Bir akþam vakti, zamaný durdurup
ekleyip yýldýzlara yalnýzlýðýmýzý
yaralarýmýzý sarýp
kanayan yüreklerimizle
çekip gitmek vardý buralardan ahhh!
nehirler, þehirler, ölümler geçerek
çekip gitmek vardý buralardan
hasretini çektiðimiz daðlara...
Mehtabýn ýrmaða
damlanýn yapraða
cemrenin topraða
hasretin dudaða deðdiði zaman
bir yolcuyu bekler gibi uzaktan
yayla yollarýnda karþýlayýp sevdiðimizi
tutup elleri kýnalý nazlý bir gelinin elini tutar gibi
ve içip aþký billur sulardan kana kana
bir düþü tüm güzelliðiyle paylaþarak
baþýmýzý kaldýrýp göðe haykýrmak vardý...
Bir seher vakti, durdurup zamaný
ayaz vurmadan güllerimize
yollarýn kenarýna dizilmiþ,
boynu bükük çiçekler gibi
içimizi burkan ezgilerle
dizilip sýlanýn yollarýna
çekip gitmek vardý buralardan ahhh!
çekip gitmek vardý
gönlümüzü çeken topraklara...
Öksüz kalmýþ aðaçlar boyun eðdiði zaman
buzun ateþe, acýnýn yüreðe deðdiði zaman
küsmeden bahar yaðmurlarý umutlarýmýza
boranlar sevinçlerimize çöreklenmeden
çekip gitmek vardý buralardan ah!!!
çekip gitmek vardý dostum
geç olmadan
vakit ölmeyi geçmeden
sarýlýp sevdiklerimize doya doya aðlamak vardý
Nuri CAN 1985