardan derini yok… Sýyrýl yükseklik korkundan… Uçmaðý öðren Verâ…Býrak saçlarýný rüzgâr tarasýn, nazlý sesler öpsün kulak zarlarýndan býrak… Yarasýný yalayan maral kýrgýnlýðý seninki, dalgýçlar gibi dalarken uzaklara gözbebeklerin.
Küllerinden doðmayan simurga simurg denilmez…
Denizler güneþtir yanmasýný bilene, güneþler denizdir yüzmesini bilene… Saatli bomba kalbin, içinde…
Asýl yiðitlik, zebralar gibi korku salmadan geçebilmek…
Ölüm ki, ölümsüzlüðün kýymetini bildiren en hakîkî öðretmendir. Kof cümlelerden yorulmuþ îmânlý ruhlara tesellîydi, orada boþ söz iþitemezsin müjdesi.
Yokluktan gelmemiz, yokluða gitmeyeceðimizin en büyük delîliydi Verâm… Bize þahdamarýmýzdan yakýn olana þahdamarýmýzdan yakýn olmaya bir çalýþsak…
Mumlarýyla kaðýttan gemizler mahzun sevinçlerle býrakýldý rýhtýmý karaya vuran dalgalar olan umûdun nehirlerine. Kalbimizde, ilk ve son atýþýndaki heyecan olmalý Hû aklýmýza gelince Verâ…
Zerrelerin nabýzlarýný hisset… Cümle varlýk cümle yokluk O’nu iþâret ediyor… Tüten beyaz duvaðýyla trenler, salýnan dalgadan duvaðýyla gemiler…
8
Köy evlerinin kanil önlerinde kimseyi incitmeden eriyen zararsýz ömürler âh ne güzel ne özel yorgunluk…
Eminler ki yeryüzüne daðýlmýþ yýldýzlardýr, karanlýk ancak nurlarýný arttýrýr. Yapraklarýn Hû deyu hýþýrtýsý ve dalgalarýn Hayy deyý yýðýlýmý âh… Saðcý, solcu, mütedeyyin… Bütün dindaþlarla kemanlý yaðmurlar altýnda türküler çýðýrmak istiyorum…
Adâlet türküleri… Esenlik türküleri… Kardeþlik türküleri… Hakikat türküleri… Bahar ve güz türküleri…
Umutma… Kuþu öldü diye çocuða baþsaðlýðýna giden peygamberin ümmetisin… Unutma çok güzelsin…
Ýçinde binbir emekle büyüttüðün çiçeði kolayca kýrmalarýna izin verme çünkü çok deðerlisin…
Sana diyorum, Verâ’ya deðil, bu defâ sana.
Alýp baþýný yelken açmak baþka hiç kimsenin alýp baþýný yelken açamadýðý tehlikeli denizlere…
Düþünsene cennette hiç nefret olmayacak rûhumuz ne kadar da hasret ne kadar da gurbet deðil mi…
Sonbahar yapraklarýnýn ezilirken ki çýkardýðý hazîn sedâ; sadrýna sýðmayan cevherin… Sakallarý þelaleler gibi akan dedelerin bükük bellerinde saklýdýr sevdâ…
Bak iþte bir yaprak daha düþüyor ömür papatyamýzdan...
Bir sensizliktir gider, bin sessizliktir gelir. Seni terkedecek bir dünyanýn kof gündemini umursamadýðýn kadar kârdaydýn oysa. Ömrünü ötekine nefretle tüketenden kölesi yok Verâm. Bir nâzik maden iþçilerine bak, bir de vahþi kolej çocuklarýna… Hayat okulu eðitir.
Barýþýn ve savaþýn sebebidir kitaplar. Yûnûs ya da Marx olmak bizim elimizde. Tenhalýðýmýzýn kalbinde; kimsesizlikten bir nehri gam lambasýyla aþar gibi...
Selâm Rahmân’ýn yaralý kuþlarýna, tevekkülden gayrý Hira’sý olmayan mustazaflara…
Hakk’ýn unuttuðu unutkanlarý âlemler hatýrlasa ne iþe yarar? Hakk’ýn yâd ettiði dostlarýnýysa âlemler unutsa ne zararý var… Baðrýma yaslan ve dinle… Fýrtýnalar uçuþuyor içimde… Çiçeklerim endâmýný paramparça eden ellerden bile esirgemiyor kokusunu… Çünkü iyi kitaplar doðru dostlar gibidir, kendini býraksan da seni býrakmaz… Gül fidaný gibi insanlarýn dallarýný kýra kýra sevmeden, suyu güneþi olmak ne müthiþtir…
Tek bir sövgüyle milyar kul hakkýna girilen zamanlarda öyle daðlara öyle karlar yaðdý ki artýk kimseye þaþýrmamak gerekir. Oysa yaðmur, gökyüzünün içini dökmesiydi yeryüzüne. Melodiler eþliðinde havayý okyanusla buluþturan ipil ipil damlalar, gönlün kokuyordu Verâ, göðün kokuyordu…
Sözü közüne, közü yüzüne, yüzü özüne vurgun þeffaf karakterleri özlüyor cihan… Evsizler, uyuyor kalabalýklar içinde… Onlar mý utanmalý… Geçip gidenler mi… Yaðmurla buluþan keman dinletisi ömrün.
