(Yýl 1983; Sn Vekilimiz ile gittiðimiz keklik avýndan eli boþ olarak baþka yollardan köye dönen ilk benim, yolda gelirken, daðdan köyün manzarasýný tasvir ile baþlayan bu satýrlarda 2053 sh de (isminin geçmesi hoþ olmayan hikayeler Çal’dan çýkarýlmýþtýr) þiirsel anýlar burada köy kahvesi ortamý ile sonlanacak.
bana ve seriye gösterilen tolerans için gönüller dolusu teþekkürler.
* * * *
çocukluðumda bu köy böyle tenha deðildi kimi sorsam? Koca Hüseyin "epeydir gelmez" dedi.
kimin pazarda, kimin ovada olduðunu bir bir sýraladý, Aþçý Ali’nin oðlu
bütün ayak izleri sundurma bir kahveye odaklanmýþ bu karda kýþta gidilecek yer, yapacak iþ mi? varmýþ.
pencereden süzülen loþ ýþýkta yükselen kör sigara dumaný, acý tütün kokusu ve burcu burcu demli çayýn buðusu eskimiþ afiþler duvarlarda yerler masalarýn ayaklýklarý sandalyeler çamurlu
mavi gökyüzünde beyaz ay-yýldýz, yan yana gelmiþ yansýmýþ yeryüzüne cesetler arasýnda göllenmiþ kýrmýzý kan ve atýnýn üstünde ihtiþamlý Alparslan “Türk Bayraðýnýn Doðuþu” resmedilmiþ
tabloya ciddi alaka ile bakan gençlerden duygulandý dayým; “-genþler de(yi)n bakalým bu bayra(ðý)mýzýn üsdündeki ay yýldýz nerden neþet ediyo”
“-belli mi deðil amca iþte Alparslan’ýn gördüðü manzara” “-orasý öyle de ne anlama geliyo, manasý ne”
“-hincikinner bilmez Hasan Öðretmen ay, yani hilal Allahýn harfleridir.. islamýn rumuzudur yýldýz iki eli, iki ayaðý bi de insanýn baþýnýn temsilidir yani islamýn sarmaladýðý Türk demekdir” dedi
“-bizim baþgedikli! öldüyse Allah, rahmet eylesin, gabirini cennet etsin Kosova Zaferinin gecesiymiþ” derdi emme yalan emme essah vardýr bi bildiði bize öyle öðretdi”
Aþýk Veysel dizeleriyle bir kaç banka reklamý bir de ilan panosu
"-Dost dost diye nicesine sarýldým Benim sadýk yarim kara topraktýr Beyhude dolandým, boþa yoruldum Benim sadýk yarim kara topraktýr."
“Nice güzellere baðlandim kaldým Ne bir vefa gördüm, ne faydalandim Her türlü isteðim topraktan aldým Benim Sadýk yarim kara topraktýr”
“Koyun verdi, kuzu verdi süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi Kazma ile döðmeyince kýt verdi Benim sadýk yarim kara topraktýr”
"-Karnýn yardým kazmayýnan belinen Yüzün yýrttým týrnaðýnan elinen Yine beni karþýladý gülünen Benim sadýk yarim kara topraktýr."
“Ýþkence yaptýkça bana gülerdi Bunda yalan yoktur, herkeste gördü Bir çekirdek verdim, dört bosdan verdi Benim sadýk yarim kara topraktýr."
“Havaya bakarsam hava alýrým Topraða bakarsam dova alýrým Topraktan ayrýlsam nerde kalýrým Benim sadýk yarim kara topraktýr."
“Her kim ki olrsa bu sýrra mahzar Dünyaya býrakýr ölmaz bir eser Gün gelir Veyseli baðrýna basar Benim sadýk yarim kara topraktýr”
kapýdan her giren selam verir onlara “-aleyküm-selam, merhaba,” “-merhaba,” “-merhaba,” “-merhaba...”
