MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

TREN MÜZESİ (*)
Oğuz Can Hayali

TREN MÜZESİ (*)


Küçükken,
misafirlikteyken,
"Nesi Var" oyunu oynardýk,
herhangi birþey tutardýk,
ve birbirimize sorardýk.

Mesela Patlýcan;
"Nesi var?"
"Yazýn çýkar."
"Ya þekli?"
"Yuvarlak, uzunca gövdesi
mos-mor’dur rengi."
"Yenir mi?"
Musakkasý-dolmasý,
birde Ýmam Bayýldý’sý."
"Bildim! Patlýcan?
"Patlasýn senin kocan!"

Mesela ben bu sefer
"Diploma" yý tuttum;
"Nesi var Kara Zurna?"
Diye siz sorun yeter;
"Fotokopisi."
"Daha nesi?"
"Noterden tastiklisi."
"Ya rengi?"
"Nerden bileyim, aslýný görmedim ki!
Bldiðimiz diploma,
aslý ortada yok ama."
"Aþkolsun!"
"Aç koynuna kuþ konsun!"
O günler ne güzeldi!
birden-bire böyle aklýma nerden geldi?

Konumuz aslýnda;
Dünün Haydarpaþa Ana Gar’ý,
bugünün Ýstanbul Kültür ve Sanayi fuarý.
Rüya ise ayný rüya;
garýn arkadaki boþ alan ve atýl hangarlarda;
"Tren Müzesi, Çamlýk.
Dur hele Kara Zurna,
sen hepten sapýttýn artýk!
Bre Haydarpaþa burasý,
Selçuk;
Ýzmir-Aydýn Karayolu arasý!
Bu Selçuk Tarihi Tren Müzesi
de neyin nesi?

Açýklayayým Mir’im;
Çamlýk, Selçuk’tadýr bilirim.
Kimileri oraya "Þimendüfer Mezarlýðý" da der,
gitmediyseniz eðer
gidin,
görmeye deðer.
Olmazsa; Dijital gezin,
týklayýn Ýnternet’ti,
selamý ola bendenizin.
Yada sizde
Haydarpaþa’daymýþ gibi
hayal edin böyle, iþte!

Giriþte;
bizi karný þiþman-yuvar,
paslý ve hantal
Kara Tiren karþýlar .
-eski bir lokomatif yani-
Ýster çýk-içine gir,
ister kol-dümen oyna döndür,
ister giy kasketi, Makinist ol-güldür
ister fotoðraf çek-çektir,
istersen çal çan;
"Dan diki dan-dan"
Þimendüfer ardý kömür deposu.
sonra nostaljik yemek salonu,
arkasýnda ikinci mevki kompartýman,
sonrada birinci mevki lüks-kodaman.

Önde-yerde
çay-kahve bahçesinde,
oturmuþ ziyaretçiler seyrediyor bir oyunu.
Oyunun Adý; Mini Katar,
Katar’ýn adý;" Vatan"
Makinisti; Teknisyen Hasan Karabasan..

Avusturya’da
bu makinist Hasan
ihtisasta iken Viyana’da
bu Mini Katar’ý görmüþ,
fotoðrafýný çekmiþ, gece-gündüz düþünmüþ,
planlarýný alýp-çizmiþ;
"Çocuksa-çocuk, bizde de var,
Tren Garý, Eðlence Parký, Fuar,
nice mutlu insanlar.

Bizde olmayaný sadece
bu oturaklý katar,
bu arkalýksýz tabure,
bu dört-teker atlý karýncalar,
bu döne-dolana giden dolap,
bu üstüne oturulan tahta at,
ne güzel þey bu Yarap!"
demiþ,
gelmiþ, yapmýþ
bir-e-bir aynýsýný
paydos- hafta sonu, tatilde
Cer Atölyesi’nde.
Vay Anasýný!

O, dizleri çekik karnýnda,
binmiþ Mini Katar’ýn sýrtýna,
uzun bacaklarý iki yanda
gaz-fren pedalýnda Beykoz ayakkabýsý,
üstünde koyu mavi yerli Karamülsel uniforma,
general’in aynýsý.
Kasket desen yeni.
kýsa-kesik siperli.
alný Tiren-Yolu amblemli.
Boynunda; Kravat, beyaz kolalý yaka,
Makiniste bir caka-Makinistte bir hava
kabarmýþ-çatlayacak,
Barboros Hayrettin sanki ,
kasýldým-patlayacak.

Önü ocak , kömür atýyor,
kazaný kaynatýyor,
-düdüklü tencere gibi-
Ýslim sýðmýyor kaba,
itiyor pistonu, piston yükleniyor çarklara,
geliyor tekere kadar,
gidiyor çuf-çuf’laya
böylece Mini Katar.

"Sýký durun çocuklar,
eler önde, basamak üstü bacaklar!"
diye tembihledikten sonra,
nohutlu-plastik düdüðünü öttürüyor,
"Vatan" hamle yapýyor öne-geri-sallana,
makinistin bacaklarý pisikletteki gibi iki yanlý
pedal yerine tepiyor tabaný
ileri itiyor Mini Katar’ý
çocuklar alkýþlayýp-gülüyor
sevinçten mi neden,
fýkýrdýyor tiren."

Bu þiirde böyle bitti iþte,
gelecek hikayede;
"Hangar ve Cer Atölyesi" ’ni gezeceðiz.
Simdi ise,
sadece;
"Gün gelecek!" diyeceðiz,
herþeyin çok güzel olacaðý bir zamanda;
Ýstanbul’da,
burada Haydarpaþa Kültür ve Sanayi Fuar’da
Hayvanat Bahçesi’ni de göreceðiz.
Balýklar akvaryumda,
Botanik bitkinin 1001 çeþidi
cam altý sera’larda
-görmedik-bilmediklerimiz yani-
daha neler neler?
Yalnýzca
hayal-umut ve azmetmek yeter!"
der,
þiirde burada biter.

(*) Yana yatýk/içeri dizeler HAYDARPAÞA GAR OTELÝ ÞÝÝRKAYELERÝ’nden alýnmýþtýr.



Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.