aç ve çýplak doðdum,
uçtum umuda bulutlarýn sýrtýnda,
çöplerden ekmek,
göklerden yýldýz çaldým,
doldurdum karnýma,
þafak suyuyla yýkadým ellerimi.
dar olmalý yataðýmýz
en darýndan,
en arýndan,
sarýlýp yatmalýyýz ecelin koynunda.
musallada oynanýrken ölüm oyunu
haykýrmalý duaya kalkan eller
sevdamýza hürmet,
seviþmemize þahadet ederken
yarýlmalý yer ve gök.
son yolculuðumuza çýkarken topraðýn yolunda;
tabutumuzun altýnda omuz verenlere,
bu büyük yük,
bu büyüklük,
hafif gelmeli.
kýskanmalý adem kadýnýný
kýrýk sol kaburgasýný salmalý sevdaya;
güneþ doðumundan,
ay ölümünden utanmalý.
kopacaksa kýyamet bu dünyada
bizim için kopmalý…
öfkeyle esmeli rüzgar
tarumar etmeli geride kalanlarý
kefensiz bedenimize gök olmalý libas
cehennem narý gibi yakmalý
parmaðýnda parlayan alyans
þefaat istemeden iman etmiþiz
biz aþk yolunda iki nefer
mezar baðrýný açmasýn
þehidiz iþte
karþýlamalý ayakta peygamber.
bizi getirenler gitmeden
uyanmalý uykusundan Ýsrafil,
üflenmeli sur
kýskanmalý bütün canlýlar
ölüleri dirilmeden.
kiminin etekleri ateþli,
çýrýlçýplak kimi;
basarak ellerini yüreklerine kor gibi
ayaða kalkmalý
en mahrem yerlerini kapatarak
kandýrmadan birbirlerini.
dürülmeli defteri
inanan,
inanmayan,
tüm insanlarýn
o mahþerde
herkese sevdasý kadar
hesap sorulmalý.