sen þimdi gemileri uðurladýðým o limanýn karþý kýyýsýnda
karþýnda duran limana bakýp bakýp
tahtalarý eksilen geminin
umut inþasýnda..
hatýrla,
bir zamanlar cümlelere mühendis sayýp kendini
anlam asistaný arýyordun
sessiz kaldýðým harflerin býraktýðý her izi
asetonla siliyordun
gün pazar þimdi
ve muhtemeldir ki kalem saydýðým parmaklarýn kahvenin kulbunda
gözlerin her zamanki gibi
sokaðýn köþe baþýnda
hani derdin ya hep
gün gelip döneceksin o köþeden sessizce
ellerim,ellerinle ýsýnacak
þu fincanýn yerine..
keþke,
keþke her aþk
masallar gibi mutlu bitebilse..
ayrýlýrken kalbine iyi bak demiþtin
kalbimi göðsündeki kafeste hapsettiðini bilmezden mi gelmiþtin
belki de tam tersiydi söylemek istediðin..
þimdilerde filizleniyor aþk
gözlerindeki renge çalan bir yeþilin
koyulan tonuyla
sanýrým kalem gibidir, onun da parmaklarý
ve kalbime taktýðý fiþten alýyordur
aþka olan inancý
sen þimdi gemileri uðurladýðým o limanýn karþý kýyýsýnda
elinde fal tutmayan fincan
kalbinde ah u zar
taþ sektirmez gözlerin
dilde yaradan kalma yar
gözlerin efkar
ben þimdi bir geminin peþine düþecek l’iman inþasýnda
sessiz býraktýðýn her harfin kalbini-kýra kýra-
severken sonsuza dek demiþtik ya hani
aþk, ayrýlýkla nikahlanmýþ gizliden
ah iþte,
bir gelinciðin hüznünde solmuþ güneþ nasýl öder bilmem
papatyaya borç bildiði ýþýðý
belki yeþillenecek yeniden-kim bilir-
nasýlsa aþk
ýþýk’tan alacaklý..