OLMADI...
İçimin sessizliğinde üreyen yankı,
Mal ettiğim hüzne deryaların kanadında takılı yalnızlık,
Yalın ayak sevişlerin de mezarı
Kepaze gölgeler.
Bir yükümde bir yüklemde,
Kök hücresinde ölümün,
Acıyı sağaltan isyanların de mezarı.
Anıtlarda ayrı;
Aryalarda kanayan yaraların ihlali;
Son sürat zaman özürlü yılların de ikrarı:
Hani, dolduruşa gelsem de
Mimlesem çocuk yanımı;
Solduruşa gelsem de kopup gitsem dalımdan:
Son bilsem de şu şiiri
Koymayı becersem noktayı.
Olmadı, başa sardım günü;
Yetmedi evrildim diri diri;
Olmadı evet, olmadı henüz;
Kayalarım un ufak,
Sağlarım sol,
Solum hepten yangın;
Mağfireti belki de onca hezeyanın;
Şimdi namert bir şarkı olmak vardı.
Tadım olsa keşke
Koyuversem en şaşaalısından bir kahkaha:
Korkarım ama hem de çok
Hele ki öykünen kadınlar görsem çevremde
Bir de çemberlerin gizeminde
Bir nokta asaletinde
Giyinsem ölümü.
Aklım düşüşlerde,
Ruhta solgun bir siluet edindiğim şu rahle;
Kanıksadıkça yorgun yılları,
Dalya dedikçe hüzünlerin üzerini örttüğüm
Hangi yırtık perde ise,
Safsata yüklü ömürlerde çalakalem yaşayan
Hangi şairse içime çektiğim…
Çok görmeyin asla çoğul kimliğimi;
Şen bir bülbül isem ne çare yüksündüğüme;
Bir güle dönüşsem gece vakti ne çare
Hele ki ölümlü bir serenat tadında
İçmeyi dilediğim o milatla
Yaktığım her hüznü kovalarken bir heves,
Sanrılarımı çoktan gömdüm
Açık ara farkla gerçekleri dilediğim.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.