her masada ayrý muhabbet, konuþmalar argolu konken oynayanlarda hiddet ve sakince seyredenler oyunu
“dinleyen yok” ya, radyo kapattýrýlýr, köyde kaç adam varsa birer-ikiþer toplanýr
veterinerin ava gittiði en aktüel haber "Derviþ’in yanýna gelmiþ" diyor kahvede müdavimler
"hoþgeldin"ler herkesten ayrý ayrý, sonra merhabalar karþýlýklý, oyunlar býrakýlýr, yarenlikler kesilir ekabir takýmýna hürmetler gösterilir
ya eller ellere, ya da gözler gözlere deðer her misafir geldiðinde bu! kendiliðinden sürüp gider
herkes bir yerlere iliþir sonra; oyunlara kalýnan yerden, ne de olsa yeni gelenler þehirlidir kaþ-göz, selam, haber kalýp-gidenden sað elin dýþý, sol elin içine tohlanýlýr “ikki sahattýr onu bekleyodum sendemiydi len!”
keklik sekdirmez , Adilin Arif tok sesiyle attý savurdu.. "-valla len epap, davþan höyle dibimdeydi dutturamadým amma! abey çok keklik vurdu"..
Posbýyýk “yemindossun” diyerek baþlayýp bitirdi böylece sandalyesini masanýn yanýna getirdi.
aðzýnýn sol yanýnda sarýlmýþ cýgarayla iskambili elinde geldi Küçük Bolat’da
tabakadan tütün koyarken, Kara Mercan uzun uzun konuþtu olmasa da anlayan
"-misafirlere bak bakalým gonþu, birer çay daha içer miyiz" dedi Sarý Mamýdýn Ali Macar Halil "-bitirsinler bi bakalým, yenileriz arkadaþ Allah Allaahh" dedi
gelip tokalaþtý, bekledi "-valla gardþým" dedi, bekledi Deli Yakýp masadakiler sesi kesti; herkes ona döndü, oyunlarý býrakýp,
galiz bir kelimeyle anlatmaya baþladý kendi kese kese, mevzuyu sürükledi topyekün “-eee” lerden sonra elbette yüzbaþýnýn karýsý da rol aldý dinleyen þehirli bir baytarmýþ, vekilmiþ aldýrmadý zaten o da yediði golü görmezden geldi, çok güldü herkes gibi
Deli Yakýp uzun bir hikayeden sadede geldi "-ee anlat bakalým Sülaman Bey kime verilcek irey" vee sorgular gibi “-bizim þu Mencilis govalisyonsuz olur mu… ha! Bizim uçu(n) olsa noluuu, olmasa noluu sizin ca(ha)pe malefetden gurtulur mu" dedi. !! eski vekil çay bardaðýný masaya koydu, geçmiþ yýllarda kayboldu, yutkundu;
“- "-oðlum sen deðimlisin” dedi. dün, bir nine hastaymýþ, iðne yapmýþým" anlattý Ýbrahime
bizim bebek hastalanmýþtý da “kurþun dökdürdük”, “güya.. nazar dokanmýþ” Döndü Ebe böyle miydi" dedi ………….. "-bâyâ yaþlanmýþ" ?? “meclissss, bildiðiniz gibi valla ne diyeyim hepisi sizlere malum” dedi bir kaþ-göz iþaretiyle, Meclise boþ verdi "-Kara Sümen, Kara Veli, Kara Bayram, Kara Molla" dedi etrafta göz gezdirerek "-Kara Ahmet muhtar yine kara mý köyde" dedi iç çekerek,
"-þu" diye gösterdi müzmin Halk Partili Necati gençlerle oyundaki ufak-tefek birini,
Gucur Halil "-bende mýhtarýdým sayýn vekilim" dedi "-her ne gadar gara olmasam da" Ýzzetin Hakký "-yook gari emmi” dedi “-sizin devrimiz geçti" Türkoðlunun Bolat "-sýra çoluk-çocukta eski mýhtarlarýn damatlarýnda"
Hacý Adil "-ulen olum ha bi hura ðel len!" dedi güya muhtar Vale Durmuþ’a seslendi ama o yönünü bile dönmedi hâlâ henüz askere gitmemiþlerle okeydeydi
Adil Emmi daha bir öfkelendi "bu nassý mýhtarlýk Alla(hýný sever)sen o(ð)lum bu köylü biçcik mahkeme yolu öðrendi senden? ertrafa piþman baktý “-bu iþ çoluk-çoc(uð)a mý galdý ga(y)ri !? adam yok muyudu baþga hu goca köyde kime deyon, deyo mu bi neydiyoru bu! olmaya-gomaya yerme imi" "-valla" dedi Dehmenoðlu "eskiden Köyodasýnda mahkeme gurulurdu". Arif Osmaný, Köseoðlu, Kýsýroðlu, Hasanali heyet olurdu
"-þimdi" dedi Mercenin Osman "þahitlik var har hafta ya Menevþe, ya Deli Gelin yahut da Akdýþarlýya"
Ýzzet Emmi "-köyde öretmen yok” imam yok biri ölse", dedi Felek "-mezer kazcak adam yok",
Hacý Gozir, "-iki öðretmen yeter, okul tamam, yol bii hakkýn tamam" Pandal Memed "-eðsiðimiz evlere çeþme" dedi Týkýrdak "-imam"
Avilden; "-götürdü Kulosmaný bir trafik kazasý Gökçe Mamýt tüydü , Sen(irk)gende” Kara Ýbrem “-köyde ne bakkal ne saltýkçý galdý, ýsmarýç pazara gidenlere."
