Dün dolaþtým.
Dolaþtým’ da, haramiler þehrinin parklarýnda
Hoþ kokan gülleri gördüm.
Bahçelerinde çeþit, çeþit çiçekler gördüm.
Ve!
Son model, arabalar gördüm.
Sonra!
Saraydan güzel evler gördüm, bu þehrin sokaklarýnda.
Þaþtým kaldým, etrafa bakýnca.
Ellerinde köpeklerle dolaþýyordu, þehrin kadýnlarý.
Son modaydý.
Giydikleri, kuþandýklarý.
Lokantalardan çýkmýyordu, akþam olunca insanlarý
Ziynetle oynuyordu kadýnlarý.
Þehirde sanayi yoktu.
Fabrika, yoktu.
Büyük, büyük alýþveriþ yerlerinden baþka bir þey yoktu.
Zenginlik fýþkýrýyordu,
Varlýk fýþkýrýyordu, her taraftan.
Sordum kendi, kendime.
Nereden buluyor burada yaþayanlar bu kadar çok parayý.
Fakiri nerede buranýn diye.
Nereden buluyorlar bunlar parayý diye.
Yoksa dedim.
Taþý topraðý altýn denen yer burasý yoksa diye.
Yok dedi içimden bir ses.
Dedi.
Bu þehir, sýradan deðil, haramilerin yaþadýðý yer diye.
21 Haz. 17
Ahmet Yüksel Þanlý er