inan bana aramadým seni
o iþi kadere býraktým
dünya kaç bucak ederse etsin
ne kadar seviyorsun" dediðimde
açtýðýn kucak kadar etmeyeceði kesin
kimi zaman kral gibi kuruldum
kalbindeki tahtýna
kimi zaman kölen oldum
yay’lý yataðýnda
sen benim ilk okulumdun
"kalbini buldum kiminse
sahibi yoksa benimse"
diyecek kadar da çocuktum
aþk kitabýnda kalem tutmayý öðrenirken
ve gözlerindeki renge
ilk kalbi çizerken
titrerdi elim
ellerinin arasýnda
hayatý cam dibinde sýralanýp izleyen, pencere gözlü kýzlara sataþtým diye
çok ceza aldým
tek ayak üstü beklemeyi saymazsak eðer
kurdeleyi hep ben kaptým
ah o seremoni,,
kep giyecek yaþta deðildi baþým
mezuniyete tertip edilecek tören yokluðunda
bütün sýnýfýn gözleri önünde
elindeki çengelli iðneyle
göðsümde tutturduðun
hani aþkta sýnýfý geçmiþliðim yanýnda
rütbe almak var ya
bir kuþun kanadýnda
ne günlerdi,
sonra orta okula baþladým
malum,
her dersin hocasý farklý
her hocanýn huyuna su olmak
ilk okul bilgisiyle
mümkün olamadý
düþünsene,
silgili kalemle silmek ne kolaydý
yaptýðýn hatalarý
oysa tükenmez kalemle yazdýðýn her hata
silsen bile pay býrakýyor ardýnda
sen benim ilk aþkýmdýn
ilk öðretmenim kadar unutulmaz
silinmez varlýðýn
inan bana yine aramýyorum
o iþ kaderin
dünya kaç bucak eder bilmem amma
ne kadar seviyorsun" sorusu
her sorulduðunda
kucak açýyorum
göz kýrpýp
yokluðuna..