Kör Melit; "-eskiden berber gelirdi haftada bir týraþa kalaycý, nalbant, düðenci onnar da bahardan bahara."
Lort Amad “-Gopretifçi Ramazan bey, sulama hususuna elattý”
“ekonomik, siyasi” “hatta uluslar arasý”, ve de “bu köyün ufuklarý” birbirlerine pas verip geliþmelerden dem vurdular böbürlenerek. pazarlýkta meyancýbaþlarý Hacýbey, Çöllü, Leylek
Gozir Imýz “-Alicik, Feleð Osman, Kör Melit ovaya bes(ih)ane yaptýlar”
Felek Halili “-Mamaþ Emmi sebzelik, beþ on gonþu elmalýk kardýlar”
Deli Bolat “-ova tarlasý olmayanlar yan gelip yattýlar”
Deli Yakýp “-bir zamanlar ovada guþ içecek su bulunmazdý”,
Çil Sülemen “-Gara Helime Payamdaþa küp koyardý, su eðsilir, gübeç dolu durmazdý”
Nahat “-hinci ganal su daþýr, bahçasý var herkesin”
Ýzzetin Hakký “-yol dersen, asvalt oldu, dövlet zeval görmesin..”
Eðriparmak tasdiklemek için söz alacaktý Ak Mehmedin Ýrbem “-Sayýn vekilim” diyerek (Yokar Týrtarlýlara) Ankara’daki ilgiyi aktardý,
Türk Amat elinin tersiyle masanýn ucuna itti tavlayý "-efendim halýcýlýk bitti, elmacýlýk bitti" diye hayýflandý
Adilin Arif "-bir iþ bulsa;? da(h)a! köyden getcek adam çok"
Necati “Ýsdambolda Nuri bey”
Sadet “-bilmeyon Patir Osman neci”
Kabýþ “-Antellede Hasan bey”
Potak “-Sengetde Tüydü Mamýd”
Adilin Arif “-Alamanda Hacý Amad ve dahi birgaþ giþi ne olduklarý belli deði hepiciði de göya partici”
Kara Ýrbem "-amma torpilimiz yok" dedi
Deli Yakýp "-valla dayýmýz da bari sövabýna bi el atsan"
“-ne olursa sizden olcak efendim gaari” diye köy adýna yalvardý sýðýr çobaný Al(i) Ýhsan
Deli Ali “bu köyün ekme(ði)ni yemiþ o kadak hayýr dovasýný almýþ biri olalak”
hacý takkesini eline alýp, zivtli baþparmaðýna dolayarak tespihini bademci Saat Ali ayaða galkýp, söz aldý, dileðe püskül dikti, "-efendim” ……….. herkesi susturdu pandal ve devam etti Saat Ali
“-tarafýnýzca malim hepiciði” …… “-neye, dersen siz de bu köyün evladýsýnýz hinci Allah bilip duru arife tarif ne ðerek deðil mi”
Akmemedin Ýbirem ayaða fýrladý birden “-Sülaman Beyden fazla sizin gazanýp gazanmadýðýnýzý marað etdik neye derseniz o nun gazanca(ðý)nýn malim olduðundan ziyade onun gosgoca memleketi var
bu köylü bi dene sizi kendinden bildi köyümüzün vekili ne yalan söleyen Allah siz inandýrsýn bu bö(y)le”
“Rabbim Teal Allah siz baþýmýzdan eðsmesin” dedi, Kabýþýn Musa içinden dua etmeye devam etti, vekilin yüzüne baka baka cami ehlinin gözleri onda ses deðil ama hareket vardý dudaklarýnda yüzünü sakalýný tekrar tekrar sývazladý
etraftan gür bir uðultu “-amiiinnnn” dedi birileri, baþýný saða-sola çevirdi diðerleri
Sateli “-arzdeyin dedim” Etraftan yine yükseldi uðultu “-doooruuuu”
