sen kitapsýn belki
o kitabe
sen söz sanatý
o
hutbe..
ayný sahne verirdi rol sýrasýný
bir dizi kulis
faaliyet yürütürdü gizlice
senin ýþýðýn vardý belki
onun ýþýkta beliren cevheri
ibadete yeni açýlan mabedin kurdelesini kesmek gibiydi
tapýnmak için gereken inanç
gözlerden kalbe inen
ayetler gibiydi
sen þövalye istedin tapýnaðýna
o,
kýyam etmemi
sarý,
suçluluk duyacak renkti o zamanlar
saçlarýnýz omuzlarýnýza deðecek kadar uzatýrdý en fazla
piþmanlýðýn ucunu
seninki açýktý
onunki koyu
týpký göz boyayan yeþiliniz gibi
Sezai isyan etmemiþti henüz
Sezen,hiç eskimezdi
ve kapýnýza her akþam býraktýðým gül
þarký diye söylenirdi
kahveye baðýmlý deðildim
güzel bakan bir çift göz için
hamak kurmazdým arasýnda
ama bilirsiniz
hayýr demem çaya
yeter ki okunmaya müsait olsun
bakýþlardaki anlam
bir tahta masa
muhabbet dolu iki bardak
kaþýk sesi gelsin kafi
þekeri, tadýna ayýrana dek..