Yabani Otlu Histasyon...

Yeni bir þiir baþlatýyorum, buradan kalkan ilk trenle
Bavulu henüz toplanmamýþ aþklarýn
Son parçalarýný birleþtirilecek
Bekliyorum ...
Belki gelecek olan mektubu , belki kavuþtaðý Sona’mýn...

Ah Sona
En sýð sularýn kayalarýna yelken açmak kolay iken
Sana gelmek, Arnavut kaldýrýmý...

Oysa kýzýl yapraklý çýnara benzer dudaklarýn...
Gamzelerinde ekilir gül bahçeleri
Masallarýma karýþýr sesin
Ve yine aþýk olmanýn eþiðinde,
Atarým sonsuz bulut boþluðuna...

Renk saldým topraklarýna
Her yürüyüþte açan kalplerin anýsýna
Tüm ruhlara sûra üfler gibi
Adýný anacaðým, deniz kokan günlerinin
Yabani otlarýnda kuracaðým memleketleri
Seviþmeler sonrasý dudak kenarlarýna
Konacak hazzým
Ve öpeceðim paslý kýrýntýlardan kalan
Yürek yüzünü...

Kimi kandýrýyorum ki...
Ben bir aðýr depresyon
Sen ise þizofren hayallerim...

Katýk zeytin ekmek geçiriyorum geceyi
Anlaþýlmayý bekliyorum ister istemez
Fakirliðim diz boyu
Kibrit ucundaki Ateþ ile ýsýnýyorum
Yamalý örtülerle baðlý ayaklarým
Ve tek zenginliðim sensin
Tek bedava düþlediðim...

Güzellemelerini içmiþtim
Karanlýðýnda, gecelerin
Þiir sarhoþu dudaklarýn arzusunda,
Seni yazdým her gün
Yaprak kokusunun sarý saçaðýnda
Öpüþken dokulu çiçekleri geçip
Yabani otlu Histasyon’da
Kafa karýþýklýðýna bavul topladým
En kýsrak beldelerin baðlarýna
Gidiyorum,
-Sen- aramaya...

Rüyalar aðlýyor saçlarýnda
Gözlerinde kuþlar kýrýk
Ve dimaðý eksik ruhumla
Sana birikiyorum...




Karanlýklarý sarýnan Histasyon yolcusu
Küçük penceremden selam sana
Uzun yolculuktur seninki, gelesin
Ýki gevrek bölüþürüz belki
Biraz çay
En yorgun anýlarý anlatýrken, farkederiz ki
Her gün gitmeye hazýr sorgu birikiyor içimizde...