Kan ter içinde uyanýyorum bir kâbustan
Çocukluðumun elinden tutup getiriyor bir abla
Göz göze geliyoruz çocukla, tanýmýyorum!
Pikapta Müzeyyen abla cýzýrdýyor gür sesi ile
“Kimseye etmem þikâyet, aðlarým ben halime”
Yere bassam pislik
Ayaklarým boka batýyor
Göðe baksam
Simsiyah bulutlar
Üzerime kurþun yaðýyor!
Çýðlýk atýyorum var gücümle
Kimse duymuyor!
Çocukluðumu getiren ablaya bakýyorum
Yok olmuþ!
Baþ baþa kalýyoruz çocukla…
Yine göz göze geliyoruz
Yine tanýyamýyorum!
“Annen kim senin?” diyorum usulca
Gözlerinden iki damla düþüyor ayaklarýma!
Bir þiirin içinden akýp geliveren
Hüzün kadar duraðan
Mutluluk kadar
Ümitli olmak istiyorum þimdi
Yorgun akþamlarý dizimde uyutmak
Ninniler söylemek
Ve bir anne þefkatiyle
Karþýlamak istiyorum tanyerini
Ölmüþ bir yazarýn kaleminden yaþamý hatmetmeyi
Irksýz bir sevdayý kucaklamayý
Ve coðrafyasýz bir tarihi yazmayý
Ne çok istiyor benliðim, kalemim…
Sonra çýkýp geliveriyor ansýzýn bir kurbaða
Ayaklarýmýn dibine!
Gözlerimi kapatýp, açýyorum
Onu prens olarak göremiyorum
Ama onu yine de sevebiliyorum!
Bir þiirin içinden akýp geliveren
Hüzün kadar duraðan
Mutluluk kadar
Ümitli olmak istiyorum þimdi…
13:30/20.10.2017
Sevtap Kaya Nurgönül