ördüðün surlar aþýlamayacak kadar yüksekti
ve sayýca azdý, kurþun döktüðüm askerler
savaþmak yerine seviþmenin topu patlamamýþtý henüz
tuttuðumuz aþk orucunda
ikimiz de biliyorduk
büyük savaþlar yeni icatlara gebeydi
ve harp dediðin
sanatýn bizzat kendisiydi
sen zaferdin benim için
ben,
zafere giden hummalý yol
bütün hazýrlýklar tamamdý esasýnda
ama yine de yenilgi göze alýnamazdý..
garanticiyimdir bilirsin,
kaleyi içten fethetmek amacýyla sözden elçi yolladým
kirpiklerinden sýzýp
gözlerine uður’ladým
bekle ki sözlere karþýlýk gelsin
gelir mi hiç
elçiye zeval oldu sanarken
tahtýna taç yapmýþsýn
söz’de sarayýnda
zincire vurulmuþ meraðýmdan
kýlýç kalkan kuþattým
artýk sayýca sana denk
suruna kurþun kanattým
sanýrým kazananýn kaybedenden farký olmayacaktý
bu yüzden kalpte sulh
cihanda aþk d’emekti
biliyorsun,
her soðuk savaþ
sýcak çatýþmaya dönüþemez öyle
hem elçi borçlusun
unuttum sanma sakýn
bir de küçücük bir zafer
saray içlerinde..