Dalgýndý.
Deniz ise çýldýrmýþ gibiydi, kumsalýný dövüyordu.
Bir adam vardý kýyýda oturan..
Akþamýn kör karanlýðýnda kýyýdan, ufka bakýyordu.
Adamýn!
Duyacak hali yoktu, yanýnda davul çalsan.
Öylesine dalgýndý.
Kim bilir, neyi düþünüyordu.
Neden ve nereye bakýyordu, bu dalgýn bakýþlý adam.
Oturduðu taþýn üzerinde heykel gibiydi.
Gözleri birini arýyordu, denizin dalgalarý arasýndan
Çok dalgýndý bu adam.
Çok.
Sýskaydý
Ýnce býyýklý kýrçýl sakallýydý.
Bu adam ufka baktý, akþamýn önünde durmadan
Bense seyrettim biraz uzaktan.
Birden yaðmur baþladý.
Deniz kudurdu dev dalgalar yuvarlandý sahile vurdu.
Adam yine kalkmadý yerinden
Baktý ufka, yaðmura yaþa aldýrýþ etmeden.
Kör ýþýklar altýnda.
Ve!
Derin düþünceleri içinde.
Elbette vardý bir beklediði
Yoksa neden beklesin bu adam, akþam olmuþ yaðmurda yaþta.
Neden kalkýp gitmesin evine!
Buna benim,
Cevabým, yoktu.
Bir ara kalkar gibi oldu.
Elini kaldýrdý kaþlarýnýn üzerine koydu uzaklara baktý.
Sakallarýný sývazladý,
Kýrçýl sakallarýndan sular aktý.
Tekrar oturdu taþýn üstüne.
Nihayet bir karartý göründü dalgalarýn arasýndan
Bir þeyler mýrýldandý kendi kendine
Kalktý.
Kayboldu karanlýðýn içinde o adam.
11 Eki. 17
Ahmet Yüksel Þanlý er