Bir mayýn vurdu topraðý
Kalkýþtý ateþle duman
Sonra kana kesti acýlar…
Kadirbilmez savlarýn bâtýl
Siyon pagoda Tanrý’n yalan söylemiþ sana
Uygunsuz eylemlerini kahpeliðine yüklemiþsin
Dizginlerin efendinde
Kendi þakaðýna sýkýlan bir mermisin sen…
sen bilmez misin Alacan,
bu topraklar bizim…
bilmezsin elbet
sen
bu topraklar için can vermedin.
Uzun yýllar sinsi bir þecere içine sindin
Âsi ufkunu hasebinle abartarak
Tahammülüme çok riyalar ürettin
Ocaklar yaktýn canýmda…
Baðrýma taþ basarak,
Bihuþ karþýlýklar sükut ettim zamana
Kastý dövüþsüz beyanlarla
Dili yumuþak nasihatler ilettim, dinlemedin.
Artýk sözün bittiði yerdeyiz hep birlikte
Ölüme kadar yolun var/ yol tutar
Sen anlamadýn Alacan
Anlayamadýn…
Ýlk olmayacak bu hezimetin
Tarihi yazdý sayfalarca
Kendinden menkul kerametin
Akýllanmadýn be Alacan…
Mümkün olduðunca izini sürerim merhametin
Yine de tükenmez ihanetin
Nasýl bir insansýn sen Alacan?
Bu savaþ senin savaþýn deðil,
Dünyayý kirletenlerin,
Dünyayý tüketenlerin,
Anlayabilsen
Nasýl bir hile ile yýkanýyor beynin
Öðrenebilsen
Ama sen öðrenemezsin
Ýdrakten yoksunsun be Alacan…
Kendi topraðýmda yitirdiðim
Tüm barýþlarým
Uzlaþýr eller ararken sýkmaða
Tetiðe dokunur parmaklarýn
Hokkabaz iplerinin ucunda
Kim çekiþtirir ucundan göremezsin,
Göremezsin be Alacan…
Ama mazeretidir ahmaklýðýn
Asiliðine ihanetlerinin
ben anlatýrým da sen anlamazsýn
dahasý
beni suçlarsýn acýmasýzlýkla
her þey özüne dönecek elbet
sen istemesen de
Ben iyi tanýrým seni
sen yine isyan edeceksin
ihanet senin genlerinde be Alacan…