Hıra bir kandil gibi düşerken her gece düşlerime
cinatlı
Hıra bir kandil gibi düşerken her gece düşlerime
Ayrýlýktan anlamam,
Cennet cehennem deðil yolumda ki kýlavuz
Rüzgârýn vurur Musa’dan saçlarýmýza
Baþýmý çýkarsam Tur daðýndan arþa
Nuh’un gemisi geçer evimizin damýndan,
Karanlýk ikiye yarýlýr geçeriz arasýndan,
Bir gece vakti tur daðýndan hýradan
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim
Biliyorum,
Að örmeyi unutmuþ maðara önünde örümcekler
Sýrra kadem basmýþ ebabiller çekilip gökyüzünden,
Yangýn düþmüþ her yüreðe fecr-i kabirden
Yakýlmýþ kentlerin dumanýndan, külünden,
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim
Kýþ yanar içimde,
Cehennem yontulur düþlerimden
Tabutlara düþer yolculuk
Takvimlerde telaþ
Tut ki cesetlerimiz kýymýklanýr cellâtlarýn diþlerinde,
Bir devrimdir seni tanýmak kuduran batýnýn ensesinde
Kalem susar dil susar
Çölde yürümeyi unutur karýnca,
Dalgalarýn ölümsüz
Bal tadýyla kýyýlara vurunca,
Gökte Zühal yýldýzý,
Hekim olur dermansýz dertlerimize.
Kavgalar biter, kasvet gider,
Ýkbal kýblesi sultaným, efendim
Kaçtým süfli saraylardan,
Þems’in güneþinde
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim
Gökkuþaðýndan mülteci,
Göðsümden uçarken güvercinler,
Ýmbatlara sarýldým,
Merdiven dayarken evlerin çatýsýndan aya
Maviler merasim taburunda,
Nil yüzünde Musa’nýn.
Þahmeran seni bekler evrenin susuzluðunda
Hazan düþer baharlara
Hüzün mevsimi konaklar yüreðinde Meryem’in
Yanar yüreklerde Kerbela
Cesurca bir yalnýzlýða itilir çaresizlik
Mor bulutlar toplanýr boynumun aðrýsýnda
Telaþlý kuþlar konar avuçlarýma uzun zamanlar,
Hýra bir kandil gibi düþerken her gece düþlerime,
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim
Ceylanlarýn gözyaþlarýndan hüzün emziriyorum o kutsal güne,
Veda tepelerinden dudaklarýmýza dökülmüþ bir hasretle,
Yýllar susar, beynime sarkaç, eflatundan bir ay girer göðsüme
Deryasýna kavuþmak için hýzla akan ýrmaklar gibi
Camlara zincirleyip geceyi, sýðýnýp kanatlarýna bir kelebeðin,
Gökkuþaðýndan seccademi serip sulara
Bir Mevlana rüzgârýna sarýlýp gökler çöktüðünde canlara
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim
Aþk cefa ülkesinde seni beklemekmiþ
Çöl misk-ü amber kokmuyor artýk
Kusva’ýn ayak izinde.
Gözlerimin bulutlarýnda yaðmur,
Bahira’ya giden kervan.
Çileyle yýkanan Ýbrahim sofrasýnda alnýma düþen yol
Birde kurtulup kýrk yamalý günahlarýn tapusundan
Kaygýsýndan, tüm hacet kapýlarýnda seni dileyip
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim.
Zaman aynasýndan tufanlara kapýldýk,
Sorsam anlatabilirmiydi seni yýldýzlar
Bu hayat kül, tebessüm paslý, hýra yaslý
Gökyüzü saðýr, yer dilsiz,
Gün batýmlarýna kepenkliyoruz yangýnlarý,
Hasret ilmikliyoruz beyaz kuþlarýn kanatlarýna,
Sabýrdan evler dikiyoruz çöllere,
Ýsa yüzlü çocuklar bekler seni sevrde
Gecenin esrarýna pervane,
Bir uygarlýk düþerken Þeyh Galib’den.
Vidalanýr göðsümüze Mansur yalnýzlýðý,
Hasret týðýyla ismini yazýp göklere
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim.
Güller içinde bir gülsün, can bulmuþuz canda
Ay soluklanýr çehrende, güneþ emrine amade,
Senden sonra ne varsa silmiþiz ömür defterinden,
Kýyamet mi koptu, sen yoksun
Kýrmýzý bir gül dolaþýr þah damarýmýzda.
Þimþeklerden ata bindik, çaresiz deðiliz Yusuf kuyusunda
Bedir bir efsane döker yüreðimize
Kum denizinde yüzer gemiler,
Çatlayan dudaklarda biriken hazine mahþere azýk,
Tahammül bitti, kaygý yok, kasvet yok
Mavi bir sonbahar ihtimal ki sana kavuþmak,
Sensiz gülistanda gök gürültüsü yaþamak,
Þimdi sen yoksun, boynu bükük hýra, seni bekler kutsal mabet
Ýsa kýlýcýnda silkinip
Pervasýz sevinçlerin harman yerinden
Sessizce aðlayarak sana geleceðim efendim.
LÜTFÝ KÝREÇCÝ
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.