RIZIK DEĞİLSE
Eðer rýzýkta yoksa, vermedi ise Mâbut (*)
Zorlamakla olur mu, ne yapsýn Sultan Mahmut…?
12/02/’18
Hanifi KARA
(*) Kýssa: Bu hikâyeden de çok dersler çýkarabilirsiniz. Sultan II. Mahmut, tebdili kýyafetle demirciler çarþýsýnda dolaþýrken yaþlý bir ustanýn önüne örsünü koyup, çekiciyle örse vurarak durmadan ‘Týkandý da týkandý, týkandý da týkandý’ dediðini iþitir. Merak eder ve sorar:
- Hayýrdýr Efendi Baba týkanan ne? Demirci:
- Evlat sorma! (Padiþah olduðunu bilmiyor.) Geçen hafta bir rüya gördüm. Rüyamda padiþahýn rýzýk çeþmesi gürül gürül, sadrazamýn ve diðer vezirlerin rýzýk çeþmesi de bayaðý akýyor. Bazý insanlarýn çok, bazýlarýnýnki ise az akýyor. Bu arada kendi rýzýk çeþmemi gördüm, damla damla akýyordu. Galiba týkanmýþ dedim. Oralardan bir kazýk buldum, týkanýklýðý açmak için çeþmenin içini karýþtýrmaya baþladým. Bu arada kazýðýn ucu içinde kýrýlmasýn mý? Bu sefer hiç damlamaz oldu. Bir uyandým ki rüyaymýþ. Ertesi sabah gelip her zamanki gibi dükkânýmý açtým. Akþama kadar bekledim bir tane dahi müþteri gelmedi, komþularýma ayný müþteri geliyor. Bana kimse gelmiyor. Ben de bundan dolayý, sýkýntýdan týkandý da týkandý, týkandý da týkandý diyorum.
Bunun üzerine padiþah:
- Fazla üzülme müþteri gelir, diyerek oradan uzaklaþýr. Yanýndaki adama:
- Bu Demirci’nin ev adresini gizlice alýn bana verin, der. Padiþah saraya varýnca aþçýbaþýyý çaðýrtýr, ona þu emri verir:
- Bir tepsi baklava yap, tepsinin altýný altýn ile doldur. Þu adrese gönder, buradan gittiði söylenilmesin.
Demirci bir tepsi baklavayý alýnca gönderene dua eder. Kendi kendine ‘Çoluk çocuk kaç günden beri kuru ekmek dahi bulamýyor. Bu pahalý, nefis tatlýyý hemen yiyip bitiririz. Bari bunu tatlýcýya satýp da üç-beþ gün daha kuru ekmek yeriz.’ diye düþünerek baklavayý satar.
Padiþah durumu öðrenince üzülür. Yeniden aþçýbaþýyý çaðýrtýr:
- Bu sefer bir hindi kýzart içini altýn ile doldur. Ayný adrese yine isim söylemeden gönder.
Demirci yine dua ederek hindiyi alýr. Kendi kendine ayný þeyleri söyleyerek iyi fiyata kýzarmýþ hindiyi lokantaya satar.
Padiþah durumu öðrenince Demirci’yi saraya çaðýrtýr ve olan bitenleri kendisi anlatýr.
- Sana son bir þans daha veriyorum: imparatorluðun hazinesine gideceðiz. Eline küreði alacaksýn, hazineye daldýracaksýn. Ne kadar kaldýrabilirsen o kadar hazine senin olacak, der.
Demirci bütün hýzýyla altýn öbeðine küreði daldýrýr, küreði altýnlar dökülmesin diye yavaþ yavaþ kaldýrýr. En son kaldýrýr bakar ki heyecandan ters daldýrmýþ; küreðin sapýnýn üzerinde küçücük bir altýn parçasý bulunmakta... Bunu gören padiþah, ellerini iki yana açarak, þu tarihi sözünü söyler:
-Vermezse Mâbut ne yapsýn Sultan Mahmut…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.