Ne deðiþti dersen, hiç... Eski tas eski hamam! Býraktýðýn gibi dünya babam... Yediðimiz ekmekte kan kokusu, Ýçtiðimiz suda barut... Savaþlar zaten hiç bitmedi, devam Yine pul bibere boya, Kahveye nohut... Zenginin dolar üzerinden bahþiþi, Yoksulun asgari ücreti, brüt...
Ama dersen ki teknoloji, Bak orda dur! Her þey akýllý, þifreli, kartlý; Ýnsanlardan aldýlar, Bunlara yüklediler aklý! Senin yirmi yýlda baðlattýðýn telefon Þimdi görüntülü aramalý, cepte! Harem’den karþýya geçtiðin arabalý, Artýk denizin altýndan, tüpte! Meselâ, iyi saatte olsuna karýþtý mektup Ýnternet çýkalý...
Hani senin çok sevdiðin “Yýldýzlarýn altýnda” þarkýsý var ya... Sorsan, kimse bilmez þimdi. Gökdelende oluyor artýk, Seviþmeler yýldýzlara karþý! Yukarýdaki sokaðý bilmez, Sokaktaki yukarýyý; Ne düðme yerinde, ne ilik! Þimdiki sevdalar günü birlik! Anlayacaðýn, Avara kasnak gibi dönüyor dünya; Eski aþklar kalmadý babam!
Sosyal Medyada Paylaşın:
Abdurrahman Günay Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.