Alnýmýzda biriken kesikler, hayatýn çýrnaklarýdýr belki de. Gül, geç en iyisi. Hem varlýðý sevip hem varlýðý düþünmekti kalemin kale kapýlarýný açan… Rûhun sonsuz matruþka… Kapaðý her açtýðýnda yeni bir yüz karþýnda… Uyumamak için kendi gözkapaklarýyla savaþan bir çocuk kadar yorgun kalbimiz…
Çiçekleri kýrmadan, hayvanlarý ürkütmeden sevenlerdi dostluða lâyýk olanlar. Sesinde kalabalýk bir yalnýzlýk büzgün, üzgünsün, onlar süzgün zannediyor. Yakýnlarýnýn hayatýna anlam olmak… Uzaklarýnsa anlamýna hayat…Kullar içinde Rahmân’a dost olmayý baþaran soylu cânlardan baka üstün mü var…
Eriyen ömrümüze ne kadar da benziyor yýldýz patlamalarý. Düþüncelerin tiryakiliði öyle yoruyor ki bazen, çalýþmaklar dinleniþlere dönüþüyordu.
Baþýný taþtan taþa vuran nehirlerin þelale olup uçurumlardan atlarken ki nezaketi… Yeþerir gibi sararan ihtiyarlarda temiz ömrün büktüðü belin tatlý yükleri…Ölmeden öl Verâm, ki dirilmeden dirilesin.
Duraklara neyle rebab düeti nakþedilse böyle mi olurdu.
9
Vefasýzlar dünyasýnda sadýklarý aramak… Define haritasýz defineciler gibi… Topraðýna anlam döken her rûh; erguvan bahçesine döner eninde sonunda…Vaktinden erken doðum… Yaþatmaz, öldürürdü…
Ve çocuktuk, anlamdan habersizdik Verâm, düþün, nasýl da yükseltti bizi. Meteor yaðmurlarý altýnda ýþýldayan gözlerin saflýðýyla semâzen küremiz…
Yumurcak seher serçelerinin birbiriyle hasbihâl eylediði dallarýn serinliði içimizde... Âh kuþlarýnýn gönül evlerinden göçerken ki mahzûn güzelliði…
Yaralayanlar dünyasýnda yaralananlar köyünün mahcûb köylüsü olmak, sessizliðin sesinde…
Baþarýlý kimdi… Sap olduðu baltaya kendi özgünlüðüne özgü bir keskinlik verendi… Seher vakti sýrf kuþlarý dinlemek için pencere açýp üþüyen yüreklere has…
Ameliyle kibre kapýlmadan sessizce hayýrda yarýþanlar dýþýnda kimse kâr etmemekteydi. Baþý dik gezmek neydi… Onursuza kibre kapýlmak deðildi… Tevâzûdan ve hayâdan; baþý önde yürüyebilmekti.
Otururken dað gibi kurulan ihtiyar ninelerdi, güzel haysiyetin gölgesi. Çöpten bulduðu kitaplarla kütüphaneler kuran temizlik iþçileriydi, irfân…
10
Uçurtmalar korkmaz uçurumlardan ama bir poyraza bakar âkýbeti. Ýçinde sesler, sustuklarýnla savaþýyorsa kendinle barýþacaðýn gün yakýn…Âhirzamanda sanki nice insan çocukken büyük ve yaþlandýkça küçük...
Bu zamânda medeniyyet Verâm, asla betonik þehirlerde deðil, hor görülen doðal köylerdedir. Ve kitaplarda kuruyan gül yapraklarý, sanki mezarlarda çürümeyen nice Hakk dostlarý… Biz kimin kimiyiz Verâm, peki…
Akýþtan örülme nakýþ nakýþ bakýþlar, bulutlar okyanusunda dalýp çýkan yunuslar gibi. Saçlarýmýzýn kalbi kýrýk… Ýki yýldýz çiftleþince bir ölüm mü doðurur kâinâta... Baþarýyla fýrlatýlamayan uzay mekikleri gibiydik, hassas süpernovalarýn burukluðunda…
Orijinal dilinden okunmayan ezânlar gibi hazîn bir þathiyât bu gidilen acý hâlet… Samimiyet çekiliyor arzýn damarlarýndan… Yapmacýk hareketlerin zirveye ulaþtýðý devir, deviriyor insanlýðýn baþkentini…
Veyl olsun baþkasýnn yangýnýyla ocaðýný ýsýtana, kindara en büyük ceza yine kendisi... Kimsesiz han duvarlarýnda öksüz güvercinler yüreðin… Can ki yaðmur tanesi, tosladýðý sevide paramparça daðýlan… Alnýmýzda biriken çizgilerdi hayatýn çýrnaklarý…Ruhun sonsuz matruþka… Kapaðý her kaldýrýþýnda yeni bir yüz karþýnda… Uyumamak için kendi göz kapaklarýyla savaþan yorgun çocuklar kalbimiz…
ÂH
VERÂ’M…
ÖLSEM
ÖLMEM
BÝZÝ…
UNUTSAM DA
ÖZLÜYORUM
SENÝ…
ARAMAKLA
VERDÝÐÝN
SON
NEFESÝ…
ÇÜRÜDÜ
ÖMRÜMÜN
AK
CÝÐERLERÝ…
ÖLÜRSEM
KALBÝMÝ
SANA
BAÐIÞLASINLAR
BÝR
TAÞLA
NEREYE DEK
YAÞARSIN KÝ…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.