biraz sonra tekrar, o telefon yine çalar kalbim duracak sandým, açtým “-özür dilerim kapatmak zorunda kaldým kapýyý çalmadan gelir gider kayným” konuyu deðiþtirmek lazým “-kýzlar nasýl.. þirincanlar çok tatlýlar maþallah canlarýýýmm”
…. alaycý, laubali bir sesle “yannama diyeyrum saða” dedi … “-anlýyorum seni, bana güvenmiyorsun belki de güzel bulmuyorsun elbette yanýnda genç çok güzeller olunca tabi! oysa ben.. seni tanýdýðýmdan beri senden baþka bir þey düþünmüyorum” dedi memnun, !
hiç tatmadýðým baþka bir mutluluk kaplýyordu içimi söyleyeceðim çok þey vardý, aslýnda onu çok seviyordum; ama sustum.. sesimi unutmuþtum..
susmuþtuk.. nefeslerimizi duyuyorduk.. onun sesini duymak, söylediklerini kaçýrmamak istiyordum baskýn, þuh, tatlý, sorgulayan bir “-evvet?” dedi “-ne evveett?” “-sen?” usulca “-ben de” diyebildim duydu mu? duymadý mý? bilmiyorum
gene o baskýn.. kadýnsý þuh ses kiii.. hem de bu defa kahkaha eþliðinde “-ne sen de” dedi mahçuuup “-ben de iþte..” dedim o gene otoriter.. “ülen! adam gibi üstüne basa basa, desene “emin deðil misin hislerinden” gidip vardým ilk okulun ilk günlerine;
çok sonra “-ben de seni,..” deyip gene sustum oysa içim taþýyor; "hep seni düþünüyorum seni çok seviyorum” demek istiyorum çok çok sonra diyebildim “seviyorum” ..
“-her þeyden çok..” “ben de hem de ta ilk günden beri” “ama bu baþka bir þey”di “sevmekten öte” “seni yaþamak sanki” “sende yaþamak içimde;
seni yaþatmak "-bir kadýn ister gibi deðil…” “-biliyorum” dedi "!" “-benimki de öyle”
“-sýradan bir þey deðil.. daha önce adý konulmamýþ yaþamadýðým, tatmadýðým duygular, meðer ne cahilmiþim bilmediðim ve senden öðrenecek ne çok þeyim varmýþ.. ne kadar sýradan, zavallý, sürüdenmiþim ..”
aklýmda bir þey yok, hiç bir þey gelmiyor “-ülen; bir þarkýdan, yabancý bir þairden falan yok mu bi dörtlük bu nasýl profesörlük” “otuzun üstünde kitap?” “bu köylü çocuk “aþk” karþýsýnda bitap!” “en güzeli; soruya soru ile cevap” “-nasýl yani” “-bak þimdi sen sabah zeytinyaðlý yumurta yedin deðil mi domates-peynir, kayýsý reçeli” hiç düþünmeden “evet” dedim (aslýnda çökelek ve viþne reçeli idi) “-yanýnda da çok açýk çay” sevinçle “-evvet" dedim "-yahu nasýl bildin ki?” “-nefesin hala yumurta kokuyor” dedi diþimi fýrçalamamýþým gibi bir utandým ki
“-akýllýýýmmm; ben hep seninleyim, bak þimdi, gece ikiydi uyandým baþýnda bekledim iki buçuk gibi usandým beklemekten, gözlerini özledim öptüm gözlerinden uyandýrdým kýyamam sana bebeðim” "ne diyor bu?" dedim
“-beni çok sev, muhtacým sana” dedim “-kýyamam sana güzeliiimm neden söylemedin peki” bu defa kýzgýndý “-bilmeem” .. “-buna hakkým var mý” bir anne þefkati, bir büyük korumacýlýðý “-kýyamaaamm, caným benimmmm”.. ? "yani hakkýn olsa, hý?" hýnzýr arsýz küçümser güldü, sonra halime acýdý "-ben seni çok özlerim.. yollardan gözlerim.. ismini sayýklarým hocacýýýmm canýmmmm canýmm canýmm”
þimdi alaycý “-ne diye” .. “-sen benim adýmý biliyor musun” aklýma ilk geldi “-güüülll” “gülün sana kurban olsun, masumummm” ilgimin fark edilmemesi için onu kimselerden soramadýðýmý unuttum.. … sevdim bu ismi, sen bana hep “gülüm” de “güülllüüümmm!” sahi neydi adý sordum "adýn ne?"
sonra durduk yerde “benim güneþim olur musun” “olmaz” dedim “-nedeen!!” .. “sen böylesine güzelken .. “ilahemken .. ben ancak senin kulun kölen, sevdalýn olurum, sen de benim Sultaným!..”
“-beni güzel mi buluyorsun” “-hem de çook” "?" oysa hiç düþünmemiþtim o ana kadar aklýma bile gelmemiþti “-yemin ederim çok güzelsin” … “sen de çok güzelsin..” “..” “-gülüüm” “-güzeliimm” “-!” “-bebeðiiiimm” “-?” “-kapat hadi!” “-sen k..” “-kapat dedim ülen!” “-sen kapat..” “-eþine yakalanacaksýn kapat ülen!”
"ben yarýn seni ararým" "!" "ben aramadan arama lütfen" "..!!" "mesaj da yazma" ".!" "sen beni düþün yeter" !
"iþimiz var bu küçük?"
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.