“Allah sizden razý olsun” eski vekil “-sizden de efendim hem ne yaptýk ki”
neçeden sonura Kara Ýbrem, devam etti “-köylünün içler acýsý hali" koro boynunu bükerek bu yoðun garibanlýðý var gücüyle tasdikledi püsgül dikti
Mýrý Þaban sessizlikten istifade etti “-yoðu bilimin seen demiþ evveli biiiiiiiri yookk, yok iþdecik yoook, yok”
Nahat, bekletmedi “-asýl tok acýn halini ne bili, toook, tok” Macar Apdýlla “-üsdünüze alýnmayýn tabi”
Akmemedin Ýbirem “-Almanya’ya gitti dönemedi Sýçtý Kazým, Kadir Ceylan, çoluk-çocuðunu da aldý-ðetdi kimezi Hacýlarýn Ramazan, Adilin Ahmat, Devecinin Yusuf Kelbayramýn Arif bir de Azizin Hasan”
Gara Amad; "-Almanya’dan dönenlerde köyde kalamadýlar Ýrecep, Kazým, Bolat, Veysel, Tahsinin Sarý Yaþar".
ayaðý çarýk, paçasýnýn üstünde yünçorabý, Bedel’in, yirik dudaðýnda cýgarasý, kimseye aldýrmadan "-günsüz doðmuþ yeðen" "anasýný emdirividim titreyo zati der(h)al al da ðet"
"-sa(ð)ol emmi" diye iki ön ayaðýndan yakaladý Hoca’nýn Sadýç Memet. sobaya yanaþtýrdý, oðlaðý bu defa da gözler oðlaða, oðlaðýn göbek baðýna odaklandý ve herkes baytar’a baktý
kahve zýnga zýnk dolu derken kapýdan girdi, kasketli, süvari pantolonlu omuzlarýnda paltosu herkesin yer vermeye çalýþtýðý Osman Çavýþýn Hoca, vekil onu kucaklayýp oturttu sað yanýna herkes birer sandalya kaydý yana
çaylarý tazeletti, "-sor bakalým ne içerler" Macar Halil elinde çaytepsisi “-buyurun emmiler”
vekil beni iþaret etti Topal Kahveci “-ona sormaya nüzum yok” "- o açýk içer" evet; hala bilirler, beni bilenler o terkedilmiþ köyde, geçse de seneler
hala o köyden biriyim kendimce hala o kahvedekilerden olamadan, o köylü, ama köylülere göre de, onlardan biri olamayan
o köyün çocuklarý, yýllar sonra da hâlâ o köyde ve hâlâ çocuk, geçen gün gene biriyle, saatlerce oturduk.
o’ da hala orada, ne güzelmiþ o köyde çocukluk Kabak Öðretmenden, Söðütlü’den Akdereden eskilerden çook eskilerden konuþtuk…….
sanki neredeyse hala geriye çekilip Dere Çeþmenin ayaðýndaki yolaktan atlayacaktý ve karþý bayýrdaymýþçasýna yan basýyordu ayaklarý
geriye dönüp baktým karýþtý yýllar özlediðim, çocukluðum anýlar... adýný anamadýðým güzel insanlar, güzel anýlar güzel dostluklar, güzel köylüm; güzelim köyüm... Yukarý Týrtar
Çalý/ 2053
Çalý da farklý olduðu kanýsý ile dipnotlarda açýklanan kelime sayýsý þimdilik 3034
2 yýl süren seride resimlerinden yararlandýðým Sn Gürcan Ekici, Sn Rýdvan Kubilay Yener, Gordion ve sevgili köylülerime teþekkür ederim.
bu sayfayý süsleyen rastgele resim Sn R.Kubilay Yener’e ait.. diðerlerini Face Çalý sayfamýzda sunacaðým
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.