Çocuktu.
Amma, özlediði güzelliði bilecek yaþtaydý.
Durdu onlara baktý.
Gördükleri karþýsýnda þaþkýndý.
O güne kadar görmediði, güzel bir tablonun etkisi altýna girmiþ.
Þaþýrmýþtý!
Gördüðü güzellik,
Mutluluk saçýyordu, ýþýk saçýyordu etrafýna.
Aþkýn, tatlý dilin, en güzelini yansýtýyordu bakanlara.
Bu güzellik karþýsýnda Mehmet þaþýrmýþtý bakakalmýþtý.
Kýskandý.
Taþ kesildi, olduðu yerde baktý, baktý.
Düþünüyordu.
Bir kendilerini bir’ de onlarý, düþünüyordu.
Çocukça bir tavýr takýnmýþtý, belki’ de içinden kýzýyordu.
Belki’ de o,
Yüzünün hiç gülmediðini hatýrlamýþtý.
Þaþkýn, þaþkýn durdu baktý.
Sonra o,
Birden tarlanýn içinde hýzla koþmaya baþladý.
Ýzbe bir noktada, durdu.
Kimsenin göremeyeceðini sandýðý bu yerde, aðlamaya baþladý.
Hýçkýrýyordu.
Gözlerinden, oluk, oluk yaþlar akýyordu.
Belli’ ki gözlerinin önünde bazý kötü olaylarýn görüntüsü vardý.
O küçük adam o gün!
Sanýrým.
Gördüklerine deðil, yaþadýklarýna aðlýyordu.
11 Tem. 17
Ahmet Yüksel Þanlý er