Mâzi yâd ile yaþar, destanla nefes alýr
Tarih Türk’ü anmasa, destanlar yarým kalýr!
***
Vakit yine o vakit, yine öyle bir andý
Tan vakti doðan destan, bedeli yine candý
Tuzak hayli yamandý, imtihan hayli çetin
Söz konusu vatandý, bekâsýydý milletin
Anbean homurtusu þiddetlenip, artarak
Ölümdü gökten gelen, gökyüzünü yýrtarak
Ne kartaldý süzülen, ne þanlý Ebâbil’di
Kuþlar çelik kanatlý, her biri bir Kabil’di
"Müsait an" diyerek ihaneti icraya
Kuþanýp silahlarý dizildiler sýraya...
Ustalýk eserine alçak ararken lâin
Okyanus ötesinden aday olmuþtu hâin
Saklanarak ardýna takiyye maskesinin
Saplandý sînesine -arsýzca- ülkesinin
Tasma takan ayný el, yular ayný yulardý
Deðiþen bir tek "bedel", ihanet "bir dolardý!"
Beklediði gün o gün, Temmuz’un on beþiydi
Yüreklere düþen kor, fitnenin ateþiydi
Âkýbetten pek emin, sýrýtan, "GÜLEN" vardý
Vahdete yârken herkes, milleti bölen vardý...
Beddua yaðdýrýrken gözleri çakmak çakmak
Tarih tekerrür eder zannediyordu ahmak
Nazlý hilâlim mahzûn, düþünceler sisteydi
Lâkin herkes ayakta, kulaklar Reis’teydi
Þaþkýnlýðýn ardýndan gözyaþýný silerek
Ýþaret bekliyordu, pür dikkat kesilerek...
Çok geçmeden sadâsý Yurt sathýna yayýldý
Her hecesi umuttan, sözü emir sayýldý
Dikilip karþýsýna korkusuzca hâinin
"Geliyorum" demiþti; siz de meydana inin!
Ýnin ki, zûl sayýlsýn, ok sadakta durmasýn
Ýnin ki, gözü dönmüþ alçaklar kudurmasýn
Ýnin ki mahzun mesrûr, zalimler meyus olsun!
Ýnin ki, her yer Samsun, On dokuz Mayýs olsun!
Vakit cenge âyardý; toplandý öbek öbek
Yaþlý, genç, kadýn, erkek; kararlý ve gözüpek
Mü’mini cesur kýlan, inancýydý, îmandý
Þan ve þehâdet için en müsâit zamandý
Yedisinden yetmiþe her ferdiyle neferdi
Parola tek: "direnmek", hedef yine zaferdi
Halel getirmem deyip ecdâdýmýn rûhuna
Dar etti meydanlarý hâinler gürûhuna
Bir destan yazmalýydý, rastlanmayan eþine
Aldýrýþ etmiyordu tanklarýn ateþine
Her biri bir arslandý, her biri bir mücâhit
Aþk-ý istiklâl’ine kanlý paletler þahit
Ne ürkeklikten eser, ne korkudan iz vardý
"Ben"lik birliðe esir, bir aðýzdan "biz" vardý.
"Biz" diyerek kahpeye aþýlmaz sýnýr çizdi
Gözü pek yiðidimden ölüm bile âcizdi...
Yaþanan herc-ü merci tasfir etmek ne mümkün
Kalleþ kardeþi vurdu, gökler aðladý o gün
Canlar canice hýrstan olurken delik deþik
Ömer Halisdemir’le aþýldý en zor eþik
Þehâdet müjdesini alarak Hakk katýndan
Vurmuþtu þerefsizi tam alnýnýn çatýndan
Ýstiklâlin bedeli kan ile tartýlmýþtý
Türk’e biçilen kefen yeniden yýrtýlmýþtý.
Örtülmüþtü üzeri tefrika belâsýnýn
Oyunu bozulmuþtu terör müptelâsýnýn.
Batý þaþkýn ve üzgün, Coni mutsuzdu o gün
Asýlan suratlarda mimikler buzdu o gün
Savaþmak mukadderse þehâdet Türk’e þandý
Bunu unutan dünya kahrýndan periþândý
"Küfür tek millet" idi; böyle diyordu âyet
En geç o gün öðrendi, bilmeyen varsa þâyet.
Kudret-i Ýlâhiyle bozulurken bu tuzak
Sanmasýn ki hiç kimse, tehlike dünden uzak
Belli gayesi garbýn; iþgal edip "kale"yi
Hayaline yol açmak, geçmek Çanakkale’yi
Deðil mi ki bu Vatan Ýslâm’ýn son kalesi
Bir an gaflete dalsak ölüm an meselesi
Sen! Evet sen, arkadaþ! Unutursam hatýrlat!
Bunca kahpe ayýkken haramdýr bana rahat
Ve harâm olsun sana anandan emdiðin süt
Zafer "nefer" beklerken eder isen tereddüt
Biz ki; soya bakmadan mazlûma sýcak kucak
Biz ki; zâlim gördümü, kýnýna haram býçak
Biz ki; Rahmân önünde boynu bükük bir lâle
Biz ki; serhat boyunda gem vurulmaz þelâle
Biz ki; nice mazlûmun avuçlarýnda son mut
Biz ki; fersiz gözlere ufuktaki son umut
Biz ki; garpta doðarken, þarký boðarken zillet
Haksýzlýðý haykýrýp isyân eden tek millet
O yüzden kýrýlsa da -zuhûr ettikçe- beli
Yok etmek mümkün deðil "darbe" üreten eli
Nezdinde hasm-ý Türk’ün, Hilâl çýbanbaþýdýr
Hakikatte bu dâvâ Haç-Hilâl savaþýdýr
Kursalar da býkmadan bahtýna kanlý pusu
Ölümü öldürende olmaz ölüm korkusu
Ne akan kan beyhûde, ne de akýtýlan ter
Zafer inananlarýn! Birlik olalým yeter!
Mecit AKTÜRK